Hafta içinde bir banka şubesi...
İçerisi işlem yaptırmak için gelenlerle dopdolu. Üşenmeyip sayıyorum, 15 kişi oturmuş, bir o kadarı da ayakta sırasını bekliyor.
Herkes cep telefonlarıyla oyalanırken, ayaktakilerden biri, gişelerdeki memurlara dönüp bağırmaya başlıyor:
 “Yetti be!.. Dakikalardır buradayım. Ne kadar ağırdan alıyorsunuz. Günümüz burada mı geçecek. İşimiz gücümüz var!..”

★★★

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından memurelerin biri, “Siz azarladığınız kişilerin adeta robot gibi çalıştıklarının farkında değil misiniz?.. İnsaf edin beyefendi” diye karşılık veriyor.
Kendisinden empati beklenen hesap sahibi ne dese beğenirsiniz?
“Bana ne senin çalışma koşullarından! Ben işimin yapılmasına bakarım. Senin maaşını ben veriyorum. Haydi bırak gevezeliği de, bir an önce yap işimi!..”
Bekleyenlerden hiç ses çıkmaması üzerine dayanamayıp kaba saba adama “Kadıncağız haklı, kafalarını bile kaldırmadan durmaksızın çalışıyorlar, ayıp ediyorsunuz” dediğim sırada, duvarda işlem numaralarını gösteren lamba yanıp sönmeye başlıyor. Sıranın bana geldiğini görünce “Madem acele işiniz var, sıramı size veriyorum” diyorum.
“Olur mu, ben sıramı beklerim” demeye, teşekküre gerek görmeden, hiçbir şey olmamış gibi, az önce azarladığı görevlinin önüne oturuyor.
Kabalığı alışkanlık haline getirdiği besbelli olan adam, aldığı paraları cebine indirip gidiyor...

★★★

Tesadüfe bakın ki benim işlemim de aynı görevliye düşüyor!
Herkesin önünde azarlanmaktan çok üzüldüğü hemen anlaşılan memurenin eli ayağı zangır zangır titriyor.
Sakinleştirmeye çalışıp “Üzülmeyin, kabalık maalesef toplumsal ilişkilerde yükselen değer haline geldi” diyorum.
Meğer “Bir dokun bin ah işit” denilecek kadar doluymuş.
Salondakilerden birkaç dakikalık izin rica edip başlıyor içini dökmeye:

★★★

Öğrenim hayatım boyunca hep başarılı bir öğrenciydim, üniversiteyi dereceyle bitirdim. Eğitim yaptığım alan farklıydı ama, ülke koşulları nedeniyle bankada iş bulabildim.
Yaklaşık 15 yıllık bir iş tecrübesine sahibim. Bu süre içinde hep büyük takdir gördüm, performans değerlendirmelerinde en yüksek notları aldım. Az önceki kaba insanın şimdi anlatacaklarımdan haberi yoktur. Gerçi olsa da onun gibilere bir anlam ifade etmez!..

★★★

Bankalar saat 09.00-17.00 arasında çalışır diye bilinir. Ama bizler, sabah 08.00’de işe gider, yeri geldiğinde akşam 20.00-21.00’e kadar herhangi bir mesai ücreti almadan görev yaparız. Yine mesai ücreti almaksızın hafta sonları ve bayramlarda şubemize gelir, tutmayan hedeflerle ilgili aksiyon planları hazırlarız.
Siz de görüyorsunuz. Kafamızı bile kaldırmadan işlem yapıyoruz. Kimi zaman ihtiyaçlarımız için dahi yerimizden kalkamadığımız günler yaşıyoruz. Ama gelin görün ki, özveri dolu çabalarımıza karşın, üst yönetim hep gerçekleşmeyen hedeflerden bahseder, gerçekleşenler içinse daha iyisinin yapılmasını ister...

★★★

Bankacılık, stres yoğunluğu en yüksek işlerden biri... Hedef baskısıyla “mobbing”e uğradığı için sıkıntıdan kalp krizi geçiren meslektaşlarımız var. Sektörde 40 yaşına yaklaşan herkes, gelecek korkusuyla yaşıyor. Çünkü işveren, maliyeti yüksek olan deneyimli çalışanlar yerine, asgari ücretle çalışabilecek gençleri tercih edebiliyor. Eğitimli, yetenekli, katma değer sağlayabilecek gençlerin asgari ücrete mahkum edilmeleri ise ayrı bir üzüntü konusu.
60’lı yaşlarında emekli olmaları gereken çalışanlar, sektörden 40’lı yaşlarda atıldıktan sonra ailelerinin geçimini nasıl sağlayacakları konusunda büyük endişe taşıyorlar. Bu koşullarda müdürümüz “mobbing yapmıyor”sa, “çok şükür işimiz var”sa, kendimizi şanslı görüyor, daha fazla mesaiye kalarak, daha çok çalışarak, şükranlarımızı sunuyoruz.

★★★

Bunları toplumun sevilmeyen meslek gruplarından biri olan banka çalışanları adına size anlatmak istedim.
Atanamayan öğretmenler olduğu gibi, işsiz kalan mühendisler, işletmeciler vs. de var bu ülkede. Bir iş bulduğunuzda da kelle koltukta devam ediyorsunuz. Yandaşlar hariç, herkes gelecek kaygısı yaşıyor. Hiç kimse mutlu değil.
Bu genel mutsuzluk yapısal bir değişimi zorunlu kılıyor.
Ama bunu başlatacak birileri çıkar mı?
Yaygın karamsarlığa karşın ben, ümidimi inatla korumaya devam ediyorum...”

★★★

Dertli banka görevlisi haklı...
Umudumuzu koruyalım ama onu kimsenin çalmasına da izin vermeyelim!..