Ziya Hoca, kendisinden icraat bekleyenlere “15 Ekim’e kadar sabredin” demiş ve Eğitim Vizyon Belgesi’nin o gün açıklanacağını söylemişti. Ancak herkesin dört gözle beklediği toplantının önce tarihi sonra da yeri ve ev sahibi değişti. ‘2023 Eğitim Vizyon Belgesi’, Cumhurbaşkanlığı ev sahipliğinde, 23 Ekim’de Beştepe’de açıklandı. Böylece Milli Eğitim Bakanı’nın bağımsızlığı tartışılır hale geldi. Cumuhurbaşkanı’nın Andımız açıklamasının hemen ardından Bakanlığın temyize gitmesi belki de tartışmaya gerek kalmadını gösterdi...

Şimdi gelelim açıklanan ‘Belge’ye... İyi tarafından başlayalım önce. Sayması kısa çünkü: İlkokullarda teneffüs süresinin artması, liselerde zorunlu ders saatlerinin azalması, öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması. Ha, tasarım atölyeleri, ölçme değerlendirme sistemi vs. de var. Ciddi altyapı eksikliği ve daha önce pratiğe dökülmemiş bir Fatih Projesi’ni de gözönüne aldığımızda, gerçekleşmeden yorum yapmak hayalcilikten öteye gitmez.

Öğretmenler odasında aynı işi yapan üç tip öğretmen görev yapmaya devam edecek. Öğretmenler mutsuz, ailelerinden uzakta, aynı işi yapmalarına rağmen, iş güvencesi olmadan, düşük ücret almaya devam edecek. Mülakat kaldırılmadığı için kayırmacılık son sürat devam edecek.

Artık formasyonu Milli Eğitim Bakanlığı verecek. Bunun için altyapı var mı? Ya da nasıl oluşturulacak? Bilinmiyor. Bu da doğal olarak ‘Kimin öğretmen olacağına Milli Eğitim Bakanlığı mı karar verecek?’ sorunu akla getiriyor. Formasyonu Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermesi normalde çok doğru. Ancak liyakatin değil, torpilin işlediği kanıksanmışken, kim, kime nasıl güvenecek?

Okullaşma politikası ise tam gaz devam: Meslek ve imam hatip üzerine kurulmuş. Meslek liselerindeki öğrenciler özel sektörün eline bırakılırken, ‘imam hatip okullarındaki başarılı örnekler teşvik edilecek’. Her iki okul türünün yarısının boş olduğunu, en fazla devamsızlığın bu okullarda olduğunu bir kez daha hatırlatayım. Üniversiteye girmek isteyen imam hatipliler için özel düzenleme de yapılmış; meslek dersleri ve akademik dersler yeniden planlanacak.

Lise yerleştirmede talebin yoğun olması nedeniyle çok sayıda Anadolu lisesi ikili eğitime geçti. Öğrenciler sabahın köründe, akşamın bir vaktinde evlerine gidiyor. Bu sorun görmezden gelinmiş. Öğrenciler üstü kapalı bir şekilde imam hatiplere teşvik ediliyor.

‘Bir daha değiştirirsek ayıp olur’ ya da ‘Ne yaparsak yapalım olmuyor, böyle gitsin en azından başarısızlığı kabul etmemiş oluruz’ diye düşünülerek mi bilmiyoruz başarısızlığı tescillenmiş 4+4+4 eğitim sistemine dokunulmamış bile.

Kısacası, eğitimde dinselleşme hız kesmeyecek ve dindar nesil yetişmeye devam edecek. Dünya yapay zeka devrimini konuşurken biz hâlâ imam hatipleri teşvik etmeye devam edeceğiz, 1.5 milyon olan açık liseye giden öğrenci sayısını artırmak için çabalarımızı sürdüreceğiz. Öğretmenlerimiz mutsuz bir şekilde işlerini yapmaya devam edecek.

Özetle garp cephesinde yeni bir şey yok...

Bu hafta ne yapalım


ETKİNLİK

drama

 

Bostancı Ömer Faruk Toprak Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen ‘Dört Mevsim Kütüphanedeyiz’ etkinlikleri kapsamında, ‘Evvel zaman içinde, masal sanat içinde çocuk masal drama atölyesi’ düzenleniyor. Etkinlik kapsamında, usta yaratıcı drama eğitmeni ve masal anlatıcısı Songül Bozacı 27 Ekim’de çocuklarla bir araya gelecek.