Karneler saat kaçta verilecek? Milyonlarca öğrenci hem bu sorunun cevabını merak ediyor hem de uzun yaz tatilini iple çekiyor. Doç. Dr. Tuncay Dilci, yarın öğrencilerin yaz tatili sürecine gireceğini anımsatarak, karnenin çocukların hayatında başlangıç ve son olmadığını ifade etti. Karnenin çocuğun kişiliği, karakteri veya hayattaki başarısının tek ve yegane ölçüsü olmadığını aktaran Dilci, velilere karne üzerindeki verilerden hareketle çocuğu ezmemeleri ve rencide edici tutum içerisine girmemeleri önerisinde bulundu.

KARNELER NE ZAMAN, SAAT KAÇTA ALINACAK?

Yurt genelinde milyonlarca öğrenci 14 Haziran 2019 Cuma günü karnelerini alacak. Karnelerin veriliş saati okuldan okula değişiklik gösteriyor. 15 Haziran 2019 Cumartesi günü başlayacak olan yaz tatili, 16 Eylül 2019 Pazartesi gününe kadar sürecek.

2019-2020 YILI EĞİTİM ÖĞRETİM 16 EYLÜL 2019’DA BAŞLAYACAK

2019-2020 eğitim öğretim yılı ise 16 Eylül 2019 Pazartesi günü başlayacak. Okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının 5’inci sınıf öğrencileri, ortaöğretim kurumlarında eğitim ve öğretime başlayacak hazırlık sınıfı ve 9’uncu sınıf öğrencileri ile pansiyonda kalacak öğrencilerin, eğitim görecekleri okul hakkında bilgilendirilmesi, akademik ve mesleki gelişimlerinin desteklenmesi, öğrencilerin yeni girdikleri eğitim ortamına kısa sürede uyum sağlamalarına katkıda bulunulması amacıyla 10-14 Eylül 2018 tarihlerinde uyum eğitimi yapılacak.

"ÇOCUĞA SORUMLULUK VERİN"

Çocukların karnelerinin başkalarıyla kıyaslamanın yanlış olduğuna işaret eden Dilci, "Karneyle oluşturulacak baskı başaramayacağı duygusuna doğru bir yönelim oluşturacağı için çocukta bir izdiham, bir çöküntü yaratacaktır. Yaz tatili ve karne sürecinde karneyi bir kenara koyarak gerçek hayatla çocuğu tanıştırmak, buluşturmak gerekir. Bu anlamda başta ev içerisinde rol model olarak ebeveynler çocuklara karşı tutumlarında, söylemlerinde, eğilimlerinde dikkatli davranmalı ve ev içerisinde basit sorumluluk örnekleri verilmeli. Örneğin çocuk, marketten ekmek alma, ev içerisinde temizlik işlerine yardım etme, annenin, babanın herhangi bir isteğini yerine getirme, tertipli ve düzenli olma veya aile geçimine katkıda bulunacak faaliyetlere yönlendirilebilir. Diğer taraftan varsa çocuğun bir esnaf veya bir üretici mekanizma içerisindeki rollerini de geliştirecek tanıştırmalara da yer verilebilir. Yani hayatın gerçekleriyle tanışması için olumlu ve makul bir iklim yaratıldığı hallerde çocuk gerçek hayatın yönlerini tanımalı ve sorumluluk duygusunu üstlenmelidir" dedi.

"ÇOCUKLARI DİJİTAL NESNELERE EMANET ETMEYİN"

Çocukların organik yaşam biçimlerine yönlendirilmesi gerektiğini anlatan Dilci, ailelerarası ziyarete önem verilmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Tatil asla ve asla yeni formallenmiş sıkı eğitim sistemi gibi ya da gerçek eğitim sistemindeki eksikliklerin tamamlanması gibi düşünülmemeli. Gerçek manada dinlenmelerine fırsat verecek imkan ve ortamları sağlamalıyız. Bir başka sıkıntı da dijitalleşmenin getirdiği dünyada çocukları asla ve asla dijital nesnelere emanet etmeyelim, onların tekeline bırakmayalım. Çünkü dijitalleşme sıkıntılı bir süreç ve beraberinde çocukların kişilik ve karakter gelişimine, bilinçsel yazılımına olumsuz etkide bulunabilecek içeriklerden oluşmaktadır. Çocuğun yaratıcılık duygusunu ortadan kaldıran dijitalleşme beraberinde fiziksel ve kas sistemindeki olumsuz etkilerin yanısıra hareketsiz yaşamın ve düşüncenin ipotekleşmesiyle beraber çocukları gerçek kimliğinden, gerçek düşünsel dünyasından uzaklaştırmaktadır. Bunun yerine daha doğal, daha insancıl, daha kucaklayıcı sosyal ilişkilerle ve yüz yüze ilişkilerle, organik, otantik yaşam biçimiyle ve geleneksel kültür kodlarımızdaki oyunlarla çocuklarımızı buluşturmak zorundayız."

DHA