Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü kazandıran, uygarlığın tüm gerekleriyle ulusumuzu donatıp ülkemizi aydınlatan unutulmaz önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, Türkiye’mizin ve Türklerin güneş değerindeki simgesidir. Bilim, sanat, spor başta olmak üzere her alanda atılımları birbirine ekleyerek, yoktan var edercesine kurduğu cumhuriyetin olanaklarıyla yaşıyor ve yarınlara koşuyoruz. Siyasal çelmelerin, inanç bağnazlığı ve sömürüsüyle bilgisizlerle kötü niyetlilerin çıkardığı engelleri aşarak ulusal varlığımızı özenle koruyoruz. Dış koşulların olumsuzluğu bir yana, giderek bozulan ekonominin getirdiği sorunlar değişik konularda değişik yıkımlara neden olmaktadır. Eğitim düzenindeki karışıklıklarla adalet alanındaki çarpıklıklar umut ve düş kırıcı niteliğini sürdürüyorsa da iktidar çevreleri dışında genelde paylaşılan duygu ve düşünceler, toplumsal barış ve ulusal dayanışmayla güçlüklerin aşılacağıdır.

Toplumların yaşamında çoğunlukla siyaset önderleri öne çıkar. Olayların akışı onlardan sıkça söz ettirir. Ancak asıl toplum önderleri bilimde, sanatta, sporda, kültürde topluma ışık tutan, toplum direncini artıran ve güçlendiren, yaşamı her yönden esenlikle renklendiren örnek çabalarıyla övgüyü hak edenlerdir. Ülkemizde bilim, sanat, spor, kültür ve öbür yaşam değerleri yönünden alkışlanacak saygın kişiler vardır. Hiçbir karşılık beklemeden kişisel çabaları ve katkılarıyla toplumsal yaşam düzeyini yükselten kişilere yakınlık destek ve çalışmalarına ilgi onları kutlamanın ilk koşuludur.

ARAMIZDA – İÇİMİZDE

Siyasette, ekonomide, sanatta nice değerimizle övünç duyuyoruz. Nicelerini tanıyor, biliyor, izliyoruz. Alanlarında başarılarıyla ünlenen kadın-erkek birçok değerimizle uluslararası düzeydeki yerimizi yükseltiyoruz. Kimini de tanımadığımız gibi değerbilir olmadığımız gerçeğini de açıksözlülükle dile getiriyoruz.Araştırmaları, buluşları ve kitaplarıyla başbaşa bırakılan, destek, katkı, yardım düşünülmeyen, sorunlarının çözümüne çalışılmayan bilim adamlarımız var. Çoğu gerçek sanatçımız benzer durumda. Gösteriş, yaranma, yapaylık, yandaşlıkla sağlanan ilgiler gerçekten yaraşır olanlara gösterilmiyor. Oysa bu tür kişiler toplumun gerçek dayanakları, övünç kaynakları ve çağdaş temsilcileridir.

Bilim alanında kazandığı ünüyle tanınan Prof. Dr. Mehmet HABERAL, uluslararası kuruluşlarda getirildiği başkanlık görevleriyle hepimizi onurlandırmıştır. Sağlığı insan varlığının temeli bilerek gerçekleştirdiği çalışmalar, katıldığı toplantılarda açıkladığı görüşler, insan ilişkilerindeki sıcaklığı ve özellikle kurucusu olduğu Başkent Üniversitesi ile hizmeti övgüye değer çabalarından başlıcalarıdır.

İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi Bankacılık İşletmesi Bölümü’nde eğitimini tamamlayan Rıza SÜMER de spor alanındaki çalışmalarıyla tanınan, değişik spor kuruluşlarında görevlerde bulunan, spor basınında etkinliği süregelen, illerde spor kulüplerini federasyon çatısı altında birleştiren, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’nun 1979-1984 genel başkanlığını da yürüten kurucu genel başkanıdır. 30 Haziran 1997’de Türkiye Gençlik Birliği Derneği’nin kurulmasına öncülük ederek Genel Başkan seçildi. Bu sıfatla 2004-2005 yıllarında “Gençlik Alanında Bir İletişim ve İşbirliği Ağı: Türkiye Gençlik Konseyi Projesi”ni hazırladı. 13 gönüllü kuruluşun üyesi olan Rıza Sümer’in aldığı ödüllerle kazandığı gücü giderek artmaktadır. Şiddetsiz Toplum Derneği’nin kurucusu olan Sümer’in beş kitabının en yenisi 2017 basımlı “Sporda Demokrasi Kahramanları” 480 sayfalık görkemli bir yayındır. Rıza Sümer, sporu eğitim ve sanatla bir tutan anlayış sahibidir.

BU ARADA

Ankara Barosu avukatlarından İsmail Sami ÇAKMAK’ın karşılaştığı ya da ilgilenmeyi gerekli bulduğu hukuk aykırılıklarına karşı uğraşı sürüyor. Yargı organlarının yanlışlıklarını, yasal dayanağı bulunmayan işlemlerini, ayrıntılı dilekçelerle başvurarak düzeltme ve giderme çabaları etkin çıkışlarıyla birbirine ekleniyor. Bir hukuk savaşçısı olarak örnek tutumunun toplumsal yaşama katkısı önemlidir. Hukukun içine düşürüldüğü durum endişe ve üzüntü vericidir. Siyasal alandaki utandırıcı pişkinlik artarak sürüyor. Kendi kusurlarını yadsıyıp başkalarını suçlayarak sorumluluktan kurtulmaya çalışanlar toplumu aldatarak konumunu koruyor. Her olumsuzluğu başkalarının üzerine atanlar bugün Trump’ı, yarın Putin’i sorumlu tutarlarsa şaşmayalım.

GÜNCEL

ATATÜRK’ümüzün kurucusu olduğu ve büyük bir özveriyle gerçekleştirdiği Türkiye İş Bankası’nın O’nun karşı çıkılmaz ve ülkemiz için çok yararlı olan vasiyetine uygun yönetim düzenine, RTE’ın insanlığa, hukuka ve ulusal yarara aykırı yersiz ve gereksiz eleştirisiyle önerisi üzücüdür. ATA’mızın örnek davranışını özenle koruyup özgür bir anı olarak güçlendirerek geleceğe taşıyacak yerde gündem değiştirmek çabasıyla siyasal sömürü niteliğindeki değerlendirmelerle tartışmaya açmak yakışık almıyor. Yürürlükteki işleyiş bankanın ve CHP’nin değil, ATA’mızın öngörüsü. Öneri bir tür karşıtlık yansıtıyor. Sorunları, yakınmaları, olumsuzlukları öteleyip gerçekleşmesi olanaksız girişimlere çağrı yapmak bağışlanamaz. Bay RTE’a sormanın zamanıdır: Sizin Varlık Fonu’nda ne işiniz var? İş Bankası’nın konuyla ilgili açıklaması beğeniyle karşılanmıştır, İş Bankası Atatürk’ün emanetlerinden biridir. “Emanete ihanet edilmez” halk sözü anımsanmalıdır.

KUTLAMA

Ankara Üniversitesi bugün törenle yeni öğrenim yılına başlıyor. Yöneticileri, öğretim üye ve görevlileriyle öğrencileri, velileri kutluyor, başarı ve esenlik dileklerimizi yineliyoruz.

plusbanner2x