AKP’li Cumhurbaşkanı 19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle Saray’da düzenlenen etkinlikte, deyim yerindeyse kükredi:
-Kriz mıriz yok, sakın ha bunlara aldanmayın bunların hepsi manipülasyon... Güçlenerek yürüyoruz!..
İşte o kadar!.. Tabii, günlerdir, haftalardır televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde “bu daha başlangıç”, diye höykünen çok bilmiş ekonomistler, yüzlerce şirketin batacağını, yüz binlerce çalışanın işsiz kalacağını ilan eden münafık takımının eli böğründe kaldı!.. Manipülasyon birader, yani “piyasayı tetikleme” yani “ortalığı karıştırma” yani “koca ülkeyi, milleti gaza getirme” operasyonu, anlamadın mı hâlâ?..
Öyle olunca, bir anda 7 lirayı aşan dolar, Merkez Bankası’nın “bağımsız” karar alarak faizi yüzde 35 artırması, milletin bir anda yüzde 35 fakirleşmesi, yüzlerce şirketin “konkordato” yani iflas kuyruğuna girmesi de hayal tabii!..
Önce şu iflas meselesine bir göz atalım; Mesela Türkiye’nin en köklü kuruluşlarından Yeşil Kundura önceki gün konkordato ilan etti... Bir hafta kadar önce de 80 yıllık, dünya markası Hotiç Kundura iflas bayrağını çekti... Dünyanın 40 ülkesine ihracat yapan Başarı Tekstil, hacizlere karşı konkordato başvurusunda bulundu...
Piyasaya düşen konkordato isteyen şirketler listesini sütunuma alayım desem sayfa yetmez, o kadar yani, yüzlerce ve sırada daha yüzlercesi olduğu bizzat ekonomi uzmanları tarafından seslendiriliyor. Ekonomi yazarı Uğur Gürses, daha geçen gün “krizin henüz başlangıcındayız” açıklaması yaptı...
-Demek ki hepsi Cumhurbaşkanı’nın deyişiyle “Mıriz” ve “manipülasyon” du...
Demek ki hainler milletimizle kafa bulmuşlardı!..
İyi de son bir aydır bu milleti kim kazıkladı, kim soydu, kim açlığa, yoksulluğa iyice itti? işte orası bir bilmece!..

“Türkiye’de Türk Lirası geçer!”


Krizin hayal olduğunu kendi üslubuyla ilan eden Cumhurbaşkanı, dövize de ağzının payını hem de okkalı bir şekilde verdi:
-Bu ülkede dolar ile Euro ile kira mira yok. Bu ülkede bundan Türk Lirası geçer. Aksi takdirde bedelini öderler.
Burasının Amerika olmadığını altını çizerek vurgulayan Cumhurbaşkanı aynen şu ültimatomu da verdi:
-Burada Türk Lirası’nın hükmü vardır. Türk Lirası’yla mağazanı kiraya verirsin, Türk Lirası’yla alışverişini yaparsın. Zaruretler ayrıdır...
Nasıl ama, müthiş değil mi?.. Hadi sıkıyorsa tersini yapsınlar diyeceğim ama cümlenin sonundaki “zaruret” sözcüğüne takıldım ister, istemez!.. Sözlükteki karşılığı “mecburiyet” yani “zorunluluk.” Kafam karıştı tabii! Nasıl olacak peki bu iş? AVM’ler, yabancı ortaklı şirketler(ki, maşallah bankalarımız dahil pek çoğu yabancı ortaklı!) hemen sıraya dizilip “valla biz fena halde mecburuz, zorunluluk bizim amentümüz” diye sızlanmaya başlarlarsa nasıl bir çözüme gidilecek?.. Yoksa “hakkımız” derken, anasının ak sütü gibi helal haklarını istedikleri için bi güzel gaza bibere bulanıp, ardından bir kısmı tutuklanan 3. havaalanı işçilerine reva görülen mi olacak?
-Pek merak ettim yani?!.

Bu iktidara vız gelir tırıs gider!..


Gerçi şu son bir haftada yaşadıklarımıza bakınca AKP’li Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri de epey mantıklı gelmeye başladı...
Baksanıza, Katar Emiri uçağını “500’e mi ne” satışa çıkarıyor, Saray’ın deyişiyle, “devlet ilgileniyor”, Emir hazretleri Türkiye’nin ilgilendiğini duyunca “Aaa, vallahi olmaz ben Türkiye’yi çok severim, Erdoğan’da yakın dostum, para falan istemem, hibe ediyorum” dememiş mi?.. demiş. Eee, kime ne , size ne!..
Öncelikle ekonomik krizdeki bir ülke niçin 500’lük(milyon dolar okuyun please!) uçakla ilgilensin ki değil mi ama?.. Demek ki ortadaki kriz değil, “Mıriz!” Her şey manipülasyon, her şey yalan, iftira... Hep dış güçlerin marifeti!..
Ayrıca, Emir ne demiş “para istemem. Hibe ettim gitti” demiş... Bu da parayla filan ölçülemeyecek denli büyük bir itibar, devasa bir zenginlik değil mi birader?.. Gerçi yine ortalarda “Katar Emiri THY’yi alıyor!”, “Emir, Varlık Fonu’na ortak oluyor”, “Emir, Halk Bankası’nı da cukkalıyor” türünden hain söylentiler dolaşıyor ama ben hiç inanmıyorum valla...
-Bunlar sevgi nedir bilmeyen mahlukat!..
Ayrıca, baksanıza  devlet son 8 ayda kamu binalarının kirası için 680 milyon, makam araçları için 334 milyon, uçak ve helikopter için de 154 milyon kira bedeli bile ödemiş!.. Eti Maden kendi binasından çıkıp kiraya geçmiş!.. AKP milletvekili TBMM’ye gidip geldiği Lamborghini Aventador model arabasını 395 bin Euro yani dünkü kurla 2 milyon 850 bin TL’ye satışa çıkarmış!... Münafıklar, susun artık:
-Bu iktidarın sırtı yere gelir mi bee!..

plusbanner2x