“Yobazın olmadığı her yer cennettir.
Kadın yaktınız.
Ozan yaktınız.
Köpek yaktınız.
Orman yaktınız.
Yobaz varken...
Cehenneme gerek yok” diyordu.

*

“Ben namussuz ateist görmedim ama, namussuz dinci gördüm, Türkiye’nin en önemli meselesi namuslu adam meselesidir, Türkiye’nin en büyük açığı namuslu adam açığıdır” diyordu.

*

“İyi insan olmak için müslüman olmak gerekmiyor, ama, müslüman olmak için iyi insan olmak gerekiyor” diyordu.

*

“Laiklik, sadece devletin dinden, dinin de devletten elini çekmesini sağlamıyor; din sınıfının dinini yaşamak isteyen kitlelere tasallutunu da önlüyor. Bu açıdan bakıldığında, laiklik dine en büyük hizmetin kurumudur. Ve laiklik, dindarların adeta huzur ve mutluluk gemisidir. Dinci sömürücüler laikliğe, esas bu ikinci anlamı yüzünden düşmandırlar. Çünkü onların kitleler üzerindeki şeytani hegemonyalarını kıran, laikliğin bu ikinci anlamıdır. Bu anlam, din bezirganlarının korkulu rüyalarının ve saltanatlarını yitirme kaygılarının esas sebebidir” diyordu.

*

“İnsanoğlunun en kahırlı bunalımları, Allah’ın araç yapıldığı aldatıştan kaynaklanan bunalımlardır. Kur’an’daki ‘Allah ile aldatılmayın’ ihtarına rağmen, Türk halkı dinine olan derin saygısı yüzünden Allah ile aldatılıyor” diyordu.

*

Allah ile aldatmak; dinimizi, çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı yapan bir sanayi koludur. İşin esası bakımından, ne dini vardır, ne de imanı vardır. Onun dini imanı, Tanrısı, ibadeti, hep çıkarıdır, hesabıdır. Allah ile aldatanlar dokunulmaz, eleştirilmez bir tahakküm teolojisi oluşturmuşlardır. Türkiye’de bu teolojiyi egemen kılmak istiyorlar” diyordu.

*

“Mustafa Kemal devrimleri aklın prangalarını kırdı, bugün Türkiye’de Atatürk’e nankörlük yapanların Allah’ı kitabı olabilir mi?” diyordu.

*

“Türkiye’ye dayatılan tez, Allah ile aldatma, siyasal İslam tezidir. İç ve dış hıyanetler Türkiye’de oynanan bu oyunda ne yazık ki başarılı olmuştur. Türk siyasetinin imansızlıkları, gafletleri, dalaletleri, nefsaniyetleri, ciddiyetsizlikleri, tutarsızlıkları, kirlilikleri, işi bu noktaya getirdi. Atatürk’ün mirasını yeniden tez yapabilmenin ilk şartı, işi buraya getiren Allah ile aldatma siyasetine son vermektir” diyordu.

*

“Sivil öldürmeye Etiler’den Nişantaşı’ndan Cihangir’den başlarız, TBMM’den başlarız” diyen tetikçi spikeri seyrederken... Bu yobazlarla ekranlarda boğuşan Yaşar Nuri Öztürk’ü ne kadar çok özlediğimi hissettim.
Sizin de özlemiş olduğunuzu tahmin ettiğim için, adeta birer muska gibi daima zihnimizde taşımamız gereken sözlerinden bazılarını hatırlatayım istedim.

*

“Kindar nesil” yetiştirmek isteyenlerin en kritik hamlesi nedir derseniz... Pırıl pırıl Türkiye Cumhuriyeti’ni İslam felsefesi profesörü Yaşar Nuri Öztürklerin aydınlığından, camiler kerhane yapıldı filan diyebilen sözde ilahiyatçıların karanlığına sürüklemesidir.