Bakın, bir yanda Türkiye’nin rejimi tamamen değiştiriliyor...
Aslında “yeni bir devlet inşa ediliyor” desem daha isabetli olur!.. Saraydan sürekli kanun hükmünde kararname (KHK) yayınlanıyor; Cumhurbaşkanı’nın karışmadığı, karar vermediği, fikir yürütmediği tek bir konu bile yok!.. Geçen gün neler olacağını bir bir anlatmıştım, hepsi birer ikişer hayata geçiriliyor!.. Ekonomide kırmızı alarm neredeyse mora dönüşmek üzere!.. Dolar 5 lira sınırında, enflasyon yüzde 20’lerin eşiğinde, çarşı pazar yanıyor...
TBMM’de daha dün “Terörle Mücadelede Yeni Düzenlemeler” başlığı altında OHAL’e rahmet okutacak kanun teklifinin birinci bölümü tamamlandı. Bu bölümde yer alan 13 madde, o denli büyük bir hızla geçirildi ki genel kuruldan, vekillerin bile başı döndü!.. İçinde hayatımızı büyük ölçüde değiştirecek, kısıtlayacak, istendiğinde cehenneme bile çevirebilecek maddeler 2 gün içinde tıkır tıkır geçirildi!..
-Mesela artık Türkiye genelinde kendi çapında 81 “tek adam” olacak!..
Valilerden söz ediyorum... En tepedeki “Tek Adama” bağlı valiler, kamu düzeni veya güvenliğinin hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı, kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi olan kişiler için 15 günü geçmemek şartıyla sınırlayabilecek!..
Biraz uzun oldu ancak anlatabildim sanırım... Türkçesi şöyle oluyor; Vali, istemediği adamı kendi sınırları dışına çıkarabilecek nokta!.. Ama sadece 15 gün diyeceksiniz, o da kolay, geri geldiğinin ikinci gününde bir 15 gün daha gitmesini kim engelleyebilir? Var mı yasada “yalnızca bir kez” diye bir şey? Yok tabii!..
Bitmedi; Valiler, belli yerlerde ve saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilecek veya kısıtlayabilecek... Daha çok Doğu ve Güneydoğu illerini ilgilendiriyormuş gibi gelebilir, öyle olup olmadığını yakında bizzat yaşayarak göreceksiniz zannımca...
-Hadi hayırlı olsun!..

Fış fış kayıkçı!..


Pekii, tüm bunlar olup biterken ana muhalefet partisi CHP ne yapıyor dersiniz?
-Kurultay toto oynuyor!..
Evet “toto” diyorum çünkü olağanüstü kurultay için muhaliflerin kaç imza topladığını kimse bilmiyor sayın seyirciler!. Muhalifler, yani Muharrem Bey taraftarları salt çoğunluk olan 623 rakamını bile geçtiklerini duyuruyor. Yanıt grup başkanvekillerini yanına takıp Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ı kutlamaya giden Genel Başkan Kemal Bey’den geliyor:
-Olağanüstü Kurultay için imzalar toplandıysa getirsinler. Genel Merkez yerinde duruyor!..
Şu müthiş espri yeteneğine, şu inceliğe, şu seviyeye bakar mısınız?!. Aynı muhterem kişilik, aynı ifadesiz suratla son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partinin CHP olduğundan dem vurup şunu söyleyebiliyor:
-Göreceksiniz yeni süreçte de partide ciddi değişiklikler olacaktır!..
Bakın bu konuda çok haklı; kendisi haricinde her şeyi değiştirebilir!.. 8 yıllık süreçte neleri değiştirdiğini, kimleri kurban ettiğini, kimleri kadın kotasından partiye kattığını gayet iyi biliyoruz. O kotadan partiye giren muhterem son olarak, Tayyip Bey’in seçimi kazanmasına gerekçe olarak “Cumhuriyet Mitinglerini” göstermişti. Muharrem Bey’in son mitingleri o görüntüdeymiş de millet de pek korkmuş, koşa koşa Tayyip Bey’e oy vermiş!.. Buna benzer vakaların sürekli yaşanacağı bir değişimi mutlaka kotaracaktır, emin olabilirsiniz!..
-Eğer o koltukta kalabilirse tabii!..

 Tencere dibin kara...


Anlı şanlı genel merkezin durumu böyle de, Muharrem Bey cenahının durumu çok mu farklı sanıyorsunuz!..
Muharrem Bey, durumu “yukarıdan” gözlüyor, hiçbir şekilde partide olup bitenlerle ilgili konuşmuyor; onun yerine sağ, sol kollar gerekli polemikleri yürütüyor... O ise, arada bir “Meclis etkisiz ve yetkisiz”, “ülkenin üzerine ölü toprağı serpildi” türünden felsefi açıklamalar yapıyor!..
İyi de kardeşim; programın ne? Mevcut yönetimden farklı ne yapacaksın? Topluma nasıl bir gelecek sunuyorsun? Özgürlükler, demokrasi, terör, ekonomi, işsizlik, eğitim, sanat, kültür, kısacası her konuda neler yapacaksın, sefaleti, umutsuzluğu, beyin göçünü nasıl engelleyeceksin?..
Hâlâ 24 Haziran gecesinin hesabını ödememiş olan Muharrem Bey, bu konularda da ser veriyor, sır vermiyor!..
Aslına bakarsanız, bu soruların yanıtlarını beklemiyorum! Yalnızca “güvenilir olmak”, “güven vermek” sorununu ortaya koyabilmek, biraz da “takke düşüp kel göründüğünde” dönüp “kendi düşen ağlamaz” diyebilmek için tarihe not düşüyorum!..
Çünkü biliyorum ki, kanırta kanırta, kurucu kimliğinden, felsefesinden, ideolojisinden  uzaklaştırılarak bir “Kaybedenler Kulübü” haline sokulan CHP’de bir kez daha 1245 delegenin dediği olacak, milyonlarca CHP’linin değil!..
-Kayıkçı kavgası da sürüp gidecek!..

plusbanner2x