Yürürlükteki Anayasa’nın 2. maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan “hukuk devleti”ni yaşama geçiren yargıdır. İlk mahkemelerden yasama organının kararlarını (yasalar ve TBMM İçtüzüğü) denetleyen Anayasa Mahkemesi’ne kadar tüm yargı organları hukuk yoluyla adaleti egemen kılmaya çalışmaktadır. Anayasa’nın 9.maddesinde Türk Ulusu adına tarafsız mahkemelerin kullanacağı yargı yetkisinin yargıçlar tarafından nasıl yerine getirileceği de Anayasa’nın 138. maddesinde öngörülmüştür. Yargı kurumunun sav, savunma ve karar üçlüsünden oluştuğu anlayışında bir tartışma yaşanmamıştır. Adalet, bu yolla yaşama geçmektedir.

Ne var ki son zamanlarda 2019 yılını beklemeden başkanlık sistemini eylemli biçimde yürüten AKP Genel Başkanı Bay RTE dikta nitelikli davranışlarının yeni bir örneğini vererek Türkiye Barolar Birliği ile Türk Tabipleri Birliği’nin adlarından “Türkiye” ve “Türk” sözcüklerinin kaldırılması görüşünü açıklamıştır. Yandaşları ve güdümündekiler hemen duygusal ve partizan çıkışlarla destek vermişlerdir. Yakında yeni bir olumsuzluk ve aykırılıkla karşılaşacağımız anlaşılmaktadır. Adamları, öfkesini emir sayıyor.

Adaletin ırası (karakteri) bağımsızlıktır. İzinle, olurla, buyrukla adalet olmaz. Savunma, adalet üçlüsünün ulus-birey (yurttaş) adına kavrama anlam, amaca değer veren öğesidir. Savunmasız yargı, göstermelik ve sözde yargıdır, hattâ yargılama oyunudur. Savunmasız adalet olmaz, olamaz. Bir yanın savıyla, karar organının da partili bakanın başkanlığını yaptığı Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararıyla atanıp sık sık değiştirildiği gerçeği karşısında savunmasız yargı adaletin doğasıyla asla bağdaşmaz.

BAROLAR

1924’de Mahamat Kanunu ile temeli atılan barolar, günümüzde yürürlükte olan 1136  no.lu Avukatlık Kanunu’na göre kurulup çalışmaktadır. Barolar dernek değil, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olarak Anayasa’nın 135. maddesine göre yapılanmakla Anayasal güvence altındadır. Türkiye Barolar Birliği, baroların üst kuruluşudur. İktidar başının amaçlayıp söylediği gibi Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılamaz, adı da değiştirilemez. Yasama çoğunluğuna ve giderek eriyen ortağına güvenerek yasa yoluyla başarsalar bile hoşgörülüp bağışlanmaları düşünülemez. Yasadan başka yolla da kotarılamaz.

Avukatlarla ilgili denetim ve sorumluluk olgularını yürüten bağımsız kamu kurumları olan barolar, bağımsız yargı ilkesi ve niteliğiyle savunmanın bağımsız olması zorunluluğuna dayanır. Yargının bağımsızlığı ancak ve ancak savunmanın bağımsızlığıyla anlam kazanır ve gerçekleşir. Savunma olmaz, bağımsız olmazsa yargı asla bağımsız olamaz. Yargıyı bağımsız kılan, bağımsız savunmanın katkısı, kendi kendini denetlemesidir. Kaynağında serbestlik ve özgürlük yatan bağımsızlık, ancak yasa kurallarıyla izlenebilir. Bunu ortadan kaldıracak ve geçersiz kılacak her girişim yargı düşmanlığıdır, yargıya ve hukuk devletine ihanettir. Nasıl partisiz demokrasi olmazsa savunmasız yargı olmazsa, barosuz da savunma olmaz. Baroları parçalayıp değişik akımlara bağlı avukatlara göre, bölgelere göre bölmek, dernekleştirmek, beklenmedik sakınca olasılıklarına çağrıdır. Barolar, hukukun sesidir. Hukuk susarsa hukuksuzluk egemen olur.

KİMİ ÖRNEKLER

Avukatları, yurttaşlık bağlarını gösteren adlardan soyutlamak, kargaşalara neden olur. Yurt dışında görev alınca “Türk avukat” denecektir. Meslekle soyu ayırmanın çelişkisi başka kuruluşlarla karşılaştırılınca daha çirkin olacaktır. Anlaşılan, bir zamanlar kurumların adından “T.C.” bağını çıkarmak gibi sinsi bir hazırlık var. Bu Türkiye’nin omuruna, avukatların Türklüğüne saldırı olur.

Celâl BAYAR, Adnan MENDERES ve arkadaşlarının avukatları vardı. Kenan EVREN’in avukatları vardı. RTE’ın da avukatları var. Yarın daha önemli durumlarda avukatlara başvurmayacağının garantisi, güvencesi var mı? Sedat ÇUMRALI’nın Adalet Bakanlığı sırasında cübbeleriyle yürüyüş yapıp Zafer Anıtı’na çelenk koyan avukatlar için bir işlem yapılmamıştı. RTE, sinirlenip kızdı diyerek kurumların adını değiştirmek uygun görülecek bir tutum değildir. Bir hakka karşı çıkıp onu ortadan kaldıranların ona en çok muhtaç olduklarının tarihsel örnekleri çoktur. Türkiye Barolar Birliği görevini özenle yapıyor. 15 Temmuz darbe olayları nedeniyle Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin adı değiştirildi mi? Olur mu? OLMAZ.