Yaşam koşullarımızın kötüleşmesiyle birlikte yaşam alanlarımız da bozuldu. Kendilerinin neden olduğu bozuk yapılaşmalardan şimdi yakınmaya başlayan iktidar ilgilileri, ortamdaki çirkinliklerin kimilerini de imar affı ile sürekli duruma getirdiler. Yeşillik, aydınlık, ulaşabilirlik ve zamanı paylaşabilirlik olanakları giderek azaldı. Duyarlı yurttaşların yaşam alanlarını korumak için özverili çabaları sürmektedir. Enerji santralleri, maden arama çalışmaları, akarsuları ve gölleri kurtarma girişimleri birbiriyle yarışırken insana ve doğaya değer verme anlayışı özlenen ve beklenen karşılığı bulamamaktadır.

Biçimsiz tabelâlar, reklâmlar, yabancı sözcüklerle daha kötü görünüyor. Seçim ödünleriyle artan aykırılıklar toplum yaşamını gölgeliyor. İktidarın ayrıştırıcı, bölücü ve kutuplaştırıcı sözleriyle uygulamaları sürerken yaşamın güçlüklerini giderek bir içtenlikli ve sıcak yaklaşım özlemi artıyor ve büyüyor.

Kaldırımların düzensizliği, yolların taşıtlara zarar veren durumu, sorumlu ve yetkililerin ilgisini bekliyor. Adliye Sarayı önündeki Atatürk anıtı hâlâ karanlıkta.

Ankara’da Kızılay’dan Atatürk Bulvarı yoluyla Çankaya’ya yönelince, Çayyolu’na giden İnönü Caddesi girişi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne dönüşte kapalılığı sürdürüyor. Sürücüler Eskişehir yoluna altgeçitten girmek zorunda bırakılıyor. Kaldıki görünüşü de hiç iyi değil. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün önünde nöbetçi kulübeleri olduğu gibi başka koruma önlemleri de alınabilir. Bulvar girişini çirkinleştiren durumun düzeltilmesi ilgililerin anlayışını bekliyor. İçişleri Bakanlığı’nın bulvara açılan yeni girişi önündeki araç kalabalığı ve duruş biçimleri ayrıca görüntü kötülüğü yansıtıyor. Bozukluğun giderilmesi Ankara’ya ve Ankaralılarla tüm yurttaşlara saygının gereğidir. Düzen, yaşamın dayanağı ve gücüdür.