Birinci Dünya Savaşı 28 Haziran 1914’te Avusturya-Macar İmparatorluğu tahtının varisi, Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın Bosna-Hersek’te suikasta uğrayarak ölmesi üzerine başladı...
-Tüm kaynaklarda böyle yazar, ancak büyük palavradır!..
Arşidük suikastı yalnızca ateşleyiciydi; asıl büyük neden  emperyalist devletlerin paylaşım savaşıydı!.. Özellikle İngiltere ve Almanya arasındaki rekabet, geç uluslaşan Almanya’nın ham madde ve sömürge arayışı, devletlerarası bloklaşma ve silahlanma yarışının aşırı derecede hızlanması Birinci Dünya Savaşı’nın öncelikli nedenleriydi..
Savaş Avrupa kaynaklıydı ancak büyük devletlerin sömürgeleri de bu savaşa katıldığı için “Dünya Savaşı” olarak kayıtlara geçti... Bu savaşta asker/ sivil ölü, yaralı ve kayıp sayısı 17 milyon civarındaydı... Savaşı, başını İngiltere-Fransa ve savaşa sonradan katılan ABD’nin çektiği İtilaf Devletleri kazandı.. Almanya’nın başını çektiği ve Osmanlı Devleti’nin de saflarında bulunduğu İttifak Devletleri ise kaybeden taraftı!..
Savaşın sonuçları büyük oldu; Osmanlı, Avusturya Macaristan İmparatorluğu ve Rusya tarihe karıştı!.. Büyük savaş esnasında tarihin ilk sosyalist devrimini yaşayan Rusya, savaştan çekildi ve tarih sahnesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olarak yerini aldı!..
Sovyetlerin devrimci önderi Lenin, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan, Rus Çarının da bildiği, Osmanlı’nın paylaşımını içeren Sykes-Picot anlaşmasını da açıklayarak, Anadolu üzerindeki emperyalist emelleri dünyaya ilan etti!.. O anlaşma çok değil, iki yıl sonra Osmanlı’nın önüne “Sevr Antlaşması” olarak Fransa’nın Sevr kasabasında konulacaktı!.
Almanya’nın önüne konulan Versailles Antlaşması ise yalnızca 20 yıl sonra çıkacak, en az 65 milyon insanın ölümüne ve büyük yıkıma sahne olacak yeni bir paylaşım ve sömürge  savaşına yol açacaktı!..
-2. Dünya Savaşı!..

100 yıl sonra kan içinde bir dünya!..


Birinci Dünya Savaşı 11 Kasım 1918’de Almanya ile İttifak Devletleri arasında yapılan ateşkes ile resmen sona erdi...
Önceki gün, Birinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 100. Yıldönümünde Paris’te 70 kadar ülkenin liderleri bir araya geldi... Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinden Fransa’nın son Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ev sahibi rolü üstlenmişti... Liderler, ünlü Şanzelize’de bulunan Zafer Takı ve Meçhul Asker Anıtı’nda saygı duruşunda bulundular ve savaşı lanetleyen, barışı kutsayan konuşmalar yaptılar!.. Mesela Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinden, İkinci Dünya Savaşı’nın ise işgale uğrayan ülkesi Fransa’nın lideri Macron şöyle dedi:
-Savaş sırasında 4 yıl boyunca Avrupa intihar etmeye teşebbüs etti!..
Ne kadar dokunaklı değil mi? O bunları söylerken ABD Başkanı Trump da onu izliyordu; yalnızca o mu her iki dünya savaşının da mağlubu Almanya’nın Şansölyesi Merkel, ilk savaştan devrim nedeniyle çekilen, 2. büyük savaşta yaklaşık 27 milyon insanını yitiren Rusya’nın Devlet Başkanı Putin, birinci savaşta tarihe karışan Osmanlı’dan  bir büyük deha, Mustafa Kemal sayesinde tarih sahnesine çıkmayı başaran Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan da oradaydı!..
Erdoğan’ın, “1. Dünya Savaşı’nın bitmediği, 100 yıl sonra devam ettiği” yolundaki sözlerine yürekten katılıyorum! Çok haklı; Barış Takının altında barışa övgüler düzen o ülkeler, başta ABD olmak üzere yüzyıldır yalnızca iki büyük savaşta verilen yaklaşık 82 milyon insanın ölümünden, yıkımlardan , ezilen ve sömürgeleştiren ülkelerden, yaratılan diktatörlüklerden, soykırımlardan, kanlar içindeki insanlıktan ve kanayan dünyadan birinci derecede sorumlu!..
-Döktükleri yaşlar ise timsah gözyaşları!..

Küresel sömürü bitmeden bu kan bitmez!..


Ortadoğu’da, Afrika’da, Latin Amerika’da, Uzakdoğu’da, hatta Avrupa’nın göbeğinde insanlığı katledenler kimler?..
Afganistan’da oluk oluk kan akmasının temelini hazırlayanlar, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Filistin’de, Sudan’da, Yemen’de, Beyrut’ta milyonlarca insanın katledilmesinden, kadınların ırzına geçilmesinden, çocukların açlıktan ölmesinden sorumlu olanlar, o silahları, mayınları, füzeleri satarak yüz milyarlarca doları cebe indirenler kimler?!.
Barış havarisi pozundaki ABD’mi? Hiç utanmadan hukukun ve özgürlüğün savaşçısı olduğunu söyleyen Fransa mı? Avrupa’yı “arka bahçesi” yapmak uğruna Bosna-Hersek’te, 250 bin insanın göz göre göre yok edilmesine seyirci kalan Almanya’mı?..
1945’ten bu yana dünyada iki büyük savaştan çok daha fazla inan yok edildi, köleleştirildi, ülkesi elinden alınıp soysuz diktatörlere peşkeş çekildi!..
-Fail emperyalizmdi, kölecilikti, talan hırsıydı!..
Gözü doymayan kapitalizmin sonu gelmedikçe, küresel sömürü bitmedikçe insanlığın çektiği ve çekeceği çile de maalesef bitmeyecek!.. Teknoloji bir taraftan güzel şeyler yaratırken, diğer yandan insanlığı yok eden silahları geliştirmeyi sürdürecek...
-Bunun önüne geçebilecek biricik güç ise yine insanın kendisi, ne kadar acıklı değil mi?!.