Dün CHP’nin milletvekili aday listelerini yorumlamak amacıyla bilgisayarın başına geçtiğimde, bir arkadaşım, varlıklarını yalana adadıkları için hiç okumadığım yandaş paçavraların birinde benimle ilgili bir haber (!) olduğunu duyurdu.
İnternetten bulup okurken gülmeye başladım.
Daha önce de fotomontajla şort giydirip şezlongta güneşleniyormuşum gibi yaratıcı (!) bir çalışmaya imza atan paçavranın muazzam (!) haberini burada paylaşayım da gülün.
Sıkı palavracı olduğu anlaşılan tetikçiye göre; CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce arkadaşlarını milletvekili listelerine sokamamış ama ben gücümü kullanarak desteklediğim Atilla Sertel, Kani Beko ve Mehmet Ali Çelebi’yi İzmir’de istediğim yerlere yerleştirmişim!..
Baştan söyleyeyim:
Bu isimlerin İzmir’de iyi yerlerden aday gösterilmelerine çok sevindim.
Çünkü üçü de değerli, çalışkan, dürüst ve varlıklarıyla CHP’ye yarar sağlayacak siyasetçiler.
Ama bu değerli isimlerin adaylıkları konusunda, gerek kendileriyle, gerekse CHP yönetiminden herhangi bir kişiyle tek kelime konuşmuşluğum yok.
İsteyen açar telefonu, onlara da, CHP yönetimine de sorar!

* * *

İzmir’de oturuyorum ya...
Halk Arenası reyting rekorları kırıyor ya...
Gittiğimiz her yerde halkımızın unutulmaz konukseverlik örnekleriyle karşılaşıyoruz ya...
CHP sözcüleri çok izlendiği için bu programa adeta yarışarak katılıyorlar ya...
CHP’lilerin yanı sıra, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayları, örneğin Muharrem İnce ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, büyük bir ilgiyle izlendiler ya...
SÖZCÜ gibi yüksek tirajlı, etkili bir gazetede çok okunan bir köşeye sahibim ya...
Tetikçi kendini benim yerime koymuş ve “Ben Uğur Dündar olsaydım, bu gücü mutlaka adayları belirlemekte kullanırdım” diye düşünerek palavrayı sıkmış!..

* * *

Talimatlı tetikçi için; İzmir’de yaşamama rağmen CHP İl Başkanlığı binasına hiç gitmemiş olmam, CHP Genel Merkezi’ne yıllardır uğramamış bulunmam, siyasi bir hedef peşinde koşmamam, bundan 30 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylık teklif edildiğinde 30 saniye bile düşünmeden reddedip, siyaset defterini oracıkta kapatmam ve Halk Arenası’nı sadece ve sadece toplumun gerçekleri öğrenme hakkı için yapmam hiç önemli değil...

* * *

Nasılsa “Niçin yalan yazdın” diye hesap soran yok!
Ar damarı çatladığı için, utanma gibi bir duygu yok!
Meslek kuruluşlarından bir kınama yok!
Yargıda cezası da yok!..

* * *

Eğer bu tetikçinin iddia ettiği gücün zerresine sahip bulunsam ve bunu kullanma eğiliminde olsam, hiç kuşkunuz olmasın, CHP’nin Konya listesine müdahale ederdim!
Neden mi?
Sakın aklınıza Abdüllatif Şener’e karşı olduğum gibi bir düşünce gelmesin. Sayın Şener gerek donanımı, gerekse dürüstlüğü, cesareti ve üretkenliğiyle çok takdir ettiğim bir siyasetçidir. Bana göre CHP onu aday göstermekte çok gecikmiştir. Kendisini hararetle kutluyorum.
Benim zoruma giden CHP’nin, Konya gibi büyük bir kentte bir partiliyi ilk iki sırada aday gösterebilecek güçten yoksun duruma düşmesidir.
Milletvekili listesi bunun itirafıdır. Ayrıca inanılmaz bir tempoda çalışarak müthiş bir umut dalgası yaratan Muharrem İnce’nin mitingini dinlemeye gelen binlerce coşkulu destekçiye ve Konya’daki Atatürkçü, sosyal demokrat damara da büyük saygısızlıktır.
Düşünün...
Yıl 1977... Genel seçimler yapılıyor ve “Karaoğlan” Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP, Konya’daki seçimlerden 5 milletvekiliyle birinci parti olarak çıkıyor.
Nereden nereye?..

* * *

CHP seçmenine tek seçenek kalıyor:
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylar Muharrem İnce’ye...

sozcu-banner-1