İçinde şairlerin, yazarların, oyuncuların yaşadığı, rengarenk çiçeklerin, yeşilin, bolca denizin olduğu bir Ege kasabası...… Kadınlar akşam yürüyüşünde felsefe tartışıyorlar, okudukları kitapları anlatıyorlar…
Daha çok emeklilerin yaşadığı, yerli turistin yoğun olarak tercih ettiği bu kasabada şiire, edebiyata, tiyatroya, kısacası sanata dair çok şey bulabiliyorsunuz.
Ancak bunu bir oto tamircisinde bulunca yılın dumurunu yaşıyorsunuz…
Tatil için bu yolu uzak ama gidilmeye değer kasabaya vardıktan iki gün sonra, kilometrelerce yolda bizi taşıyan külüstürümüz arıza yaptı. Ağabeyimle birlikte oto sanayinin yerinin nerede olduğunu öğrendikten sonra yola koyulduk.
Oto sanayinin içindeki tamirhanelere bakarken, bir anda gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. Bir tamirhanede şortlu bir kadın gördük. Kısa şaşkınlığın ve mutluluğun ardından otomobilimizi elbette bu tamirhaneye çektik. Aracın kapısını açtığımızda bizi karşılayan Carmen Operası ve duvarlardaki birbirinden güzel resimler şaşkınlığımızı artırdı.
Uzun saçlı oto tamircisinin samimi ‘Hoşgeldiniz’iyle kendimize geldik. Bir taraftan tamirhanede gözlerimizle incelemeyi sürdürürken, kahve ikramının ardından sohbete başladık.
Hikayeyi öğrendiğimde, Türkiye’deki eğitim gerçeği bir kez daha yüzüme çarptı.…
Oto tamircisi arkadaş, bir fizik mühendisi ve astrofizik alanında doktoralıymış! Amatör olarak da tiyatro yapıyormuş. Peki neden mi oradaymış, anlatayım; Kasabanın diğer sakinleri gibi keyfinden değil.…Üniversitede doktora yaparken, herhangi ‘üst düzey’ birinin yakını olmadığından kadro alamayacağını görmüş ve doktorasını kesip, oto tamirci dükkanı açmış kendisine. Üstelik hiç de umutsuz ya da mutsuz değil, üstüne kendisini şanslı biri olarak görüyor. Çünkü birçok arkadaşı da doktoralarını yarıda bırakmış ve ne yapacaklarını bilemedikleri için işsiz kalmışlar. Bizim arkadaş ise babası oto tamircisi olduğundan küçükken babasının yanına gelerek işi öğrendiği için ‘en azından elimde bildiğim bir iş var’ diyerek, kendini şanslı buluyor.
Tamirhanede şortuyla çalışan kadın arkadaş mı? O da kardeşi ve mühendislik eğitimi alıyor. Türkiye’deki akademi, eğitim, işsizlik bu şekilde devam ederse, gelecekte kadınları da oto tamircisi olarak görmek hiç de şaşırtıcı olmaz.…

★★★

Ben o tamirhanede bu sohbeti yaparken, aynı gün haberlerde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ndeki kadro sınavını öğretim üyelerinin eş ve çocuklarının kazandığı yazıyordu...

BU HAFTA NE YAPALIM


KONSER

yurdaguluygun

Sabancı Vakfı’nın ana destekçisi olduğu Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO), 4 Eylül’de Zorlu PSM’de müzikseverlerle buluşacak. Orkestranın 20 günlük kamp döneminin ardından çıkacağı turnenin ilk adımı olan konser, izleyenlere Şef Cem Mansur yönetiminde bir müzik ziyafeti sunacak. Konserin ilk yarısı aynı zamanda Cem Mansur’un da hocası olan dünyaca ünlü ABD’li orkestra şefi, besteci, yazar ve piyanist Leonard Bernstein’a ayrılacak. TUGFO, Bernstein’ı doğumunun 100. yılında  ‘Divertimento’ ve ‘Serenade’ adlı eserleri ile anacak.

plusbanner2x