Karşılaştığımız aykırılıklar, çelişkiler, haksızlıklar, hukuksuzluklar yıllardır gülmeyi unutturdu. Güven duygusu, karşılıklı sevgi ve saygı yoksunluğu, toplumsal yaşamın kimi bozuklukları içimizi kararttı. Umudumuzu yitirmemeye çalışsak da yarınlara ilişkin endişelerimizin sürdüğü bir gerçektir. Öncelikle ve genelde ne durumda olduğumuzu, böyle giderse nasıl olacağımızı anlamak için ATATÜRK ve İNÖNÜ’nün yerlerinde oturanlara bakmak yeter de artar bile.

Ülke içinde ve sınırlarımız dışında terörle savaşım sürüyor. Terör örgütlerinin yurt içindeki yapısına, yurdumuza bir tür bayram havası içinde alınmalarına, yurdumuzdan geçerek başka ülkelere gitmelerine olur verenler şimdi terörle savaşımdan söz ediyor. 15 Temmuz olaylarıyla uyananlar “teröristbaşı” ilân ettikleri Fetö ile birlikteliklerini, “her istediğini verdik” sözlerini unutuyorlar. PKK’nın yurt içindeki yuvalanmaları, yığınakları nasıl ve ne zaman oldu iyi saptanmalıdır. Yadsıma (inkâr) ile kimse sorumluluktan kurtulamaz.

17/25 Temmuz 2013 olayları, Man Adası birikimleri iyice soruşturulmuş, gerçek denetimden geçmiş değildir. Her yerde, her organda ve her birimde Fetöcü var, Akp içinde yok. Pensilvanya’ya gidip Fetö’yle fotoğraf çektiren, kadın-erkek Akp’liler hâlâ parti içinde ve TBMM’nde.

İktidarda kalmak, iktidarı hiç başkasına vermemek için yasalarda Anayasa’ya aykırı düzenlemeler, çıkar ortaklıkları apaçık ortada. Kimbilir seçimlerde neler yapılacak, neler olacak ABD’ye “Ey!”, Rusya’ya “Hey!”, Katar’a “Bey!”, Esad’a “Dey..!” haykırışlarıyla siyaset yapılıyor. Gasplar, yaralamalar, öldürmeler artarak sürüyor. Kiralıklar, satılıklar, işyeri kapatmalar, iflâslar birbirini izliyor. İktidara göre “Ekonomi iyi, asayiş berkemâl!, Kriz yok!” Gülelim mi?