Ne zaman, hangi aralıkta ortaya çıktı tam anımsamıyorum...
Hayko Bağdat adını İlk gördüğüm yer FETÖ sermayeli “The Taraf “gazetesi...” Kendisi babadan matbaacı, “profesyonel Ermeni” olduğunu, Agos’ta yazdığını söylese de, asıl şöhretini bazı başkaları gibi Taraf Gazetesi’nde oluşturduğunu söyleyebiliriz...
Kumpas döneminde ve dahi sonrasında rahle-i tedrisinden geçtiği büyüklerinin izini takip edip, Ergenekon-Balyoz-Oda TV cansiperane şekilde savundu. Şöhreti arttıkça televizyon programlarında boy göstermeye başladı... Merkez medya ekranlarından uzaklaştırıldıktan sonra aynı kaptan su içtiği Roni Marquiles ile beraber IMC TV’de program yaptı. Rezilliğin bini bir paraydı o programda; Pinokyo’yu uzun ara geride bırakacak yalanlarla, sıvamalarla, çamurlarla, utanmazlıklarla doluydu ve bu ikiliye pek yakışıyordu! Cemaatin Bugün Televizyonu’nda da sahne aldı, aynı yalanlara, dolanlara çanak tuttu...
Asıl ününü galiba 2010 Anayasa Referandumu sırasında icat ettiği “Yetmez Ama Evet!” sloganıyla edindi!.. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında ise bir de baktık yok, tüymüş; ailesiyle birlikte soluğu Almanya’da almış!..
Ailesiyle birlikte burnu bile kanamadan kapağı Almanya’ya atmasında emeği geçen, bu nedenle defalarca minnettar olduğunu yazdığı Can Dündar abisi ile birlikte “Özgürüz” isimli internet televizyonunda çalışmaya başladı; birlikte programlar yaptılar. Ancak bir süre sonra, Can abisini de bir güzel sıvadığı  zehir zemberek bir yazıyla oradan da ayrıldı!.. Bir zaman sonra gördük ki, dönmüş dolaşmış kürkçü dükkanına geri dönüp FETÖ’cü abilerinin kucağına oturuvermiş...
-Yakışmış da yani!..

“Biz HDP’li olarak..”


İşte bu arkadaş kısa bir suskunluk döneminin ardından Fetullahçı çetenin Arap sermayesiyle birlikte açtığı Ahval isimli sitede boy göstermeye başladı... Dün sosyal medyada  epey iddialı bir provokasyona imza attı muhterem:
-Muharrem İnce’yi desteklemek Türkiye’ye ihanettir!..
Sosyal medya mesajı bir hayli üst perdeden ve “Biz HDP’liler şöyle düşünüyoruz!” tadında başlıyor, sonra da şu “büyük iddia” ile devam ediyordu:
-Hiçbir turda Muharrem İnce’ye ya da Meral akşener’e ya da Temel Karamollaoğlu’na ya da Doğu Perinçek’e oy vermeyeceğiz.!..
“Biz” diyecek kadar HDP’li iddiasındaki  muhteremin yürüttüğü akla göre bu durumda oy verecek yalnızca iki isim kalıyordu geriye; Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş!.. Hayko Efendi, şöyle sürdürüyordu mesajını:
-Bir oyumuzla Muharrem İnce Başkan olacak olsa bile, Muharrem İnce “Saraya çıkınca Kuran çarpsın iki saatte serbest bıraktıracağım Başkanınızı” dese de, Demirtaş’ın kendisi bizden bunu talep etse de, Öcalan soğuk tecrit duvarlarında bizlere fısıldasa da, Nurettin Demirtaş Dağ’dan ricada bulunsa da, Selahattin Demirtaş tutsakken başka bir yapıya koltuk değneği olmayacağız!..
Mübarek sanki HDP Eş başkanı idi! Tam da sarayın üç günlük İngiltere gezisi ardından “yeniden çözüm süreci konusunda anlaşma sağlandı. Seçim sonrasında açılım tekrar başlayacak..” iddiaları sonrasında, tam da Selahattin Demirtaş’ın ve HDP yöneticilerinin “ikinci tura kalırsa İnce’yi destekleriz” sözlerinin ardından provokasyonun hasına bakar mısınız!..
-Cuk oturdu valla!..

HDP’den ajan FETÖ’cü suçlaması!..


İlk tepki HDP’den aday olan gazeteci Ahmet Şık’tan geldi:
-Gezi direnişleri sırasında polis megafonunu eline alıp saçmaladığında iyi niyetli olduğunu düşünmüştük ama şimdi cemaatin çetesinin megafonu elindeyken aynı şeyi düşünmüyoruz!..
Gayet ağır bir suçlama tabii!.. Taa en başından beri, sahne ışıklarının altında yerini aldığı günden bu yana nereye ait olduğu konusunda pek çetrefilli mesajlar veren, FETÖ sermayeli internet sitesinde “bir HDP’li olarak” diye yazı yazan, iktidarın sevinçten ellerini ovuşturacağı açıklamalar yapan bu çocuk için “kimin nesisin kardeşim?” galiba ilk önce sorulması gereken soru!..
Bir başka açıdan bakacak olursak da, şu soru öne çıkıyor zannımca:
-Kökü dışarıda, mesela İngiltere’de oluşturulan yeni senaryo uyarınca HDP bu şekilde lanse edilerek devre dışı bırakılmaya mı çalışılıyor; Kandil’in hiç hoşlanmadığı Demirtaş gömülerek PKK ile başkanlık karşılığında yeni bir anlaşma mı kotarılıyor?!.
Sonraki soru zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor:
-Bu çocuk gibi daha kaç piyon, kaç ajan provokatör sahaya sürüldü?!..

sozcu-banner-1