Darmadağın oldular!..
Öyle ki, saray daha düne kadar rafa kaldırdığı, parti ile ilişkisini kestiği kurucu yol arkadaşı Bülent Arınç’ı alelacele davet etti, baş başa görüştü...
-Demek ki, korku böyle bir şey, her şeyi yaptırabiliyor!..
Bülent Bey, görüşme sonrası medyanın karşısına çıktı; güler yüzlüydü, sık sık yaptığı gibi ağlamadı, “şeyinin şeyi” gibi abuk subuk cümleler de kurmadı, bunun yerine partisine ne kadar bağlı olduğunu milli görüş görgüsünün davaya sahip çıkmak filan olduğunu söyledi. Abdullah Gül ile ilgili konuştuklarını da kabul etti, “her konuyu görüştük” dedi...
Ben bu görüşmede iki konunun özellikle konuşulduğunu düşünüyorum:
-Bence öncelikli konu Saadet Partisi olmalı! Eski arkadaştan SP’nin ortalığı daha fazla karıştırmaması, öyle “Sıfır baraj ittifakına” falan girmemesi için gayret gösterilmesi konusunda ricacı olundu... Hatta Saadet keskin bir dönüşle Cumhur İttifakı’na yanaşsa, çift katlı, kaymaklı ekmek kadayıfı olacağı da belirtildi gibi geliyor bendenize!..
-İkinci konu tabii ki Abdullah Gül olmalı! AK’nin yani sarayın karşısına zinhar çıkmaması için uyarılması istendi diyebilirim!..
Korku dağları bekleyince böyle oluyor demek ki!..
Göreceksiniz sırada bir diğer yol arkadaşı var; hani bir cümleyle başbakanlıktan azlettiği, yüzde 49 oy almasına karşın gözünü kırpmadan feda ettiği Kiziroğlu, pardon Davutoğlu’na bugün, bilemediniz yarın saray daveti gelecektir!..
-İş paniğe vardığında tozlu raflar dahi devreye giriyor demek ki!..

Muhalefette tehlike çanları çalıyor!..


Ben bu yazıyı yazarken 48, siz okurken 24 saatlik kritik sürecin dakikaları hızla akıyor olacak...
Kulislerden gelen bilgiler muhalefet saflarında “ortak aday” arayışının ısrarla sürdürüldüğünü gösteriyor. CHP lideri önceki gün Parti Meclisi’nden “her türlü ittifak” için oybirliği ile yetki almanın rahatlığıyla görüşmelerine devam ediyor. Bu satırlar yazılırken İstanbul’da Abdullah Gül-Temel Karamollaoğlu, Ankara’da ise Kemal Kılıçdaroğlu-Meral Akşener görüşmeleri yapılıyordu...
Dışarıya sızan bilgiler, CHP liderinin “Tek adayda” ısrarcı olduğu, Akşener’i de buna razı etmeye çalıştığı yönünde... Şayet İYİ Parti lideri ikna edilemezse yine de ortak aday çıkarılması fikrinin ağırlık kazandığı iddia ediliyor. o aday kim olacak peki derseniz “kıyamet” işte tam o noktada kopacağa benziyor:
-Ortak aday Abdullah Gül!..
Dünkü yazımı şu cümleyle bağlamıştım:
-Sakın seçmeni bir ikinci Ekmeleddin faciasına mahkum etmeyin, Abdullah Gül’e hiç heves etmeyin!..
Bırakın parti içindeki yarılmayı, seçmen tabanında olacakları düşünmek, anlatmak dahi istemiyorum!.. 15’ler atağıyla demokrasi tarihine geçen, toplumda bir umut ve heyecan kasırgası oluşmasını sağlayan CHP, şayet böylesine bir senaryoda yer alırsa Ekmeleddin faciasında yaşadığından çok daha fazla zarar göreceği bir duruma düşecektir!.. Düşünün lütfen; böyle bir durumda Cumhurbaşkanlığı seçiminde şöyle bir aday tablosu çıkacak ortaya:
-Erdoğan, Akşener, Gül!..
İktidarın yaptığı her türlü icraata ortak olmuş, kumpas davalarının savcısını bulmuş, AKP’nin 2 numaralı kurucusu CHP’nin adayı olacak öyle mi?..
-Ekmeleddin’i bir kez daha aday göstermek daha evladır!..
Ayrıca, CHP göz göre göre tabanının önemli bölümünü Akşener ve İYİ Parti’ye doğru itecektir, bunun hesabını yapıyorlar mı, orasını bilemem tabii!..

Attığınız müthiş adımı takip edin!..


Şimdi, CHP’nin muhterem yönetimine sesleniyorum...
Öyle stratejik bir adım attınız, öylesine bir umut yarattınız ki, Cumhur İttifakı bir anda darmadağın oluverdi!.. Şu kızgınlık, şu yanaşma medyanın manşetleri, şu hakaret ve öfke nöbetleri, şu Saray görüşmeleri nasıl bir korku ve panik yarattı, görüyorsunuz...
Bunun üstüne yapacağınız “Sıfır Baraj İttifakı” ile muhalefetin hem Cumhurbaşkanlığını alması, milletvekili seçiminde ise 320-340 vekil çıkararak Meclis’te çoğunluğu yakalaması işten bile değil...
16 yıllık “Fetret Devri” ni sona erdirmek bunca yakınken, güneşli, güzel günlere kavuşma heyecanı toplumu sarmışken, ülkenin, rejimin yıkıma uğramasını önleyerek tarihe geçme fırsatı önünüzdeyken lütfen böylesine bir “günah çukuruna” düşmeyin!..
Bu güzelim ülkenin geleceği için, hapishaneler tıkılan 70 bin öğrenci, anneleriyle yatan bebekler, suçsuz günahsız insanlar için, çocuklarınızın, çocuklarımızın geleceği için elinizi vicdanınıza koyarak düşünün...Bu milletin, bu ağır karanlığa, bu açık hapishanede yaşama duygusuna artık hiç mi hiç tahammülü kalmadı!..
-Bu ülkenin aydınlık, yurtsever, namuslu milyonlarını bir kez daha  aynı acılara teslim etmeyin, ne olur!!!

sozcu-banner-1