Suriye Merkezi İstatistik Ofisi, iç savaş dönemine ilişkin verileri yayınlamadığı için ülke ekonomisine ilişkin net bilgiler elde etmek mümkün değil, fakat uluslararası kuruluşların sınırlı bilgi ve varsayımlara dayanan raporlarına ulaşmak mümkün.

Ayrıca uluslararası medyanın Şam'a yapmış olduğu ziyaretlere yönelik izlenimler de rejim ekonomisine ilişkin bir resim çekmeyi kısmen de olsa olanaklı kılıyor.

Suriye'nin nüfusu iç savaş patlak vermeden 23 milyondu. Geçen süreçte, 5.5 milyon kişi canlarını kurtarmak için Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelere kaçtı. Kalan yaklaşık 18 milyonluk nüfus içerisinde para kazanabilen çok az insan bulunuyor.



YÜZDE 80'DEN FAZLASI AÇLIK SINIRINDA

Şam merkezli Suriye Politika Araştırmaları Merkezi'nin Mart 2015 tarihli raporuna göre; iç savaş nedeniyle 3 milyon kişi işini kaybetti, bu da 12 milyon kişinin temel gelir kaynağından yoksun kalması anlamına geliyor.

Ulaşılabilen son net rakamlar 2015 yılına, yani savaşın dördüncü yılına ait... Buna göre; Suriyelilerin yüzde 80'inden fazlası yoksulluk sınırında yaşıyor. Yüzde 30’undan fazlası ise temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda.

Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, geçen dört yılda bu tablo çok daha kötüleşmiş durumda...



İŞSİZLİK TAHMİNEN YÜZDE 50

CIA'in internet sitesinde yer alan bilgiler ise Suriye ekonomisinin 2010-2017 arasında yüzde 70'ten fazla gerilediğine işaret ediyor. 2017 için tahmini verilere göre ise işsizlik oranı yüzde 50.

Dünya Bankası’nın verileri, kişi başına düşen mili gelirin 1037 dolar olduğunu gösteriyor.

Ülkede iç savaş devam ederken sanayi, tarım ve hizmet sektörü güç kaybetse de tamamen devre dışı kalmış değil. CIA'in derlediği bilgilere göre; Suriye'nin 2017’deki gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 60'ından fazlası hizmet sektöründen, yüzde 20'si tarımdan ve yüzde 19.5'i ise sanayiden geliyor.



SADECE ZENGİNLER VE FAKİRLER VAR

İngiltere merkezli ekonomi gazetesi Financial Times (FT), bu yılın başında "Suriye İç Savaşı'ndan servet devşiren adamlar" başlıklı kapsamlı bir makale yayınlamıştı. Bu analizde FT ekibinin 2019 başında Şam'a yaptığı ziyaret de rejim ekonomisine dair ipuçları barındırıyordu.

FT muhabirleri, başkentte insanların hükümetin sübvanse ettiği yemeklik yağ ve ekmek için sıralarda nafile beklediklerini, sık sık elektrik kesintilerinin yaşandığını ve petrol kıtlığı olduğunu aktarmıştı.

Bir jeneratör dükkânın sahibi ise gaz olmadığından çay ikram edemediği için özür dileyerek, şunları söylüyordu: "Mucize bekliyorum. Bu herkes için böyle."

Şam'da lüks bir otelde rejimin iç işleyişine dair bilgi sahibi Nebih adlı bir Suriyeli ise şunları aktarıyordu: "Orta sınıf gitti. Sadece zenginler ve fakirler kaldı."

FT'ye göre; enerji ve su kıtlığının yanı sıra nakit sıkıntısı yaşayan rejimin düzenli olarak para 'sızdırması', ticari işletmeleri sekteye uğrattı. Uluslararası yaptırımlar da dış dünya ile ticaretin durmasına yol açtı. Ayrıca rüşvet, gelirlere yönelik bir başka kıskaç olarak dikkat çekiyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün endeksine göre; Suriye dünyada yolsuzluğun en yaygın olduğu ikinci ülke.



TARIM ÜRETİMİ İYİLEŞİYOR

Eylül 2019 tarihli Birleşmiş Milletler raporu, Suriye'deki buğday üretiminin 2.2 milyon ton olacağı öngörüsüne yer vermişti. Bu rakam geçen yıl 29 yılın en düşük seviyesindeydi ve 1.2 milyon ton olarak kayıtlara geçmişti. Bu yıl beklenen ciddi yükselişe karşın buğday üretimindeki seviye savaş öncesi 4.1 milyon tonun oldukça gerisinde.

Ancak arpa üretiminin 2018 yılına göre beş kat artarak 2 milyon ton olması bekleniyor. Bu rakam ise iç savaş öncesi ortalama seviyenin yüzde 150 daha fazla.

BM raporunda, iyi yağışa rağmen kırsal kesimdeki çiftçilerin tohum ve gübreye kısıtlı erişim, yüksek nakliye maliyetleri, tarlalarında patlamamış topların bulunması ve pazar olanaklarının yetersizliği gibi güçlüklerle mücadele ettiği belirtildi.



PETROL GELİRLERİNİ DE KAYBETTİ

Şam rejimi iş savaş öncesi büyük oranda petrol endüstrisine hakimdi, bu da hükümet ve istihdamın finansmanı açısından kritik önemdeydi.

Suriye kanıtlanmış petrol rezervleri listesine göre dünyada 34'üncü sırada yer alıyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) göre, petrol üretimi savaş patlak vermeden önce günlük 386 bin varil olan Suriye’de bu rakam 20 bin varil civarında seyrediyor.

Ancak petrol yataklarının en zengin olduğu Suriye’nin kuzeydoğusunda hakimiyet, kısa süre önceye kadar terör örgütü PKK bağlantılı YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ndeydi. Bu nedenle rejim petrol ve doğal gaz gelirlerinden çok büyük oranda mahrumdu.

BAZI BANKALAR FAALİYETE DEVAM ETTİ

İş savaş uluslararası ticaret ve yatırımı akamete uğrattı. Siyasi istikrarsızlık ve baskı, finansal sistemi aşırı derecede zayıflattı ve döviz rezervleri neredeyse tamamen tükendi.

Ancak savaşa rağmen bazı yabancı bankalar Suriye'de faaliyetine devam diyor. 2016'da Bahreyn merkezli Al Baraka, ülkedeki en büyük özel bankaydı.