Soğuk savaş, 1950’lerin başından, 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılışına dek yaklaşık 40 yıl sürdü...
Dünya bu süre içinde yeniden şekillendi; bir tarafta Sovyetlerin oluşturduğu “Varşova Paktı”, diğer yanda ABD’nin başını çektiği, Avrupa’nın önemli ülkelerinin yer aldığı “Hür Dünya” ve askeri pakt “NATO!” Bu iki paktın dışında kalan ülkeler de vardı tabii; Çin Halk Cumhuriyeti ve Joseph Tito önderliğindeki “Bağlantısızlar Hareketi...”
Pek çok bunalımın, yerel ve bölgesel savaşın, diğer bir deyişle güç denemesinin yaşandığı, bu süreç sonunda Sovyetlerin çözülüşü ile ABD dünyanın tek “Süper Gücü” olarak zaferini ilan etti... Bu da yaklaşık bir çeyrek asır kadar sürdü... Dünyaya hiç hayır getirmeyen bu dönemde pek çok işgal, yeniden dizayn çalışmaları, 21. Yüzyıl’a egemen olma sevdası hem ekonomik hem siyasal düzlemde bir çok acı ve felaketi de beraberinde getirdi...
Rusya’nın toparlanması, Çin’in müthiş gelişimi, kurulan yeni ittifaklar kartların yeniden karılacağı, tek kutuplu dünya düzeninin de sonunu getirdi...
Arap Baharı düzmecesiyle başlatılan, Ortadoğu’da 22 ülkeyi, yeniden biçimlemeye dönük Büyük Ortadoğu Projesi(BOP), kaydettiği önemli başarıların ardından Suriye’de çamura saplandı!.. Bu “Bölgesel Dünya Savaşı’nda” ABD ve taraftarları kaybetti... Suriye Rejimi devrilmedi... Esad gitmedi...
-Rusya kazandı!..
Bu durum, ABD’nin yakın geleceğe yönelik planlarını da çökertti doğal olarak!..
Rusya ve iki ittifakta(Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRİCS) birlikte hareket ettiği Çin, fena halde can sıkmaya başlamıştı...
-Bir şeyler yapılmalıydı ama ne?...

ABD’nin yeni “soğuk savaş” planı!


Tarih 4 Mart 2018... Yer İngiltere Salisbury...
2010 yılında ABD-Rusya arasındaki “Casus Takası” nda serbest kalan Rus eski çifte ajan Sergey Skripal ve kızı Yulia, Salisbury Katedrali ziyareti esnasında zehirlenerek komaya girdi... Yapılan araştırma sonucu şöyle açıklandı:
-Ajan ve kızı kimyasal bir madde olan, sinir gazı olarak bilinen Novichok’a maruz kalmışlardı!..
Daha da önemlisi bu madde Rus yapımı olarak biliniyordu!.. Karar kısa sürede verildi ve İngiltere 23 Rus diplomatı sınır dışı etti... Ne oluyor demeye kalmadan ABD 12’si diplomat 60 Rus vatandaşını “istenmeyen kişi” ilan edip, üstüne Rusya’nın Seattle Konsolosluğu’nu da kapattı!..
Arkası çorap söküğü gibi geldi; Almanya ve Fransa başta olmak üzere 21 ülke Rus diplomatlarını sınır dışı ettiğini duyurdu!.. Bitmedi; NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ittifakın genel merkezinde bulunan 7 Rus diplomatın akreditasyonlarını iptal ettiğini açıkladı!..
Bir diğer deyişle 20’den fazla ülke 100’ün üzerinde Rus diplomatı “Persona non Grata-İstenmeyen adam” ilan etti ve kovdu!.. Ben olayı ilk duyduğumda, aynen şöyle düşündüğümü anımsıyorum:
-Bu Ruslar demek ki pek salakmış, kendilerinin yaptığı bilinen bir maddeyi kullanarak, dünyaya “bakın bu suikastı biz yaptık” diye ilan etmiş!..
Eğer buna inanırsanız tamam! Peki ya öyle değilse ne olabilir? Rusya’nın giderek daha fazla inisiyatif kazandığını, Ortadoğu’da söz sahibi olduğunu, Onu etkisizleştirmeden İran’ın “hal edilemeyeceğini” düşünen iyi saatte olsunlar işin içine karışmış olabilir mi acaba?
-Bilin bakalım kim?!.

Türkiye Araf’ta kalabilir mi?!.


Şimdi görünen duruma bakalım...
Rusya’ya karşı Batı’dan yeni bir diplomatik-ekonomik bir baskı ve ambargo dalgası geliyor; tarihte, soğuk savaş döneminde bile böylesine toplu bir sınır dışı olayı görülmediğine göre, görünen köy kılavuz istemiyor!..
Peki niçin? Çok basit; başta İsrail ve ABD olmak üzere Batı’nın “karar vericileri” İran’a daha fazla tahammül etmek istemiyorlar! Ortadoğu’daki “Hilal üçgenini” yani İran-Suriye- Lübnan Hizbullah’ı ittifakını gömmeye kararlılar!..
Bunun önündeki en büyük engel ise gayet açık görüldüğü üzere Rusya! Bütün istenen Rusya’nın en azından yakın gelecekte yapılacak “İran’ı etkisizleştirme operasyonu” karşısında sessiz kalması, işlerini bozacak bir davranış içine girmemesi!..
Ancak, dünya artık eski dünya değil! Rusya’nın içinde bulunduğu ittifaklar başta Çin olmak üzere güçlü ve etkili ülkelerden kurulu... Önümüzdeki kısa süre içinde başta Rusya olmak üzere, bu cenahın tepkilerinin boyutunu göreceğiz!..
Gelelim Türkiye’ye... Hem Astana Anlaşması hem S400 füzeleri hem ihracat gibi pek çok kalemde Rusya ile yakınlaşmış Türkiye, üstelik Suriye topraklarında bir operasyon yürütürken ne yapabilir? Ancak Batı’nın bu atağıyla işin rengi değişti.
-Türkiye’ye “yerini seç” ültimatomunun hem de açıkça verilmesinin eli kulağındadır!
Ben size söyleyeyim; son AB toplantısı dahil, bu istek çeşitli görüşmelerde çoktan verilmiştir! Ayın 30’unda Washington’da başlayacak “Menbiç görüşmesinde” de kuvvetle fısıldanacağı kesin!.. Kısaca söyleyecek olursak:
-1952’den bu yana NATO üyesi olan Türkiye, artı daha fazla Araf’ta kalamaz!..
Türkiye’yi yönetenler bir karar vermek zorunda... Ancak bu çok yaşamsal bir karar; hele ABD’nin aklında Türkiye’yi İran’a karşı kullanma gibi bir “cingözce fikir” varken!.. Durumu özetlemek gerekirse şöyle denilebilir:
-Türkiye, ya bölge ülkesi konumuna sarılacak ya da sürekli aldatıldığı ABD’nin yanında bir kez daha saf tutacak!..