Her adın her yapıya uygun olduğu nasıl söylenemiyor ve savunulamıyorsa, insanların bile adıyla niteliği arasında uyum olmuyorsa, her üniversitenin de gerçek üniversite olduğu ileri sürülemez. Ülkemizde son yıllarda özel üniversitelerle sayısı artan üniversitelerimize ilişkin kimi yakınmalar giderek yaygınlaşmaktadır. Öğretim üyesi kadrolarının yetersizliği bir yana kimi rektörlerin medyaya yansıyan aykırılıkları, devletin kendi üniversitelerine soğukluğu, üniversite hastanelerine ilgisizliği, üzüntü duyuran olumsuzluklarla sürmektedir. Paylaşılan bir gerçektir ki özel üniversitelerin içinde çok yararlısı, başarılısı yanında adından başka üniversiteyle ilgili olmayanlarının da sayısı oldukça fazladır.

14.6.1973 günlü,1739 no.lu Millî Eğitim Temel Kanunu’nun “Genel amaçlar” başlıklı 2.maddesinde, Türk Ulusu tüm bireylerini Atatürk inkılâp ve ilkelerine, Anayasa’da ön görülen Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Ulusu’ nun millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış biçimi sayan; beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu yönlerinden dengeli, sağlıklı ve gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, özgür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşünü sahip, kişilik ve girişime değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli yurttaşlar olarak yetiştirmek olarak öngörülmüştür.
Yasanın 10.maddesi “Atatürk İnkılâp ve ilkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği”, 11. maddesi “Demokrasi eğitimi”, 12. maddesi “Lâiklik” 13.maddesi “Bilimsellik” 15. maddesi de “Karma eğitim” başlığını taşımaktadır.

ÖZELLİKLE

Ayrıca, 4.11.1981 günlü, 2547 no.lu Yüksek Öğretim Kanunu’nun 4.maddesi yüksek öğrenimin amacı şöyle belirtmiştir: “Öğrencilerini ATATÜRK İnkılâpları ve ilkeleri doğrultusunda ATATÜRK milliyetçiliğine bağlı, Türk Milleti’nin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini taşıyan, Türk olmanın şeref ve mutluluğunu duyan, toplum yararını kişisel çıkarının üstünde tutan, aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu,,. hür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygı... vatandaşlar olarak yetiştirmek..„. Yasa’nın 5.maddesinde “Ana ilkeler” başlığı altında aynı yükümlülük ve doğrultu, değişik anlatımla yinelenmiştir.

Konunun önemini vurgulamak ve okurlarımıza hatırlatmak için ilgili kuralları yazımıza aldık. Kur’an kurslarıyla, kaçak eğitim-öğretim yerlerinden yakınıldığı bir ortamda yukarıdaki alıntıların yüklediği sorumluluk tüm devlet görevlilerini ve yetkililerini düşündürmeli, ne yaptıklarını iyice değerlendirmelidirler. Vicdanlarını rahat ettirebiliyorlarsa söylenecek başka söz yoktur. Halk içinde, halkıyla birlikte bir üniversite, gerçek üniversitedir. Bilim ocağı, bilim çınarı, yaşam kaynağıdır.

GÜNÜMÜZDE

Ankara Üniversitesi’nin kuruluşunun 72. , Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin kuruluşunun 83. yıldönümü törenle 22 Haziran’da kutlandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi, bugün 18 fakülte, 11 meslek yüksek okulu, 14 enstitü, l yüksek okul, l konservatuvar, 48 araştırma ve uygulama merkeziyle görevini sürdürmektedir. Ayrıca Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı’nın 1994’den bu yana çalışan, ilk, ortaokul ve liseden oluşan özel okulu vardır. Rektör Prof. Dr. Erkan İBİŞ, cumhuriyetin kazanımları, çağdaşlık bilinci, sorumluluk anlayışı, aydınlanmada öncülük, demokrasi, özgürlük, insanî ve evrensel değerlere önem vermek, bunları yükseltmek, vatan sevgisi ve ulusal değerler konusunda önemli açıklamalar ve vurgulamalar yapıp özellikle Atatürk ilkeleri, Türk Devrimi duyarlığını ağırlık vermekte, diploma törenlerindeki konuşmalarını bu çizgide yapmaktadır. Eğitim ve öğretimin çağdaş nitelik ve içeriklerini, yararlarıyla birlikte belirtip genç mezunları uyarılarla uğurlamaktadır. Günümüzde Ankara Üniversitesi’nde 1204 Prof. Dr., 281Doç. Dr., 298 Dr. Öğ. Üyesi, 635 Öğretim görevlisi, 1629 Araştırma görevlisi, 11884 yüksek lisans öğrencisi, 5684 doktora öğrencisi vardır.

ATATÜRK’ ün kurucusu olduğu ve alnında O’nun “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünün yazılı bulunduğu Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Dekanı Prof. Dr. İhsan ÇİÇEK de görkemli yıldönümü toplantısında yaptığı konuşmada fakültesinin kuruluş öyküsüyle birlikte geçirdiği aşamaları, mezun ettikleri ve şimdiki öğrenci sayılarını verdi. Prof. Dr. Âfet İNAN’ ın ilk dersi1935’de verdiğini ve ATATÜRK’ün şu sözlerini anımsattı: “Bin, iki bin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanın çizdiği düsturları, şu kadar bin sene evvel bugün aynen tatbike kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.” Sayın Dekan daha sonra “Bu önemli sözden ayrılıp yol gösterici olarak şeyhleri, dervişleri, hocaları seçersek yaşadığımız kanlı girişim başımıza geleceklerden sadece biridir” diyerek konuşmasını tamamladı.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, düzenlediği törenle “Ankara Üniversitesi Dostluk ve Hayırseverlik Projesi Beratı” ile Dostluk Nişanı Madalyası’yla bu konularda çabası olanları onurlandırıp ödüllendirdi. Nallıhanlı tanınmış hayırsever, sporsever ve işadamı Ayhan SÜMER de eğitime katkısı nedeniyle ödüllendirildi. Polatlı’da Eylûl YAĞLIKARA(8)-’nın, Ağrı’da Leylâ AYDEMİR(4)’in yürek yakan acılarıyla kavrulduğumuz, çocuk kaçırmalarının giderek arttığı ortamda daha çok sevindirici, mutluluk verici durumlar özlüyoruz. Bodrum’da sahilde kalan göçmen Aylan KÜRDİ’yi (4) unutamıyoruz.

sozcu-banner-1