İlkokul ikinci sınıfa yeni geçmiştim. Hayatımın ilk hediyesini -ki doğum günüm filan değildi- abim vermişti; Alaaddin’in Sihirli Lambası. Renkli, resimli çok güzel bir masal kitabıydı. Defalarca okumuş, o büyülü dünyadan bir daha çıkmak istememiştim.
O günden sonra sadece masalların değil, kitapların da büyülü dünyasını keşfetmeye başlamıştım. Bir kitabın bir çocuğun hayatını bu kadar değiştirebileceğini o zamanlar bilmiyordum elbette.
Meslek lisesinde okumama rağmen, üniversite sınavında sözel soruları çok hızlı okumama ve anlamama hem de neredeyse yanlış yapmadan geçmemi sağlamıştı. Bunu da çok sonra fark etmiştim.
Ama asıl insanı, hayatı anlamamı sağlamıştı ara vermeden okumak…

★★★

İlkokulda her fırsatta kitapların en iyi dost olduğunu okusam da Tolstoy’u, Balzac’ı, Dostoyevski’yi Reşat Nuri’yi, Halit Ziya’yı, Tanpınar’ı, Refik Halid Karay’ı tanıdıktan sonra ne anlama geldiğini öğrendim. Sonra Kundera’yla, Marquez’le tanıştım, tatil arkadaşlarım kimi zaman Orhan Kemal ve Fakir Baykurt kimi zaman da Dumas, Saramago oldu. Okudukça geç tanıdığım için üzüldüğüm yazarlar oldu İhsan Oktay Anar gibi…
Biteceği için üzüldüğüm, tadına doyamadıklarım oldu; Don Kişot, İhtiyar Adam ve Deniz, Madam Bowary, Sapho, Anna Karenina, Gurur ve Ön Yargı, Binbir Gece Masalları, Kürk Mantolu Madonna ve tabii ki Tutunamayanlar…

★★★

Kitap okumanın neden gerekli olduğunu çocukluğumda kimse bana söylemedi. Ama elbette önümde okuyan, rol model bir abim vardı. Ondan gördüklerimle okuduğum birbirinden güzel kitaplar birleşince hayatım boyunca okudum. Böylece yeni dünyalar keşfettim, düşünmeyi, anlamayı öğrendim.
Çocuklarınızın kitap okumasını istiyorsanız, önce sizin başlamanız gerekiyor. Çocuklar söyleneni değil, yapılanı taklit eder. Ellerine kitap yerine tablet verirseniz, kendiniz de cep telefonu ve televizyon arasında sıkışıp kalırsanız, çocuklarınızdan okumalarını beklemeniz büyük haksızlık olur. Önce siz başlayın…

★★★

Gerçek bir okur, kitap okumaya her zaman ve mutlaka zaman bulur. Ve asla birinin elinde kitap gördüğünde “Bitir de ben de okuyayım” demez. Ya da bir kafede ambiyans yaratıp, sosyal medyada ‘kitap okuyorum’ pozları paylaşmaz…
Türkiye’de bugün kime sorsanız kitap okumanın gerekliliğini ve önemini bilir. Ama okumaz. Bir çok şeyde olduğu gibi kitap okumak da yüzeysel artık. ‘Yıka ve çık’ şampuanları gibi içinde herhangi bir düşünce, fikir barındırmayan ‘Oku ve unut’ kitapları bundan birkaç yıl önce çığ gibi büyüse de gerçek anlamda edebiyat olmadıkları için tüketildi ve modası geçti.
Çocuklarınızın kitap okumasını istiyorsanız, önce sizin başlamanız gerekiyor.