Ankara kaldırımlarındaki birçok billboardda (reklam panosu) “İnsanlığı savunan lider” afişleriyle AKP genel başkanı RTE övgüsü yapılıyor. Belediye otobüslerine dinsel içerikli bildiriler asıldığından yakınılıyor. Bilinen kimi şarkıcı türkücülerin katılacağı etkinliklerle parti propagandası, siyasetçilere yalakalık yapılacağı anlatılıyor.
Arsız, bilgisiz, görgüsüz, ilkesiz, terbiyesiz, yalancı, yüzsüz kimselerin düzenbazlıklarıyla başa çıkmak güç hattâ olanaksızdır. Onların düzeyine inilmez, onların yaptıkları yapılmaz. Yasal katları kirletenler, oyunlar, ödünler, ahlâkdışı yol ve yöntemlerle oralara gelip oturanların güç kullanarak pisliklerini örtmeleriyle uğraşmak, önemli bir insanlık ve yurttaşlık görevidir.
Hukukun içine düşürüldüğü durum, toplumsal barışın ve yaşam güvenliğinin kalmadığını gösteriyor. Sanıklara göre yargıç ve yargı kurulları atanmasından yakınılıyor. Hukukçuların siyasal, dinsel ve çıkar yandaşlığı en tehlikeli yıkımdır. Bu durumlardan kaçınmak şerefli, namuslu, onurlu insanlar olarak yansız ve özenle çalışmak yaşamın yüceliğidir.
Okullarda bilim değil din ağırlıklı çabalar, etkinlikler, düzenlemeler yapılıyor. Çocukların medrese görünümlü ortamlarda eğitilmeleri, peçe, fes ve çarşaflı gösterileri, gericilerin caddelerde bildiri dağıtmaları güncel olaylar içine girdi. Anayasa’nın tarafsızlık ilkesi nasıl RTE’ı bağlamıyorsa “lâiklik” ilkesi de partisini ve partisinin bakanlarını bağlamıyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın girişimleri ortada.
Birçok kurum ve kuruluş saygınlığını, güvenirliğini yitirdi. Kimi yetkili siyasetçilerin yüzlerine bakınca kiminde bir taşkınlık, kiminde bir bunaklık, kiminde bir bozukluk görüntüsü yansıyor. Ulusu temsil yerine partiyi temsile ağırlık veriyorlar. Güvenirlik düzeyleri çok düştü. Kimi illerde milis örgütü gibi (HÖH) adlı kuruluşlar toplumsal barış yönünden endişe verici.

NASIL?

Bu ortam nasıl nitelenir? Gazeteciler cezaevine dolduruluyor. Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyor. İktidar şakşakçıları iktidarcıların çevresinde pervane oldu. Gezilerde, toplantılarda yanlarında, başköşelerde. AKP liderinin “Ne istediler de vermedik” diyerek desteklerini, ortaklıklarını, birlikteliklerini açıkladığı FETÖ’cülerle ilişkilerinin hesabı sorulmadan, içlerindeki FETÖ’cüler temizlenip partileri ve kendileri arındırılmadan karşı çıkışları inandırıcı olmuyor. Anamuhalefet partisi genel başkanına karşı yakışıksız sözlerle eleştirileri siyasal düzeyi bozmakta, dil sertliği ve kirliliği kişiliği olumsuz etkilemektedir. Din, siyasal sermaye ve sömürü aracı oldu.
2017’de 300’e yakın kadın ve kız çocuğu öldürülmüş, 100’e yakın kadına saldırılmış. 300’e yakın kız çocuğu cinsel sömürüye uğramış. Yaralama, gasp, hırsızlık, uyuşturucu olayları ayrı. Yargıtay Başkanı 7 milyona yakın şüpheli olduğunu söyledi. Yargının ağır yükü, aylar sonrasına verilen duruşma günleri, avukatlara çıkarılan güçlükler, hastanelerin durumu birer büyük sorun. Genç yargıçların kürsülerde ve kurullarda yetersizliğinden yakınmalar yaygın. Bir de avukatlıktan gelen AKP üyesi yargıçlar var. Doğaya kıydılar. Yargıya, sağlığa, insanlığa kıymasınlar. Toplumun dokusuyla ülkenin doğası, varlığımızın kaynağı ve dayanağıdır.

BOZUKLUK

Üzülerek izlemekteyiz, birçok kavramın anlamı değişti, bozuldu. Toplumsal bilinç ve duyarlık belirtisi azaldı. Birçok kişiye ve kuruma güven kalmadı. Yasama organı, üniversiteler, yargı, demokratik kitle örgütleri, siyasal partiler için önceki kanı korunuyor mu? Siyasal pişkinlikler, genelde “utanma-sıkılma” olarak özetlenen kişisel olgunluk düzeyi nasıl? Bunlar sâde bir yurttaş olarak düşünce ve tasalarımın olağan soruları. Siyasetin dili kirlendi.
Ağız dalaşı, karşılıklı atışma, sözlü, yazılı ve eylemli saldırı, terbiye dışı tutum ve davranış sınır tanımıyor. Tartışma terbiyesi yoksunluğu açık. İçinde bulundukları ortamlara, görevli bulundukları kurumlara yakışmayan durumlardan kaçınılmıyor. Çocukların ve gençlerin yararına aykırı, onlar kötü örnek oluşturan çirkinlikler. Karşılıklı saygı kalmamış. Böbürlenme, öykünme, büyüklenme, yukarıdan bakış ilkellikleri artıyor. Ağzından çıkanı duymayan, görgüsüz, hoşgörüsüz, anlayışsız, kaba, arsız-yüzsüz kimi siyaset çığırtkanı, kaba güç şovmeni ortalarda. Bir de “2019 seçimleri kırılma noktası” diyen AKP’liler var. Bakalım ne imiş, nasılmış? Şimdi günümüzü özetledik. Yarınlar, hepimizin ağırlıklı düşüncesi.