Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘nitelikli okul’u 'sınavla öğrenci alacak okul' olarak tanımlamıştı. Bugüne kadar da nitelikli okul sınıfına, köklü, verdiği eğitimin kalitesiyle öne çıkan, akademik başarısı yüksek, üniversiteye öğrenci hazırlayan okullar giriyordu. Sınava hazırlanan öğrenciler de, bu okullara yerleşebilmek için yarışıyordu.
“Nitelikli okul olmamalı, herkese eşit eğitim olmalı” tartışmasını bir yana bırakmak istiyorum. Günün konusu bu değil çünkü. Elimizdekilere, önümüze sunulana bakıyoruz. Dün nitelikli okul algımız alt üst oldu.
Bakanlığın açıkladığı ‘nitelikli okul’ listesinde devamsızlığın zirve yaptığı meslek liseleri ve kimsenin tercih etmediği için boş kalan imam hatipler başı çekti. Listede 449 meslek, 298 de imam hatip lisesi bulunurken, Anadolu lisesi sayısı 222’de kaldı.
Çok sayıda nitelikli, akademik eğitim veren Anadolu lisesi de devre dışı kaldı. Eğitimde 110 yıllı geride bırakmış, iki çınar, Çamlıca Kız Anadolu Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi de ‘nitelikli’ okul olmaktan çıkarıldı.
Bu durumda çıkardığımız tek bir sonuç var; çocuklara “Senin gitmek istemediğin, tercih etmediğin okulları biz ‘nitelikli’ hale getirdik. Bu okulları karizmatik yaptık, gel sen, üniversiteye giremesen de sonra bıraksan da en azından bir süre de olsa arkadaşlarına hava atarsın” deniyor.
Üstelik “Gel” bile denmiyor aslına bakılırsa, zorunlu bırakılıyor. Tercih listesindeki okulların yarısından fazlasının meslek ve imam hatip lisesi olması bu zorunluluğu gösteriyor.
Üniversite başarısı düşük olan meslek ve imam hatip liselerinin ‘nitelikli’ sınıfına sokulması, akademik başarıyı artırmayacak. Sadece boş kontenjaları dolduracak. Bu dayatma ayrıca istediği okul türüne yerleşemeyen öğrencilerin sistem dışına çıkmasına neden olacak. Açık öğretim lisesine giden öğrenci sayısı katlanarak artmaya devam edecek. Diğer yandan, liste dışı kalan köklü, nitelikli okulların içi boşaltılacak, yok edilecek.
Bu arada 30’dan fazla ilde, Anadolu lisesi tercihi bile yapamayacak çocuklar. Aylardır akademik eğitim veren iyi bir liseye gitmek için çocuklar sınava hazırlanıyordu. Bu illerde sınava hazırlanan, yüksek puan alan ve fen lisesini bir puan farkla kaybeden bir öğrenci Anadolu lisesine gidemeyecek. Fen lisesi istemeyen bir çocuk aylardır sınava hazırlanmasına rağmen sınava girmekten vazgeçecek belki de. Bu çocukların emeğine yazık değil mi? Bunun vebalini kim ödeyecek?
Tek bir şeyi hatırlatmakta fayda var; herkesin istediği okul türüne gidebilmesinin önünün kesilmesi eğitim hakkı ihlalidir. Eğitim anayasal bir haktır.