Görüntü gerçekten hazindi...
Sarayın büyük toplantı salonunda koltukları doldurmuş bin 236 hakim ve savcı, sahneye gelen AKP’li Cumhurbaşkanı’nı ayakta alkışlıyordu!.. Aklına “Ne var bunda?” sorusu takılanlar olabilir...
-O kadar çok şey var ki!..
Öncelikle, hakim ve savcılar hiç bir zaman ve hiçbir şekilde, tarafsız ve parlamenter sistemde “sembolik” görev sahibi cumhurbaşkanlarının konutu sayılan bir yerde kura çekilişi yapmamış, kendisini ayakta alkışlamamışlardı!..
Kaldı ki bu örnekte kişi hem Cumhurbaşkanı idi hem de iktidar partisinin genel başkanlık makamındaydı; yani tüm ağırlığıyla yürütmeyi temsil ediyordu!..
Adaleti temsil eden hakim ve savcıların cübbelerinde ilik deliği bulunmaz çünkü onlar hiç kimsenin önünde cübbesini iliklemez!.. Çünkü onlar demokrasilerde olmazsa olmaz “Kuvvetler Ayrılığı” nın üç ayağından biridir,
-Yargı ayağı!..
Bırakın ayakta alkışlamayı, normal şartlarda o salonda bile bulunamazlardı; çünkü ayağa kalkıp alkışladıkları kişi, yürütmenin zirvesindeki isimlerin başında geliyordu!.. Bu durumda o hakim ve savcıların, yürütmenin emrindeki herhangi bir müsteşardan, genel müdürden, bürokrattan ne farkı kalırdı?!.
-İşte Saray salonundaki o fotoğraf,  Yeni Türkiye’de yargının nerede konuşlandığını göstermesi açısından sözün bittiği yer olarak tarihe kazındı!..

Çekiliş bahane torpil şahane!..


Alkış faslından sonra kura çekimine geçildi...
Mülakatı kazanarak hakim ve savcı olarak atanan avukatlar görev yerlerini belirleyecek olan kağıtları çektiler. Bu arada bir hatırlatma yapayım; yazılı sınavlardaki 70 puan sınırı bu kez kaldırılmıştı... Şu tesadüfe bakın ki yazılı sınavda 92 puan alanlar mülakatta elendiler, 60-65 puan alanlar aynı mülakatta kazandılar... Mülakatın süresi ne kadardı biliyor musunuz?
-45 saniye!..
Bu mülakatı geçen 60 aday da atama töreninde devre dışı bırakıldı, iyi mi!.. Acaba neden? Yoksa “istenilen kriterlere” sahip olmadıkları son anda mı fark edilmişti!.. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, seçilen hakim ve savcıların önemli bölümünün yine bir büyük tesadüf(!) sonucu AKP saflarında görev yapan kişiler olduklarını delilleriyle ortaya koydu ve şu saptamayı yaptı:
-Bu yargıçlar ve savcılar, adil bir mahkemenin değil ancak AK PARTİ MAHKEMESİ’nin birer üyesi olurlar!..
Yarkadaş’ın medyaya dağıttığı liste, söyledikleri ile örtüşüyordu... AKP’nin çeşitli birimlerinde çalıştıkları belirlenen çok sayıda kişi önemli yerlere hakim ve savcı olarak atanmıştı. Bir kaç örnek vereyim:
-AKP Zonguldak İl Gençlik Kolları Başkanlığı yapan kişi Mersin Cumhuriyet Savcılığı’na atanmıştı örneğin!..
-AKP’nin İstanbul Sultanbeyli İlçesi Kurucu Başkanı Konya Cumhuriyet Savcılığını çekmişti mesela!..
-AKP Kırıkkale İlçe Başkan Yardımcısı- Seçim İşleri Başkanı Bakırköy Cumhuriyet Savcılığında görevliydi artık!..
-AKP Edirne  Milletvekili aday adayı, İstanbul Hakimliğine, Enr Vakfı Ankara Şube Başkanı Gaziantep Cumhuriyet Savcılığına, AKP Erbaa İlçe Başkanı İstanbul Hakimliğine...
Liste böyle uzayıp gidiyordu... Atamalar demek ki artık bu kriterlerle yapılıyordu ve her yurttaşın bu arkadaşlardan birinin önüne çıkma, yargılanma potansiyeli epey yüksekti!..
-Eee, tabii artık “Yeni Türkiye” idi mevzubahis olan!..

Kuradan kararnameye 24 saatlik yolculuk!..


Anlaşıldığı kadarıyla kuraya katılanlar arasında da epey ayrıcalıklı pozisyona sahip muhterem hakim ve savcılar bulunuyordu!..
Örneğin Cumhurbaşkanı ile çay toplamaya giden, önünde düğmeleri olmayan cübbesini iliklemeye çalışmasıyla dikkat çeken Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu, Saray’daki kura töreninde Elazığ Hakimliği’ni çekmişti. Hakim ve Savcılar Kurulu, daha aradan 24 saat geçmeden 365 hakim ve savcının görev yerini değiştirdiği jet kararnameyle Hatinoğlu’nu Ankara’daki Yargıtay Tetkik Hakimliği’ne getirdi!..
Barış Yarkadaş’ın verdiği bilgilere göre Yargıtay 6. Daire eski Başkanı’nın oğlunun Kilise çıkan tayini de yine aynı sürede Ankara ile değiştirildi!..
Örnek o kadar çok ki, art arda on köşe yazısına bile sığmaz!.. Özellikle Ankara ve İstanbul’un, AKP birimlerinde önemli görevler üstlenmiş avukatların gözdesi olduğu gayet açık ve seçik görülüyor!.. Adalet mi dediniz?..
-Tanırım, o bizim alt sokakta oturan komşunun kızı!..