“Baştan söyleyeyim, Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye karşı ambargo uygulama kararı çok yanlış.
Bu karar, yalnız Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilere değil, NATO’nun temelini oluşturan dayanışma ilkesine de büyük zarar verecek...

* * *

Türkiye, Amerikan ambargosunu geçmişte de yaşadı.
1975 yılında Amerikan Kongresi, merhum Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki hükümetin Kıbrıs’a yaptığı ‘Barış Harekatı’na tepki olarak ve baskı kurmak amacıyla, ülkemize silah ambargosu uygulamıştı. O süreçte Türkiye, Kıbrıs konusundaki haklılığının verdiği güçle baskılara direnmiş, Amerikan askerlerinin ülkemizdeki üs ve tesislerden yararlanmalarını yasaklamıştı. Üç yıl süren ambargo sırasında ABD’ye hiçbir taviz verilmemiş ve sonunda süper güç geri adım atarak ambargoyu kaldırmak zorunda kalmıştı.

* * *

Bu defaki girişime karşı da etkili bir tepki göstermek gerekiyor.
Amerika’nın ambargoya gerekçe olarak öne sürdüğü krizde çözümün yolu; diplomatik müzakereler ve hukuktan geçiyor. Türkiye’yi yönetenlere de hiç vakit kaybetmeden eleştirilere diplomasi yoluyla cevap vermek ve haklılığımızı kanıtlamak görevi düşüyor...

* * *

Demokrasi, adalet ve insan hakları alanında başka ülkeleri eleştirerek yönlendirmeye çalışan Amerika, aynı alanda başka ülkelerin eleştirilerine ise kapalı bir tutum sergiliyor. Nitekim eleştirilere muhatap olmamak için Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’ndan çekilmesi, bu görüşümüzü doğruluyor.
Amerika, gene aynı nedenlerle 123 ülkenin katıldığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Sözleşmesi’ni de onaylamıyor. Birçok ülkeyle Amerikan askeri ve sivil yetkililerini bu mahkemeye şikayet etmeyecekleri konusunda garanti almak için görüşmeler yapıyor.

* * *

Amerika, ‘Economist Intelligence Unit’in, ülkeleri demokratik standartlarına göre sıralayan listesinde ‘eksiksiz demokrasiler’ arasında yer alamıyor.
Antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalar yüzünden maalesef Türkiye de eksiksiz demokrasiler kapsamına giremiyor.
Ancak Türkiye’nin bu alandaki eksiklerini gidermek bizim iç sorunumuz ve başka ülkelerin baskısıyla çözüm aramak doğru değil.
Özetle; Amerika’nın ambargosu haklılık taşımıyor.”

* * *

Sevgili okurlarım,
Buraya kadar okuduğunuz sözleri, deneyimli ve saygın diplomat, emekli Büyükelçi Onur Öymen’in dün sabah Bloomberg Televizyonu’na yaptığı açıklamalardan alıntıladım.

* * *

Kişisel yorumuma gelince...
Krizin en önemli nedenlerinden biri, Rahip Bronson’un bir Evangelist olması!..
Zira siyasi güçlerini İsrail’in çıkarları doğrultusunda kullandıklarından “Hristiyan Siyonistler” de denilen ve Amerikan toplumunun yüzde 40’ını oluşturan Evangelistlerin, bu ülkenin iç/dış politikasında büyük ağırlığı bulunuyor.
Hemen belirteyim; Başkan Trump’ın yardımcısı Mike Pence de Evangelist!
6 Kasım’daki seçimlerde Senato’nun 1/3’ünün ve Cumhuriyetçilerin çoğunluğu koruduğu 435 kişilik Temsilciler Meclisi’nin tümünün yenilenecek olması, Trump’ın üzerindeki baskıyı daha da hissettiriyor.
Gücünü sürdürebilmesi için Evangelistlerin oylarını mutlaka alması gerekiyor.

* * *

Ama tüm bunlar, konunun uzmanı Onur Öymen’in dediği gibi; ülkemizi hedef alan ambargoyu asla haklı çıkarmıyor!..

plusbanner2x