ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarından muaf tuttuğu, bu ülkeden petrol ve doğal gaz alan sekiz ülke için öngördüğü altı aylık süre 2 Mayıs’ta, dün sona erdi. Türkiye, bu yaptırımlardan en fazla etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Zira İran, ABD’nin ambargo kararı ortaya çıkana kadar Türkiye’nin en büyük ikinci petrol tedarikçisiydi.


'PETROL FİYATLARI ZATEN ARTIYOR'


BBC Türkçe'de yer alan habere göre İktisatçı Ergin Yıldızoğlu Türkiye'nin fiyat avantajı açısından İran petrolü gibi bir petrol bulmasının zor olduğu görüşünde. Yıldızoğlu, "Muafiyetlerin kalkması, petrol fiyatlarının zaten artmakta olduğu bir dönemde geldi; derin bir ekonomik kriz içinde, enflasyon, hızla yükselen gıda fiyatları, gerileyen ihracat gelirleri ortamında, Türkiye yönetimi, tüm bu olumsuz dinamikleri güçlendirecek bir gelişme ile karşı karşıya. Ülkenin siyasi ortamındaki sert kutuplaşma da göz önüne alındığında, "Ankara'nın elinde hangi seçenekler var?" sorusuna tatmin edici bir cevap bulmak zor" diyor.

'GÜNDE 144 BİN VARİL'


Türkiye'nin S-400 füzelerini satın almaya hazırlandığı bir dönemde yeni bir muafiyet almasının zor olduğu görüşünde olan Yıldızoğlu, "Bir NATO ülkesi olarak Türkiye'nin, ABD ile ilişkilerinin giderek bozulması, Türkiye'yi Rusya'ya doğru ittikçe, Rusya'nın eli Türkiye karşında giderek güçleniyor. Muafiyetlerin kalkması, petrol fiyatlarındaki artış, İran'a alternatif yeni enerji tedariği kaynağı bulma sorunları, ekonomisinin zaafları, Ankara'nın, Rusya karşısında elini daha da zayıflatıyor" diyor. Oxford Institute of Energy Studies'e (Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü) göre Türkiye halen İran'dan günde 144 bin varil ham petrol ithal ediyor.

'RUS PETROLÜNÜN DENİZ TAŞIMACILIĞI MASRAFI VAR'


Yıldızoğlu Türkiye'nin Rusya petrolüne daha fazla yaslanabileceğini fakat bunun da deniz taşımacılığı maliyeti olarak geri döneceğini ifade ediyor. ABD'nin Türkiye'nin yeni petrol kaynakları için Körfez Bölgesini işaret ettiğini anlatan Yıldızoğlu Türkiye'nin kendine rakip olarak gördüğü bu ülkelerden petrol alma konusunda çekinceleri olduğunun altını çiziyor. Yıldızoğlu şunları söylüyor: Bu bağlamda, ABD yönetiminin, Körfez ülkelerini işaret ediyor olması Türkiye açısından, bölgede rekabet içinde olduğu ülkelerin kapısını çalması anlamına geliyor. Ankara şimdilik bu konuda istekli görünmüyor.

'ÇİN VE HİNDİSTAN'IN POZİSYONLARINA BAKABİLİR'


Amerika'nın Sesi Türkçe Servisi'ne konuşan Dr. Hakkı Uygur ise Türkiye'nin muafiyetlere uymadan önce Hindistan ve Çin'in pozisyonunu görmek isteyeceğine vurgu yapıyor. Uygur, "ABD çok kararlı görünüyor. Türkiye, Çin ve Hindistan’ın pozisyonunu görmek isteyecektir. Eğer onlar aynı şekilde devam ederse Türkiye de petrol alımını sürdürmeye çalışabilir. Ama bu iki ülke İran’dan alımları azaltırsa Türkiye de benzer bir yol izleyebilir. Ama şu açık; Amerika İran’ın petrol satışını durduracağı mesajını veriyor. Türkiye de bunu kabul edilemez buluyor ve bu pozisyonu koruyor. Bununla beraber bu yaptırımlar katı bir şekilde uygulanırsa bir yerden telafi etmemiz gerekecek. Irak, en önemli ikincil kaynaklardan bir olur. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Irak ziyaretinde bu konuyu telaffuz etmiştir diye düşünüyorum” dedi.

'BİZİ KIŞKIRTMAK İÇİN HER YOLU DENİYORLAR'


İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Arakçi ise Ankara'da gazetecilere yaptığı açıklamada ABD ambargolarını kabul etmediklerini söyledi. Arakçi, "Biz bütün komşularımızla işbirliği yapıyoruz. ABD ise bölgede kargaşa istiyor. ABD İran’ı kışkırtmak için her yolu deniyor. ABD, İran’dan petrol alan ülkeleri cezalandırıyor. İran için sıfır ihracat politikası izliyor. Petrolde bazı ülkeleri İran’ın yerine geçirmek istiyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni İran’ın yerine koymaya çalışıyor. Ama İran petrol üretiminde başka ülkelerin İran’ın yerine geçmesine asla izin vermeyecektir. İran’ın sabrı bitiyor. Sıfır petrol ihracatı politikasını kabul etmemiz mümkün değil. Yakında tepki vereceğiz. Yaşanacak olumsuz gelişmelerin sorumlusu İran olmayacaktır” diye konuştu.