Yukarıdaki başlık daha iktidar olur olmaz yakasına yapışmıştı!..
2017’de seçimlerinde büyük zafer kazanan ve salt çoğunluğu yakalayan Emmanuel Macron, daha yeni kabineyi açıklamadan önce üç bakan art arda istifa etti!.. Seçimlerde ittifak yaptığı Demokrasi Hareketi (MoDem) Partisi’nden Savunma Bakanı Sylvie Goulard, Avrupa İlişkileri Bakanı Marielle De Sarnez istifalarını verdikten hemen sonra büyük darbe MoDem’in lideri ve Adalet Bakanı François Barrou’nun istifasıyla geldi!..
Dur ne oluyoruz demeye kalmadan, en yakınındaki bakanlardan biri olarak kabul edilen Richard Ferrand da istifasını verdi!..
Sonraki süreç tam bir felaketler zinciri olarak gelişti... Saray’a taşındığının hemen ertesinde ülkenin gücünü “reforme etme” iddiasıyla düşük gelirli işçileri hedef alan “Esnek Çalışma Yasası” büyük tepkiye neden oldu, ardından gelen emeklilik kesintileri ise dar gelirli milyonları ayağa kaldırdı... Yakın koruması kılıklı serserinin yarattığı skandal da tuz biber vazifesi gördü...
-Macron’un kamuoyu desteği ise tepe üstü çakılmaya başladı!..
Düşünün; geçen temmuz ayında yapılan kamuoyu yoklamalarında Macron’dan memnun olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 39’du... Ağustos ayında yüzde 34’e geriledi... Eylül ayında ise yüzde 29’a inmişti... Gerilemeye bakar mısınız?!.
Bu çakılışın yankıları sürerken, Macron kabinesinin en popüler isimlerinden Nicolas Hulot, üstelik canlı yayında “hedeflere ulaşma konusunda yetersiz kalındığı” gerekçesiyle istifasını açıkladı... Macron’a destek sarsıcı bir şekilde geriledi tabii!..
Son olarak “Macron’dan bile Macroncu” bilinen İçişleri Bakanı Gerard Collomb da istifa edeceğini yine televizyon canlı yayınında açıkladı!..

Avrupa’nın yeni Orta Çağ’ı!..


Yukarıda anlattığım felaket serisi son anketlerle solda sıfırda kaldı!..
Önümüzdeki yılın Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için yapılan ankette, Macron’un partisi yüzde 20’ye çakılırken, Marine Le Pen’in liderliğindeki faşist Ulusal Birlik Partisi’nin oy oranı yüzde 21’e yükseldi!..
Daha da beteri gelecek seçimlerde ittifaka gideceği bildirilen aşırı sağcı partilerin oy oranının yüzde 30’u bulması hatta geçmesi bekleniyor!.. Bu ne demek biliyor musunuz? Fransa’daki bu sonuçların, faşist partilerin pusuda beklediği Almanya, Hollanda, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerde oylarını artırması, iktidara ortak konuma gelmesi anlamına geliyor demek!..
Avusturya’da, Macaristan’da zaten aşırı sağcı, otoriter partiler iktidarda... Fransa’nın bu acıklı duruma düşmesinin ardından diğer ülkelerin de onun peşine takılmasıyla, Avrupa’da giderek yaşam şartları zorlaşan azınlıkları, özellikle de Müslüman azınlıkları kabus dolu zamanların beklediğini söylemek hiç de abartılı olmayacaktır!..
Daha açık bir deyişle “Avrupa’nın Orta Çağı’na” yalnızca bir kaç adım kaldığı yorumlarına katılmamak ne yazık ki olanaksız!..
Dünyayı parmağında oynatan ailelerden Rothschild’ların adamı olarak Elize Sarayı’na baş döndürücü bir zaferle kurulan, kısa zamanda halk arasında “Zenginlerin Cumhurbaşkanı” olarak damgalanan Macron, Direnişçilerin ülkesi Fransa ve dünya tarihine “faşizme en büyük hizmeti yapan” adam olarak geçecek...
Bundan büyük bir utanç olabilir mi?!.
Ancak şunu da unutmayın; belki de o koltuğa bu görevle getirildi ve görevini en iyi şekilde başardı!.. Tasarlanan belki tam da buydu:
-Yabancılardan temizlenmiş bir Avrupa!..

Birileri bizimle kafa buluyor!..


Ekim ayı enflasyonu açıklandı:
-Yüzde 25.24!..
Biliyorsunuz Merkez Bankası Başkanı daha birkaç gün önce yıl sonu tahminini yüzde 23.5 olarak açıklamıştı!.. Her açıklamasında pembe tablolar çizen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak şöyle buyurdu:
-Demiştik zaten!..
Ne dediğini de söyledi:
-Eylül ayı en zor ayımız olacaktı!..
Pekii, suçlu kimdi, onu da yanıtladı:
-Eylüldeki fahiş fiyat algısı enflasyona yansımıştı!..
Tesadüf işte; Berat Bey’in bunları söylediği sıralarda Alarko Holding, ortaklığı bulunan Altek Alarko’nun Kırklareli’ndeki büyük elektrik santralinde ekonomik sebeplerle 1 yıl süreyle üretimi durdurduğunu açıkladı, iyi mi!..
Siz buna batan, konkordato ilan eden on binlerce şirketi, yoksulluk ve açlık içinde çırpınan milyonları da ekleyiverin bi zahmet; sonra da düşünün lütfen:
-Birileri bizi fena halde salak yerine mi koyuyor acaba?!.