İşte bu dehşet verici kayıtları dinleyen iki kişi BBC Panaroma programına konuştu. İngiliz hukukçu Barones Helena Kennedy, "Bir kişinin sesini dinlemenin dehşeti, o kişinin sesindeki korku ve yaşanan bir olayı dinliyor olmanız... Bunların hepsi ürpermenize neden oluyor" dedi.

Kennedy, Suudi infaz timi arasında geçen konuşmalardan detaylı notlar da aldı: "Güldüklerini duyabiliyorsunuz. Kan donduran bir iş. Bu adamın içeri gireceğini, öldürüleceğini ve parçalara ayrılacağını bilerek orada bekliyorlar."

BBC Türkçe'nin haberine göre; Kennedy, Kaşıkçı cinayetini soruşturan BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın yönetimindeki ekibe katılması için davet almıştı.

Avukat Helena Kennedy


Agnes Callamard'ın, Arapça tercümanlarıyla birlikte, kendisinin ve Kennedy'nin ses kayıtlarını dinlemesine izin verilmesi için Türkiye istihbaratını ikna etmesi bir haftasını almış. Callamard, "Türkiye'nin bana erişim sağlamaktaki niyeti açık bir şekilde, beni (cinayetin) planlı olduğu ve önceden düşünüldüğü konusunda ikna etmekti" diyor.

KAŞIKÇI'DAN ARANAN KİŞİ OLARAK BAHSEDİLİYOR

Callamard, "Bu telefon görüşmesi hakkında ilginç olan, Kaşıkçı'dan aranan kişilerden biri olarak bahsedilmesiydi" diyor.

İlk telefon görüşmesiyle, Muhammed bin Salman'ın iletişim ofisini yöneten güçlü danışman Suud el Kahtani'nin gelişmelerden haberdar edildiği sanılıyor.

Callamard, "İletişim ofisinden bir kişi özel göreve onay verdi. İletişim ofisinden bahsetmeyi, Suud el Kahtani'den bahsetmek olarak anlayabiliriz" diye konuşuyor ve ekiyor:

"Bireylere yönelik pek çok başka kampanyada doğrudan onun adı geçiyor."

KENNEDY: KAFAMDA HİÇ ŞÜPHE YOK

Konsolosluk ve Riyad arasında 28 Eylül'de yapılan en az dört telefon görüşmesine dair kayıt var. Bunlar, Başkonsolos ve Dışişleri Bakanlığı'ndaki güvenlik müdürü arasındaki, çok gizli bir "milli görevin" planlandığına dair görüşmeleri de içeriyor.

Kennedy, "Bunun üst düzeyin yaptığı, ciddi, son derece organize bir görev olduğuna dair kafamda hiçbir şüphe yok. Bu kenarda köşede yapılan başına buyruk bir operasyon değildi" diyor.

OPERASYONUN BAŞINDA MUTREB

Ses kayıtlarından anladığı kadarıyla Kennedy, operasyonu Maher Abdulaziz Mutreb'in yönettiğini düşünüyor.

Mutreb, veliaht prens ile düzenli olarak seyahat ederken görülüyor, arka planda, güvenlik ekibinin bir parçası olarak...

Kennedy, "Başkonsolos ve Mutreb arasındaki görüşmelerde, 'Kaşıkçı'nın salı günü geleceği bilgisini aldık' sözlerine referans yapılıyor" diyor.

"KESERKEN MÜZİK DİNLERİM"

Kaşıkçı ve nişanlısı Hatice Cengiz konsolosluğa doğru yürürken, Mutreb ve Dr. Al Tubaigy dehşet verici bir telefon görüşmesi yapıyor.

Kennedy, "Otopsileri nasıl, ne zaman yaptığı hakkında konuşuyor. Güldüklerini duyabiliyorsunuz. 'Kadavraları keserken genellikle müzik dinlerim. Bazen elimde kahve ve puro da olur' diyor" ifadelerini kullanıyor.

Kennedy'ye göre, ses kayıtları doktorun kendisinden ne beklendiğini bildiğini gösteriyor.

Doktorun, "Hayatımda ilk kez, parçaları yerde ayırmak zorunda kalacağım. Kasap bile olsan, kesebilmek için hayvanı asarsın" dediğini de ekliyor Kennedy.

'KURBANLIK KOYUN' DİYORLAR

Konsoloslukta üst katta bulunan bir ofis hazırlanmış. Zemin plastik örtüyle kaplanmış. Konsolosluğun Türk çalışanlarına izin verilmiş.

Kennedy, "Kaşıkçı'nın ne zaman geleceği hakkında konuşuyorlar ve 'Kurbanlık koyun geldi mi?' diyorlar. Ondan bu şekilde bahsediyorlar" diyor.

"ZALİMLİĞİ HİSSEDİYORSUNUZ"

Ses kayıtları, bir karşılama komitesi tarafından karşılandığını ve kendisine hakkında Interpol aracılığıyla verilmiş uluslararası tutuklama emri olduğu ve Suudi Arabistan'a dönmesi gerektiğinin söylendiğini ortaya koyuyor.

Kaşıkçı'nın, oğluna, iyi olduğuna dair mesaj atmayı reddettiği de duyuluyor.

Ardından Cemal Kaşıkçı'yı susturma girişimi başlıyor.

Kennedy, "Kaşıkçı'nın kendine güvenen bir insandan; korku dolu, kaygının ve dehşetin arttığı bir kişiye dönüştüğünü ve sonra ölümcül birşeyler olacağını anladığını duyabildiğiniz bir an oluyor" diyor ve ekliyor:

"Sesin değişiminde kesinlikle dehşet verici bir şeyler var. Ses kayıtlarını dinlerken zalimliği hissedebiliyorsunuz."

BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard


CALLAMARD: SESLER BOĞULDUĞUNA İŞARET EDİYOR

Callamard, Kaşıkçı'nın Suudilerin planlarını ne kadar bildiğindense emin değil:

"Öldürülebileceğini düşündü mü bilmiyorum ama kesinlikle onu kaçırmaya çalışabileceklerini düşünüyor. 'Bana iğne mi yapacaksınız' diye soruyor. 'Evet' yanıtını alıyor."

Kennedy, Kaşıkçı'nın iki kez kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu ve daha sonra "Bu bir elçilikte nasıl olabilir?" dediğini duyduğunu söylüyor.

Callamard, "O andan sonra duyulan sesler boğulduğuna işaret ediyor. Muhtemelen kafasına geçirilen bir plastik torbayla. Ağzı da şiddet yoluyla kapatılmıştı. Belki bir el ya da başka bir şey tarafından..." diyor.

Kennedy, bundan sonra ekibin liderlerinden aldığı emirler doğrultusunda adli tıp uzmanının devreye girdiğine inanıyor:

"Bir sesin 'Bırak kessin' dediğini duyuyorsunuz ve bu kişi kulağa Mutreb gibi geliyor.

"Sonra başka biri 'Bitti!', bir diğeri de 'Onu çıkar, onu çıkar. Kafasına bunu tak. Bağla!' diye bağırıyor. Başını gövdesinden ayırdıklarını tahmin ediyorum."

Veliaht Prens Muhammed bin Selman


OĞUL KAŞIKÇI: SUUDİ YARGISINA GÜVENİYORUM

Öte yandan, Cemal Kaşıkçı'nın oğlu Salah Kaşıkçı, babasının cinayet davasında Suudi Arabistan yargısına güvendiğini belirtti.

Salah, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sevgili babamı kaybetmemizin üzerinden bir yıl geçti. Daha önce de söylediğim gibi Suudi Arabistan yargısının adaleti sağlayacağına ve bu korkunç suçun faillerini cezalandıracağına inancım sonsuz. Ben de babam gibi vatana ve onun yöneticilerine sadık kalacağım" ifadesini kullandı.