İngiliz yayın kuruluşu BBC, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman çocukların ailelerinden, inançlarından ve dillerinden kasten koparıldığını ortaya koyan bir araştırmaya imza attı.

BBC, kamuya açık belgelere dayanan ve Türkiye'ye göç eden Uygurlarla gerçekleştirilen mülakatlarla desteklenen bugüne dek elde edilen en kapsamlı kanıtları topladı.

Bu kayıtlar, örneğin sadece bir kasabada 400'ü aşkın çocuğun ya kamplarda ya da cezaevlerinde hem annelerini hem babalarını kaybettiğini gösteriyor.

Elde edilen kanıtlar, Sincanlı yetişkin Uygurların kimliklerini dönüştürme çabalarının yanında, çocukları köklerinden koparmak üzere sistematik olarak gerçekleştirilen paralel seferberliğe de dikkat çekiyor.

[old_news_related_template title="Çin medyasından ses getirecek iddia" desc="Çin hükümeti Sincan bölgesinde yaşayan Müslüman azınlığa yönelik uygulamaları nedeniyle uluslararası alanda eleştirilirken, Pekin'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu bölgedeki insanların mutlu bir yaşam sürdürdüğüne dair açıklamalarda bulunduğu öne sürüldü." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/07/03/iecrop/resim1_8791728_16_9_1562135390.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/dunya/son-dakika-cin-medyasinin-bu-iddiasi-dogruysa-cok-vahim-5211246/"]

SİNCAN'DA DEĞİL TÜRKİYE'DE

BBC Muhabiri John Sudworth, yabancı gazetecilerin 24 saat izlendiği Sincan'da Pekin Yönetimi'nin sıkı gözetimi ve denetimi nedeniyle tanıklıklara başvurmanın bu bölgede mümkün olmadığı, ancak bunların Türkiye'de bulunabileceğini yazdı.

İstanbul'da geniş bir salonda başından geçenleri anlatmak için onlarca insanın beklediğini anlatan Sudworh, birçoğunun elinde çocuklarının fotoğraflarını tuttuğunu, tümünün de Sincan'daki evlerine dönmek istediğini aktardı.

60 ayrı mülakatta aileler ve diğer akrabalar, kaygı ve kederli tanıklıklarında Sincan'da 100'den fazla çocuğun kaybolmasına ilişkin ayrıntıları anlattı.

İstanbul'da bir anne örneğin şöyle konuşuyor: "Binlerce masum çocuk anne-babalarından ayrılıyor ve biz sürekli tanıklık ediyoruz. Dünya bu gerçekleri bildiği halde neden sessiz kalıyor?"

UYGURLARI DENETİM ALTINA ALMAK İÇİN...

Sincan'da son yıllarda kampusların genişletildiği, yeni yurtların inşa edildiği ve kapasitenin büyük ölçüde artırıldığı biliniyor.

Pekin Yönetimi, tutukevleri inşa ederken, aynı zamanda da çok sayıda çocuğa tam zamanlı olarak bakabilme kabiliyetini de artıyor. Tüm bunlar ise Uygur Türklerine yönelik yapılıyor.

Örneğin 2017'de sadece bir yılda Sincan'da anaokuluna kaydolan çocukların toplam sayısı yarım milyondan fazla arttı.

Çin devletinin resmi rakamlarına göre; Uygur ve diğer Müslüman azınlıkların çocukları, bu artışın yüzde 90'ını oluşturuyor.

Sonuç olarak Sincan'daki okul öncesi okula kayıt seviyesi, ülke ortalamasının altından bir andan Çin'in en yüksek seviyesine ulaştı.

İNANÇLARI NEDENİYLE TUTUKLANIYORLAR

Son üç yıldır Pekin Yönetimi, Uygur Türklerine yönelik baskı politikasını artırdı, binlerce Uygur'u tutukladı ve başkaca Müslüman azınlıkları dev kamplarda alıkoydu.

Çinli yetkililer, Uygurlara dini aşırılıkla savaşmak üzere "mesleki eğitim kamplar"ında eğitim verildiğini iddia ediyor.

Fakat deliller, birçok Uygur'un inancını ifade ettiği, dua ettiği ya da Türkiye gibi denizaşırı ülkelerle bağlantıları bulunduğu için tutuklandığını ortaya koyuyor.



ERDOĞAN ZİYARETTE NE DEDİ?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Japonya'daki G20 Zirvesi'nin ardından Çin'e resmi ziyaret düzenlemişti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelen Erdoğan'ın "Sincan’da insanlar mutlu bir yaşam sürüyor" dediği iddia edilmişti.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından şu açıklamayı yapmıştı:

""Çin temaslarında, Uygurlar dâhil ikili ilişkilerin tüm veçheleri etraflıca görüşüldü. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Uygurların Çin’de huzur, esenlik ve refah içinde yaşamalarının yegâne temennimiz olduğunu ifade etmiş, bu meseledeki görüş ve beklentilerini muhatabına iletmiştir."