OECD’in belirlediği yaşam endeksine göre; ABD, Almanya, İsviçre gibi birçok ülke, yaşamdan duyulan memnuniyeti önemserken Çin, İtalya, Kanada, Norveç gibi ülkeler sağlık konusunu önemsiyor. Türkiye ise en fazla eğitimi önemsiyor.

ITS Medya ve Ajans Press’in verilerine göre de 2018’de eğitim başlığı, medyanın en çok konuştuğu konulardan biri oldu ve basına bir milyonun üzerinde haber yansıdı. En çok tartışılan konu ise eğitim sistemi oldu.

Aslına bakılırsa, Türkiye’de eğitim sistemi değil, sınav sistemi tartışıldı. Eğitim sistemi sınava dayalı olduğu için, sınav sisteminde yapılan değişiklikler gazetecilerin haber yazma hızının da ötesine geçtiğinden en çok tartışılan konu oldu.

Üstelik bu değişimler ne öğrencileri ne velileri ne de eğitimcileri mutlu etti. Liselere geçişte oluşturulan yeni sistem, kaldırılan TEOG’u bile arattı. Yayınlanan yerleştirme kılavuzunu anlamak için başka bir kılavuza ihtiyaç duyuldu. Liseler için getirilen adrese dayalı bu yeni sistemde, istenen okul türü adreste bulunamadı. Öğrencilere imam hatip ve meslek lisesi dayatması yapıldı. Yeni Milli Eğitim Bakanı’yla kontenjanlar artırıldı, çocukların nefes alması sağlandı. Ancak yaşanan tam bir kaostu.

Elbette sadece sınav sistemini tartışmadık, bu arada üniversiteler bölündü. Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birinde müzik bölümü ‘yanlışlıkla’ kapatıldı. Yanlışlığın nedeni ise daha acıydı; ülkenin büyük bir çoğunluğu gibi, konuştukları dili yani Türkçe’yi anlamamaktı…

Vakıf ve derneklerle yapılan protokoller, imam hatip okullarına yapılan ayrıcalıklar, öğretmene yapılan şiddet eğitim gündeminin rutiniydi.

Eğitimde taşlar yerine oturmadıkça, bilimsel ve laik eğitime geçilmedikçe, okullarda ayrımcılığa son verilmedikçe, öğrenci, veli ve öğretmenlerin talepleri görülmediği sürece biz bunları daha çok tartışırız…

Biz bunları değil, çocuklarımız için, geleceğimiz için daha güzel bir dünyayı nasıl yaratacağımızı düşünmek ve tartışmak istiyoruz… Bir milyon haber değil, her çocuğun yüzünde gülümse görmek istiyoruz…

★★★

Altı yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı, bir taraftan bilişim altyapısıyla övünürken, diğer yandan ‘8383 Mobil Bilgi Servisi’ni dışarından bir şirkete kurdurdu. Bu sistem, tüm öğrenci ve velilerin, e-okul sisteminde yer alan tüm bilgilerine SMS ile ulaşmasını sağlıyor. Son günlerde sistemle ilgili SMS’ler velilere yağmur gibi yağıyor ve aylık 2.5 lira karşılığında üyelik için çağrı yapılıyor.

Öncelikle 17 milyon 500 bin öğrencinin kişisel bilgilerinin özel bir şirkette ne işi var? Öğrencilerin kişisel bilgileri nasıl paylaşılıyor? Türkiye’de en az 10 milyon veli olduğunu düşündüğümüzde, bunların üye olması halinde, aylık 25 milyon, yıllık da 300 milyon lira kazanç anlamına gelir.…Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi kısılırken, başka bir şirkete iş vermek, para kazandırmak hangi akla yatıyor?