Bizim gurbetçimiz çok mu saf?..
Yoksa anasının gözü mü?!. Bir türlü işin içinden çıkabilmiş değilim. Yıllardır tanık olduğum ya da dinlediğim yüzlerce olaydan çıkardığım sonuca göre gurbetçimizin kurnazlığına diyecek yok!. Köylüsünün sigorta kartıyla 20 yıl fabrikada çalışarak emekli olan ve Alman Devleti’nden emekli maaşı alandan tutun da madeni 5 markları buz kalıbına yatırıp, buzdan parayla kumar makinalarını soyup soğana çeviren dahi Türklerin efsaneleşmiş hikayeleri hâlâ anlatılır!..
Avrupa’nın en açıkgöz milleti İtalyanları bile çoğu zaman solladıkları bizzat  Avrupalılar tarafından itiraf edilir!. Ancak tasarruflarını değerlendirme konusundaki “dehalarına” ilk kez tanık oluyorum. Öyle ya; dünyanın en güçlü paralarının başında gelen Alman markına yıllık yüzde 30-40 hatta 50 faiz ya da kâr payı almak her babayiğidin harcı değil!..
-Çift katlı ekmek kadayıfı!..
Dünyanın her yerinde en kabadayı şirket yüzde 6 ile 8 arasında kâr payı dağıtabilirken, çantacılar aracılığıyla trilyonlar toplayan dinci holdinglerin verdiği oranlar duyanın gözlerini yuvalarından uğratıyor. Vallahi bravo!..
Ancaak.. Hasedinden çatlayanlar boş durmuyor tabii!.. Neymiş efendim; böyle bir kazanç dünyada yokmuş, beyaz kadın ticareti yapsan yine olmazmış, işin içinde kara paranın dik alası varmış.. İddialar tüyler ürpertici.
Daha da ileri gidip bankerzedeleri, bankazedeleri, titanzedeleri hatırlatanlar var. Hatta bir uyarı var ki, söylemeden olmaz:
-Gurbetçinin eli böğründe kalacak.. Titancılar bunların yanında sütten çıkmış ak kaşık!..

Çantacı holdingler!..


Önce Kombassan vardı!..
Bir emekli öğretmenin öncülüğünde Konya’da kurulan Kombassan Holding birkaç yıl içinde inanılması güç şekilde büyüdü. Kaynak kendi deyimleriyle “çok ortaklılık” esasına dayanıyordu. Ortakların çoğu ise Avrupa’dan, özellikle de Almanya’dandı. Ardından kamuoyu başka isimlerle tanışmaya başladı. Yimpaş, Sayha, Endüstri, İttifak... Ve tabii Jet-Pa Holding.. Hepsinin ortak özelliği “çok ortaklı” olmaları, paraları genellikle yurtdışından çantacılar marifetiyle toplamaları ve akıllara seza kâr payları dağıtmalarıydı. Haa, bir özelliklerinin daha altını çizmek lazım:
-Paraları Allah’ın izniyle toplamaları, kâr paylarını da Allah’ın izniyle dağıtmaları!..
Yaa işte böyle. Allah’ın izniyle gurbetçiden tokatlanan, pardon toparlanan markların “maşallah” denilecek boyutlara ulaştığı fark edilince ülkemizdeki “holding” sayısında müthiş bir patlama yaşandı. Yalnızca Konya’da kurulan “holding” sayısı 31’e ulaştı!.. Örneğin aynı iş hanında yan yana odalarda beş altı tane holding kuruluverdi!.. Bu arada holding kelimesini gözünüzde büyütmeyin, 500 milyon Türk liranız varsa siz de kurabilirsiniz. Sonra gelsin marklar!.. Tabii dini değerleri iyi pazarlayabilmeniz ön koşuluyla!..
Dindar ya da çok para kazanmaya endeksli yurttaşlarımızı avlamaya çıkan bu “holdinglerin” çalışma sahaları da, çalışma şekilleri de aynı:
-Çantacılar!..
Bugün yurtdışında bu “holdinglerin” temsilcisi sıfatıyla kapı kapı dolaşıp gurbetçilerimizi “kafakola” alan, üstelik  komisyonunu da peşin kesen yüzlerce “çantacı” mevcut. Allah’ın izni ve de peygamberin kavli ile milyonlarca markın “cep değiştirmesini” sağlayan bu uyanıklardan bazıları Türkiye’ye giriş yaparken yakalanıyor.
-Peki, ya yakalanmayanlar?!..
Sermaye Piyasası Kurulu akıl almaz kazanç vaadiyle para toplayan şirketleri nihayet takibe aldı. İlk dava bu alanda öncü olan Kombassan Holding yöneticilerine karşı hapis ve para cezası istemiyle açıldı. Kombassan’ın yalnızca beş ay içinde 15 trilyon lira para topladığı ve  2 milyar dolar (750 trilyon Türk lirası) dolayında varlığa sahip olduğu belirtiliyor.
-Soluk kesici değil mi?!..

Üzerine bir bardak soğuk su!..


SPK’ya bildirmeksizin aracılık yapmak, halka arz ve evrakta sahtecilik gibi suçlamalarla haklarında dava açılan ve soruşturma yürütülen diğer “holding” lerin isimlerine de bir göz atalım:
-İttifak, Sahya, KEDAŞ, Yimpaş, Endüstri..
Son günlerin flaş ismi Jet-Pa’ya gelince; trilyonlara hükmeden, Doğu Anadolu’da Jet-Pa milletvekilleri seçtirmek için yoğun çaba harcayan, domates alır gibi futbolcu ve futbol kulübü satın alan bu şirketin temellerinin nerelere dayandığı da ortaya çıkmaya başladı. Paraların İsviçre’de nasıl aklandığı dünkü Cumhuriyetin manşetiydi. Diğerlerinin sırada olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok!. Buradaki soru başka:
-Allah’ın izniyle toplanan paralar nereye gidiyor, hangi partiler ve örgütlerle bağlantıları var?!..
Yukarıda okuduğunuz yazı, neredeyse çeyrek asır önce 1990’larda yazıldı. Hikayenin sonunda “gecekondu holdingler” buharlaştı; on binlerce yurttaştan bugünün parasıyla milyarlarca  Euro söğüşlendi!..
Bu sahtekarlardan biri hiç utanmadan çoğunlukla gurbetçilerden çarpılan paralarla ilgili aynen şöyle diyecekti:
-Üzerine bir bardak soğuk su içsinler!..
Hepsi buharlaştı diyorum ancak biri hariç: Jet-Pa holding yani Jet Fadıl yani Fadıl Akgündüz!.. Bunca dolandırılmaya, söğüşlenmeye rağmen Jet Fadıl “organize işleri” sürdürdü... Sayın ahalimiz de para yatırmaya devam etti, iyi mi!. Yine büyük paralar topladı, yine ortadan kayboldu, yakalandı, hapse girdi, çıktı ama her defasında yakayı sıyırmayı başardı!..
Son olarak öz dayısı “yeğenim beni bile dolandırdı” diye şikayetçi oldu. Ama Uğur Dündar’ın köşesinden öğrendik ki o hâlâ VIP salonlarda, business class uçak koltuklarında fink atıyor!..
-O hâlâ “Allah’ın izni ile” şatafat içinde yaşamayı sürdürüyor!..