Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2035 yılına kadar hangi branşta kaç öğretmene ihtiyaç olduğu ve eğitim fakültelerine kontenjan sınırlaması getirilmesi için YÖK ile beraber planlandığını bildirdi.

2035'e kadar kaç öğretmen alınacağına dair bilgi vermeyen Selçuk, pedagojik formasyonun da artık sadece öğretmenlik sınavını kazanan adaylara verilmesi için çalışma yapıldığını kaydetti.

'Hesap verme İlkesi' gereği Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından geçtiğimiz yıl açıklanan Vizyon Belgesi' nden sonra bu yıl da  "Birlikte Bir Yıl" adlı toplantıyla eğitimde son 1 yılda yapılanlar anlatıldı.



Sanatçılar da katıldı

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki toplantıya bakanlık bürokratları, il müdürleri, okul müdürleri, öğretmenler, özel eğitim kurumları kurucu ve yöneticileri gibi eğitim paydaşlarının yanı sıra Sanatçılar Orhan Gencebay ve Yavuz Bingöl'ün de dahil yaklaşık 10 bin kişi katıldı.

2035'e kadar öğretmen alımı

Heyecanlı olduğu görülen ve eğitimde son 1 yılda yapılanları tek tek sıralayan Bakan Selçuk'un konuşmasında en dikkat çeken bölümü öğretmen alımlarıyla ilgili kısım oluşturdu. Selçuk, "2035’lere kadar hangi branşta ne kadar öğretmene ihtiyacımız var çalışmasını tamamlamış bulunuyoruz. Buna göre de yüksek öğretimle bağlantısını da kontenjan sınırlaması biçiminde de ele alıyoruz" dedi.

"Suyun başından düzelttik"

Okullar arasındaki imkan ve öğrenme farklılıklarının kaldırılmasına da değinen Selçuk, "İmkanlar elverdikçe, öğretmenlerimizle beraber nasıl bir dönüşüm olduğunu göreceksınız.Biz bunu sadece hizmetiçi eğitim olarak düşünmüyoruz. Bizim tarihten gelen bir damarımız var. Sadece müfredatla değil insanı merkezine alan ve suyun başından itibaren yeni düzenlemeler içeren adımlar attık" diye kaydetti.

"Engeller sıkıntılar var"

Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü; "Eğitim Fakülteleriyle beraber çalışmalara başladık. Pedagojik formasyonu da herkesin alması yerine sadece öğretmenlik sınavını kazananların almasına dair çalışmalarımız var. 2035'e kadar hangi branşta kaç öğretmene ihtiyacımız var tek tek planladık. Kontenjan sınırlamasını da ona göre yapacağız. Engeller, sıkıntılar yok mu var. Bunu hepimiz biliyoruz ama bu bir zaman gerektiriyor"...

Öğretmenlik Meslek Kanunu külliyede

Bakanlık olarak altyapı kurulmadan, pilot çalışma yapılmadan asla yeni bir çalışma yapmadıklarının altını çizen Bakan Selçuk, "MEB'de de sistem dönüşümü akademik hayatta olduğu gibi adım adım olacak. Öğretmenlerimiz hazır ve bizden sadece, 'Hadi' dememizi bekliyorlar. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun taslağını da Cumhurbaşkanlığı'na sunduk" diye kaydetti.



"Okulların röntgeni çekiyoruz"

Okullar arası başarı farkını çok önemsediklerini kaydeden Selçuk,  iyileştirme çalışmalarını sürdürdüklerini bildirdi. Eğitim politikalarını belirlerken 81 ilde kurdukları ölçme ve değerlendirme merkezlerinden yararlandıklarını anlatan Selçuk, Türkiye'de hangi okulun hem fiziki koşullar hem de eğitim olarak neye ihtiyacı olduğunu artık Coğrafi Bilgi Sistemi kurarak tek tek bildiklerini ve ellerindeki parayı da buna göre kullandıklarını kaydetti. Selçuk ayrıca Okul Geliştirme Ekipleri ile Türkiye'deki tüm okulların tek tek röntgeninin çekileceğini de söyledi.

"2040'lara hazırlanıyoruz"

İlçe düzeyinde 900'den fazla öğretmen destek noktası kurulacağını da açıklayan Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü;  "İl ve ilçe düzeyinde destek noktaları vasıtasıyla Türkiye'nin öğretmen eğitiminin, okullarındaki, sınıflarındaki her türlü iş ve işlemin nasıl geliştirileceğine dair ortak bir fikir, düşünce ve eylem planı oluşturuyoruz. EBA Sistemiyle de Ardahan'ın Damal'ındaki çocuk da artık Türkiye'nin en iyi öğretmeninin anlattığı dersin içeriğine ulaşılabiliyor. Tüm bunlarla eğitim sisteminin altyapısını kuruyoruz"



"Sınav baskısı azalacak"

"2040'lar da dünyada beklenen dördüncü kırılma yani dünya tarihindeki en büyük kırılma yaşanacak. Bugün ilkokulda o zaman iş dünyasında olan çocuklar, 'Siz bizi nasıl hazırladınız?' diye sorduklarında ne diyeceğimizi biliyoruz. Ancak değişim bugünden yarına olmayacak. Öğretmen ve altyapı gibi bir çok paradigma  değişiyor. Şu anda sistem sınavlara hazırlanmaktan, insanın ihtiyaçlarına göre yetiştirilmesine evrilmek üzere. Okullar arası imkan farklılıkları azalınca çocuklar üzerindeki sınav baskısı da azalacak" diye konuştu.