Sentetik uyuşturucu nedir, bilir misiniz?..
İçine fare zehirinden naftaline, saman parçalarından çiçek tozlarına kadar her türlü katkının kolaylıkla karıştırılabildiği, kimyasal uyuşturuculardır!.. Alıcısı çoktur, çünkü çok ama çok ucuzdur... Uyuşturucu tacirlerinin “Fakir, fukara çocuklar da kullansın” kararıyla birlikte iyice yaygınlaşan sentetik uyuşturucunun yıldızı ise yıllardır hep aynı marka:
-Bonzai!..
En ucuz, en vurucu, en kolay bağımlı yapıcı o çünkü!.. Tabii, dozu ayarlayamazsan en öldürücü olanı da o!.. Son iki yıldır ilk kullanımda ölenlerin sayısında bir gerileme var ancak bu kullanımının azalmasından  değil, Kullananların hangi dozun öldürücü olduğunu öğrenmesinden!.. Fark etmiyor aslında; birincide olmasa üçüncüde, beşincide bonzai mutlaka
birilerinin canını almayı başarıyor!..
- Türkiye ise sentetik uyuşturucuyla ölümde Avrupa birincisi!..
Ne kadar övünsek yeridir yani!.. Pekii, bağımlılık yaşının kaça kadar düştüğünü biliyor musunuz?..
-10, yazıyla on yaşına kadar düştü!..
Avrupa Acil Tıp Birliği Konsey Üyesi ve Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu’nun verdiği bilgiye göre, son 10 yılda uyuşturucu bağlantılı suçlardan dolayı hapishaneye düşenlerin sayısı yüzde 410 arttı... Madde bağımlılığından kurtulmak için hastanelerde ayakta tedavi için başvuru oranı yüzde 674, yatarak tedavi olanların oranı da yüzde 381’e ulaştı...
-Bir de başvurmayanları düşünün!..

HASARLI BEYİNLER ÜLKESİ!..


Gelelim uyuşturucuda yaş meselesine...
Yatarak tedavi olan hastaların, maddeyi ilk kullanma yaşı dehşet verici bir tabloyu ortaya koyuyor:
-Kullanıcıların yüzde 10.9’u 15 yaşından küçük... Yüzde 39.2’si 15-19 yaş arasında... Yüzde 30.1’i 20-24 yaş arasında... Yüzde 11.6’sı ise 25-29 yaş arasında...
Bu tabloya dikkatle bakın;  genç nüfusun nasıl bir bağımlılığa, ne tür bir felakete doğru koştuğu açıkça görülüyor!.. Dr. Rodoplu, çocukların, gençlerin genellikle meraktan dolayı bağımlılığa kapıldığını belirterek şu örneği veriyor:
-Önemli oranda kullanıcı “Bana bir şey olmaz, bir tadına bakayım” diyerek ilk dozu kullanıyor. Bu ilk doz dahi beyinde hasarı başlatıyor. Bu durum bonzaide çok daha belirgin olmak üzere bütün uyuşturucular için geçerli... İlk kullanışta bile öldürebilen bu uyuşturuculardan ölüm anlamında yakayı sıyırsanız bile ilerleyen yaşlarda Parkinson, Alzheimer görülme oranı yüzde 60’larda!..
Bu kadarla da kalmıyor; bu tür maddeleri kullanan kişilerde ilk dozdan itibaren karaciğer ve böbrek hasarı da başlıyor, sonrası ise tam bir felaket, bu tür yetmezliklerle karşılaşma oranı da ürkütücü boyutlarda!..
-Kısacası öldürmezse süründüren, beyni hasarlı insanlar yaratan bir zehirden söz ediyoruz!..

İKTİDAR UYUŞTURUCU ÖNERGESİNİ REDDETMİŞTİ!..


Peki böylesine bir zehir gençleri nasıl bu denli kolaylıkla esir alabiliyor?..
Gayet basit! İşsiz, güçsüz, gelecekten umutsuz, ne yapacağını bilemeyen gençler “biraz mutlu olabilmek” için bu zehre bulaşıyor!. Ancak hiçbir uyuşturucu maddenin coşku verici, özgüven artırıcı etkiye sahip olmadığını uzmanlar özellikle belirtiyor... Tam tersine uyuşturucu madde kullanan kişi içine kapanıyor, depresyona giriyor ve giderek ölümü düşünmeye başlıyor!.. Dr. Rodoplu şu çok önemli örneği de veriyor:
-Kullanıcı genellikle “Kendimi daha iyi hissedeyim, mutlu olayım, sevdiğim insana daha rahat açılayım” gibi algılarla başlıyor uyuşturucuya... Birey umduğunu bulamayınca dozunu artırıyor, daha güçlü bir maddeye geçiyor...
Diğer bir deyişle tehlike çığ gibi büyüyor!.. Uyuşturucuyu bir kez kullanan kişinin bağımlı olma olasılığı ise yüzde 50!.. Yani kişi hayatıyla yazı-tura atıyor!..
Hastaneye başvuran bağımlıların yüzde 90’ı işsiz, yüzde 80’i ilkokul terk ya da ilkokul mezunu!.. Bilmem bu oranlar en büyük Türk büyüklerine bir şeyler ifade ediyor mu?.. Çünkü araştırmalar eğitimin arttığı oranda bağımlılık oranının büyük bir hızla düştüğünü gösteriyor!..
Büyüklerimizden söz edince aklıma geldi; 2017 yılında MHP Grubu’nun “Uyuşturucu maddeyle mücadele konusunda” verdiği Meclis Araştırma Önergesi AKP’nin oylarıyla reddedilmişti, iyi mi!..

plusbanner2x