Bay RTE’ın TBMM’nin yeni çalışma yılının açılışında yaptığı konuşmada değindiği ABD ilişkilerine karşın onların kapısını çalması, stratejik ortaklıkla NATO birlikteliğine aykırı tutum ve davranışlarını sineye çekmesi, sözlü yakınmalarının tersine Türkiye’mizin akçalı durumunu izleyip incelemek üzere ABD’li şirketle anlaşma yapılması çelişkiler yumağının bir parçasıdır. Bay RTE’ın öfkelenmesi, zaman zaman sert sözleri ABD’nin umurunda olsaydı bir değişiklik görülürdü. Suriye politikası, PKK ve PYD terör örgütlerine tonlarca ve binlerce tırla yapılan yardımlar dururdu. Sözden başka bir eylem, uygulama ve işlem olmadığından ABD bildiğini okumayı sürdürmektedir. Kimi Avrupa devletleriyle ilişkilerin düzelmesi, yumuşama belirtilerinin ödünlerle gerçekleşip gerçekleşmediği belli değildir.
Dışarda bu karışıklık ve belirsizlikler sürerken içerde Anadolu İlim ve İrşat Vakfı ilgilisi, tarikat lideri Ahmet Dilmen’in sarıklı ve cübbeli olarak devlet okulunda derse katılması da ABD şirketi McKinsey’e verilen görev gibidir. Dilmen’in Abdülbaki Geylani İmam Hatip Ortaokulu’nda boy göstermesinin sorumluluğu hiçbir gerekçeyle savunulamaz.
Çocuklarımız devlete emanet edilen en değerli varlıklarımız, geleceğimizdir. Bilim dışı etkilerle, bir tür baskı ve koşullandırmalarla onları yetiştirmek ülkeye ve ulusa en büyük kötülüktür, hattâ sapkınlıktır (ihanet).
Üniversite rektörlerinin atanması da siyasal durumlara bağlanmaktadır. İktidar yandaşlığı gözetildiği görünümlü atamalar bilim ölçüleriyle bağdaşmamaktadır. Ne yazık ki sesi çıkan üniversite yok. Yalnız rektör atamalarında değil, ülke sorunlarında da kınanacak bir sessizlik içindeler. Halkımız uysal. İş adamları, ödenek alanlar, yüksek ücretle çalışanların bir eli yağda, bir eli balda. Zamlar onlar için hiç.

DÜŞÜNMELİYİZ

Makamlar, unvanlar ve sıfatlar geçicidir. Görevden alınma korkusuyla çalışmaktansa özgür çalışma ortamını seçerek siyasal baskıdan kurtulmak gerekir. Varlığımızı borçlu olduğumuz cumhuriyetimiz en büyük değerimizdir. Siyasal aykırılıkların, bağnazlıkların, çürümüşlüklerin, bozuklukların ve yıkımın önlenmesi aydınların öncülük ettiği demokratik ve hukuksal çıkışlarla, tepkilerle sağlanır. Halkı kandırmak için yandaş medyayı kullanmak, reklam panolarını doldurmak, nutuklar atmak geçici dinginlik sağlasa da sürekli olmaz, yarar getirmez. Tek adam yönetiminde direnme, bu akıma kapılma, sözde demokrasiyle dikta açılımlarına katlanma toplumsal durumumuzun güçlüklerini yansıtmaktadır. Giderek artan yaşam pahalılığı, edinme güçlükleri, yaşam koşullarının ağırlıkları herkesi düşündürmektedir. İlâç yoklukları, okul giderleri önde, her malda fiyat yükselişleri, denetim eksikliği ve yetersizliği sorunları yoğunlaştırmaktadır.

ÖTE YANDAN

Bir parti genel başkanının önünde yerlere kadar eğilip el öpme sırasına girenler, değişik siyasal birlikteliklerle ayakta durmaya çalışanların ödünleri ve geçmişte söylediklerinin tersine yalakalık sayılacak tutum ve davranışları ibretle izlenmektedir. Kişiye taparcasına görünümler kişisel ve toplumsal bozulmanın sonucudur.
Aralık 2013 olayları, valizle taşınan paralar, para sayma makinaları, babadan oğula “Sıfırla” talimatları ve sonrası unutuldu gibi. Toplum belleği gücünü yitirmiş olamaz.
Bir de Fetullah (FETÖ) olayı var ki ABD ona verdiği önemi Bay RTE’a vermiyor. Bu FETÖ kim ki, neci, ne ki onun uşaklığına, uyduluğuna katlanıp küçülüyorlar? Her gün yakalanan FETÖ’cüler içinde kurmay subaylar, bilim adamları, tacirler, polisler, gençler vd. var. Paralarını ona veriyor, önünde eğilip ellerini öpüyor, arkasından süklüm püklüm gidiyor, buyruklarını yerine getiriyorlar. Kimi AKP’li kadın-erkek milletvekillerinin Pensilvanya’da onu ziyaret ettiklerinde sırıtarak birlikte fotoğraf çektirmeleri, o karede bulunanların hâla AKP içinde olması ilginçtir. Tek adam düzeninde daha neler göreceğiz..
Daha neler neler... Nasıl üzülmez, yerinmezsiniz (hayıflanmazsınız), “Yazık!” demezsiniz. Hukuk devleti değil, RTE devletini çağrıştıran durumlar var. İşte TBMM’deki açılış konuşması. Hele pahalı satımlar için Belediye zabıtasını önermesi.