Geçen gün sosyal medyada yer alan bir video büyük tartışmalara neden oldu...
Ben İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray’ın Twitter hesabından izledim. Görüntüler gerçekten çarpıcıydı, Rize’nin ana caddesinde yüzlerce beyaz sarıklı, beyaz cübbeli erkek üçerli sıralar halinde yürüyordu, her biri maşallah birer Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’dı, çünkü kılıkları Görmez ile pek benzeşiyordu!. Arkalarında ise mora çalan mavi çarşaflı, peçeli kız çocukları, onlarında ardında da kara çarşaflı ve peçeli kadınlar erkekleri izliyordu!.. Aytun Çıray, bu Ortaçağ görüntüsüne tepki göstermiş ve videonun altına şu mesajı eklemişti:
-Büyük sanatçı, iş insanları ve siyasetçiler yetiştiren Rize’ye bu görüntüler yakışmaz ve Rizelileri bağlamaz...
Sosyal medyada da olay olan görüntüler için yapılan yorumlarda da bu yürüyüş için şöyle deniyordu:
-Rize’nin göbeğinde tarikat geçidi!..
Ancak yürüyüşün gerçek sebebi kısa sürede ortaya çıktı; Tarikat kılıklı şov, aslında Rize Müftülüğü 3. İl Genel Hafızlık İcazet Merasimi öncesi tasarlanmış bir yürüyüştü!.. Müftülüğün hesabından paylaşılan görüntülerde “Asker duası” diye adlandırılan marş eşliğinde yüründüğü görülüyor, drone ile yukardan yapılan çekimde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dev afişi yer alıyordu!..

“Minareler süngü, kubbeler miğfer...”


Mehter takımının çaldığı asker duasındaki dizeler de çok tanıdıktı:
- Minareler süngü, kubbeler miğfer,
- Camiler kışlamız, müminler asker,
- Bu ilahi ordu dinimi bekler,
- Allahu Ekber, Allahu Ekber.
Epey tanıdık geldi değil mi? Tayyip Bey, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, Siirt’te yaptığı konuşmada bu şiiri okuduğu için hapis yatmıştı!.. O zaman hapse neden olan dizeler ne aralık “Asker duası” olmuştu acaba?!.
Kapalı spor salonuna mehter eşliğinde yapılan bu yürüyüşten sonra düzenlenen törene Diyanet İşleri Başkanı ve bir çok siyasetçi katıldı!.. Peki sonuçta ne oldu?..
Çarşaflı, peçeli minnacık çocukların da kullanıldığı, Diyanet’in öncülük yaptığı bir “şeriat şov” Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka, Rize’nin göbeğinde gerçekleştirildi... Atılan bu işaret fişeğinden sonra, emin olabilirsiniz sırada daha bir çok şehir olacaktır...
-Hadi hayırlı olsun!..

Vahşetin katliamın adı PKK!..


Önceki gün dünyanın en alçakça, en vahşi katliamı Türkiye’yi ayağa kaldırdı...
-Bir anne ve 9 aylık bebeği PKK tarafından katledildi!
Hem de kalleşçe, şerefsizce bir tuzakla! Nurcan Karakaya, Hakkari Yüksekova’daki üs bölgesinde görev yapan Astsubay eşi  Serkan Karakaya’yı 9 aylık bebeği Mustafa Bedirhan’la birlikte ziyaret etti. Serkan Astsubay yoğun görev durumu nedeniyle oğlunu bir süredir görememiş çok özlemişti..
Hasret giderdiler, sarılarak vedalaştılar ve Nurcan Karakaya kendi kullandığı otomobiliyle yola çıktı... Çok gitmemişti ki PKK’lı teröristlerin tuzakladığı bombayla havaya uçtular. Anne olay yerinde, ağır yaralanan Mustafa Bedirhan bebek hastanede can verdi...
Bu PKK terör örgütünün yaptığı sıradan eylemlerden biri! Yıllar içinde o kadar çok kadın ve çocuğu katlettiler ki, bu son alçaklık da onlar açısından en ufak bir vicdan sızısına neden olmaz, olmuyor...
-Olmayan vicdan zaten sızlamaz!..
Çocuklara gelecek sağlamak için çırpınan öğretmenleri infaz etmediler mi?.. Alışveriş merkezlerini kundaklayarak gencecik insanları ateş topuna çevirmediler mi?.. Çocukları, kadınları, yaşlıları makineli tüfeklerle taramadılar mı?.. Toplu köy katliamları yapmadılar mı?.. Silahsız, sivil erleri yol ortasında kurşuna dizmediler mi?.. Bir de hiç utanıp sıkılmadan kendilerine “kurtuluş savaşçısı”, “bağımsızlık ve özgürlük ordusu” sıfatlarını yakıştırıyorlar...
-Emperyalist efendilerin taşeronlarından çıksa çıksa ancak uşak çıkar, katil çıkar, o kadar!..

plusbanner2x