“Dönmek, dönüşmek, dönüş” sözcükleri olumlu ve olumsuz anlamlarını içinde bulundukları tümceden alırlar. “Yanlıştan dönme”nin olumlu anlamı yanında “sözünden dönme”nin olumsuzluğu, sözümüzü doğrulayan örneklerden biridir. “Dönüşmek” sözcüğü genelde iyiye doğru yönelişi anlatır. “Dönüş” sözcüğü ise amaca ve sonuca göre olumlu ya da olumsuzluk yansıtır. Son yıllarda özellikle siyasal alandaki dönüşler, “döneklik” sözcüğünün kınanacak durum ve tutumlara ilişkin bir yanını tanımlamaktadır. Dün söylediğinin tersini tümüyle bugün söyleyenler, önce saldırdıklarına şimdi sarılanlar, önce uzaklaştıkları kimselerle birlikteliklerini değişik görünüm ve gösterilerle sunanlar şaşırtıyor. İzlenmesi utanç verici ilişkiler gösteriyor ki siyasal döneklik ustalık olmuş, siyasal ahlâkı bitirmiş. Ahlâksızlardan ne beklenir ki bu duruma düşenlerin yararı düşünülebilsin.

AKP iktidarlarının dış ilişkilerdeki başarısızlığının ülkeyi içine ittiği karanlık ve yalnızlık, ödünlerle sağlanmaya çalışılan Rusya ve ABD ilişkilerini yeniden düzenleme ile giderilmek, terördeki başarısızlıkla büyüyen sorunlar giderilmek istenmektedir. Bu da bir dönüştür. İlişkilerin dışarıya ilişkinlerini “Strateji”, içeriye ilişkinlerini “Barış-açılım-demokrasi” sözcükleriyle başarıymış gibi sunma ve savunma, halkı aldatmak, avutmak ve oyalamak oyunudur. Siyasal ve ekonomik çöküntüleri düzeltmek için iktidarın dönüşü kendi kusurunu düzeltme çabasından başka bir şey değildir. Özür dilemek, içerik ve nitelikli arayış, konuşma ve ilişkilerin sorumluları kusurlarını yeni durumu başarı göstererek örtmek çabasındadır. Cemaatler, tarikatlar düzeni lâik cumhuriyete-hukuk devletine karşı. Yargı bağımsızlığına inanç ve güven duyulmuyor. Cumhuriyet sözde kalmış gibi. Olanlar Türkiye’mize oluyor.

GÜNÜMÜZDE

Özellikle devleti avuçları içine alan tek adamın ayrıntılara uzanan geniş yetkileriyle oluşan yeni yönetim biçimi tam bir “cumhuriyeti dönüştürme”dir. Mutlak monarşiye benzeyen yeni durum, yeni yapılanma, yasama organını geride bırakan biçimsel bir organ durumuna dönüştüren yanıyla demokratik gerilemedir. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uymayan tek adam düzeniyle demokratikleşmenin bağdaşmadığı açıkça ortaya çıkmış, yayımlanan kararnamelerle oluşturulan yapının AKP’nin özlediği biçimin ilk adımları olduğu izlenimi uyanmaktadır. Güçler-erkler ayrılığı yok, tek güç RTE.

Cumhuriyetin anayasal niteliklerinin gözardı edildiği, yargı bağımsızlığının büyük yakınmalara neden olduğu, baskı ve şiddetin yönetim doğallığı görüldüğü, partizanlığın alabildiğine sürdüğü, üniversite özerkliğinin sözde kaldığı, toplumsal barışın, ulusal dayanışmanın ve kişi güvenliğinin giderek ortadan kalktığı bir ortamda yaşamın karanlığı endişesi büyümüştür, artmıştır.

Kişisel ve partisel egemenlik çabalarıyla ağırlaşan zaman, yurttaşların umut ve düş kırıklıkları, geleceğe ilişkin kuşkuları, hattâ korkularıyla dolmaktadır. ATATÜRK Türkiyesi’ni kutsal emanet olarak korumak, güçlendirmek ve yükseltmek görevimiz, kendini bilen her yurttaşın sorumluluğu ve onurudur.

BUNUN İÇİN

Özveriyle çalışarak halkımızı uyandırmak, sorunların çözümü için sahiplendirmek, başta hukuk devleti niteliğini gerçekten edinmek, siyaseti siyasetçiler için değil halkımız için yaşam sanatı saymak ilkesini başa almalıyız. Enflâsyon aldı başını gidiyor. Dolar kuru yükseliyor. Yaşam pahalılığına yetişilmiyor. Çarşı pazar cep yakıyor. Eğitim karmaşası aşılamıyor. ABD ile peşrev tutuşulmuyor, güreşilmiyor. Üzerinde durulacak, hesap sorulacak, yakınılacak çok konu var. Muhalefet kanadındaki çalkantılar, umut kırıcı, zamansız ve çoğu gereksiz kalkışmalar, kişisel girişimler üzüntü ve düş kırıklığı yaratıyor.

19 Mayıs Stadyumu’nun yıkımı, Resmî Gazete’nin sürekli basılı olarak yayımlanmaması sorunları ve kaygıları artıran yeni durumlardır. Türk Ceza Yasası’nın 4.maddesindeki “Ceza Kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz” uyarısını geçersiz kılan Resmî Gazete yayımına ilişkin tutum bir kez daha düşünülmelidir. Devlet kimsenin babasının malı, çiftliği değildir. ABD’ne rahip Brunson için Türkiye kurul gönderiyor, ordan kimse gelmiyor. Yargı yolu siyasal görüşmelerle dışlanıyor. Bay RTE’ın Fetullah’la takas önerisi de böyle gösteriyor. Kişiler devletin önüne geçiyor, üstüne çıkıyor.

plusbanner2x