Bu ülkede yapılan en kolay şey yaftalamak, ayrıştırmak, ötekileştirmek… Sonuç olarak da kutuplaştırmak. Hiç fark etmiyor, herhangi bir konuda karşınızdakinden farklı düşünüyorsanız, aynı ‘tarafta’ dahi olsanız, öteki tarafa itiliyorsunuz.
Üniversiteliler, günlerdir direniyor bölünmeye karşı. Ve bunların hepsinin aynı görüşten olmadığı da çok açık. Birleştikleri tek bir konu var; üniversitelerinin bölünmemesi. Çünkü bilimi dert edinmiş onlarca akademisyen, öğrenci biliyor ki üniversiteleri bölmek, yeni üniversite kurmak, üniversitelerin yapısını iyileştirmeyecek…

Türkiye’de eğitimin başarılı olmadığı herkesin kabulü artık… Nitekim Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kurum bazında en fazla şikayetin YÖK ve Milli Eğitim’den geldiğini daha birkaç önce açıkladı.
Son dönemde üniversitelerle ilgili haberlere baktığımızda gördüklerimiz, ‘bilim yuvaları’nın ne halde olduğunu gayet açık gösteriyor;
Öncelikle eşini, kardeşini, çocuğunu kısacası akrabasını üniversiteye alan rektör haberleri öyle bir kanıksadık ki, neredeyse “Aman, çok var bundan, artık haber değeri yok” durumuna geldik.
Üniversitelerdeki siyasallaşma, Orhan Gazi Üniversitesi’nde katliamla sonuçlandı.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) sorunu hala kanayan yara…

Üniversite sayımız arttı, 2003’te 70 olan üniversite sayısı, 200’lere yaklaştı. Bu arada dekansız, doçentsiz, profesörsüz, öğrencisiz, sadece rektör ve sekreterden oluşan üniversitelere şahit olduk.
Yeni üniversitelerin açılmasına kimse karşı çıkmıyor. Çok da sevindirici bir durum. Ama Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) sorununu çözmeden, kadrolar tamamlanmadan, yeni üniversite kurmanın bir anlamı var mı, bunu gerçekten merak ediyoruz. Birçok ÖYP’li doçent olmak için tezini bitirmiyor, çünkü bitirdiğinde üniversiteyle ilişiği kesilecek… Üniversiteleri bölmek, yenilerini kurmak yerine öncelikle kadro sorununun çözülmesi gerekiyor.
Ayrıca üniversitelerin bölünmesi de tartışılabilir. Ancak böleceğiniz üniversitelerin hiçbir bileşeniyle konuşmadan, onları yok sayarak bu kararı alırsanız, elbette tepki alırsınız. Çünkü üniversite demek sadece derse girmek değildir, fikirlerin tartışıldığı, dünyayı öğrenmeye başladığınız yerdir.