İnsan yaşamını ışıklandıran ve gölgeleyen olaylar ortamın yapısını oluşturur. Bizi üzen ya da sevindiren durumların sahnesi olan yaşadığımız ortam, değişik görüntüleriyle, varlığımızın anlamını ve amacını yansıtan olayların alanıdır. Çoğu elimizde olan yaşam olgularından ders almayı bırakarak, toplumsal barışı savsaklayarak, insanlık değerleriyle ilkelerini unutarak geçici yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Bu bağlamda özellikle siyasal alanda yaşanan olumsuzluklar, aykırılıklar ve kötülüklerin her biri yaşamı karartan ağırlıklar olarak omuzlarımıza çöküyor.

Neler olmuyor ki. Kurtarıcı ve kurucu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e saldıran, değişik sapıklıklara düşmüş sapkınlar (hainler) ile siyasal yıkıcı nankörler çetesi, şarlatanlar var. Ata’mızın heykelleriyle büstlerine saldıranlara önleyici etkisi olan yaptırımlar uygulanmadığı gibi ifadeleri alınıp hemen serbest bırakılıyorlar. Her konuşmasında Atatürk’e saldıran bozuk yapılı fesli hakkında kovuşturma yapıldığı duyulmuyor. Acaba RTE’dan mı çekiniliyor? İnsan hakları çiğnenmesinde önde gelen ülke durumumuz yetkilileri hiç düşündürmüyor, üzmüyor mu?

Değişik durumlar da yaşanıyor. Fesli saldırganı ziyaret eden Diyanet işleri Başkanı, eski bir imamın (RTE) buyruğunda. Sözde uyarı içeren konuşmasıyla başkanı koruyor ama aykırılığı kaldıramıyor, unutturamıyor. Ancak, cumhuriyetin ilk yıllarını suçlamaktan geri kalmıyor. “Camiler, minareler 18 yıl boyunca ezan-ı muhammediyeye hasret bırakılmıştır. Türkiye’yi o eski dayatmacı, kara günlere döndürme çabaları da boşunadır” diyerek kuruluş yıllarını karalıyor. Atatürk ve arkadaşlarının 15 yılda yaptıklarıyla AKP iktidarının 16 yılda yaptıklarını karşılaştırmak, aydınlıktan karanlığa düşüşün belirgin ağırlığını gösterir.

ÇELİŞKİLER

Sağlık stajyerlerine yemek yardımını kaldırma yanında Meclis’te çok ucuz yemek sürüyor. Memur, işçi ve emeklinin yaşam güçlükleri, ilâç kısıntısı sürerken, “Kriz yok!” yalanları yinelenirken yurtiçi ve yurtdışı yolluklarla çok yüksek ödeneklere ve aylıklara dokunulmuyor. Ekonomik güçlükler, yaşam sorunları azalacak yerde giderek artıyor. İktidarın gerçekleri yadsıma ve unutturma çabaları boşa çıkıyor. Çekilen sıkıntılara katlanılamıyor. Tepkiler giderek artıyor.

Bu arada kimi bilgisiz, terbiyesiz, yalancı, şakşakçı, yalaka, yanaşma ve sapkın, insanlıkla bağdaşmayan sözlü ve yazılı saldırılarla kınanan çirkinliklerini sergileyerek düzeylerini yansıtıyor. Bu tüm olumsuz ve karaçalma girişimlerini kendilerine çeviriyorum. Dilimizi, kalemimizi, yerimizi onlara yanıt vererek karartmaz, zamanımızı onlar için kullanmayız. Kervan yürüyor.

DUYARLIK

Tüm pencereleri ışıklandırılan Ankara Adliye Sarayı önündeki Atatürk Anıtı karanlıkta. Ulusumuzun güneşi, ülkemizi aydınlatan büyük insana gösterilmesi gereken ilgi böyle mi olmalı?

AYRICA

Opera sanatçılarının çok haklı özlemi olan ve sanatseverlerin bekledikleri opera binasına kavuşmak hepimizin en içtenlikli dileklerinden biridir.