Dünyadaki 60 merkez bankasının merkez bankası olarak nitelendirilen Bank for International Settlements (BIS/ Uluslararası Ödemeler Bankası), dünyada bir merkez bankasına nasıl davranılmaması gerektiğine örnek olarak Türkiye’yi gösterdi.

İsviçre merkezli BIS’in Genel Müdürü Agustin Carstens, Bloomberg’e verdiği röportajda “Diğer ülkeler merkez bankasının bağımsızlığına hükümet karıştığında bedelinin ne olduğunu görmek istiyorsa Türkiye’ye baksın” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın defalarca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) faizleri indirme çağrısı yaptığını vurgulayan Carstens, “Hatta 21 Haziran’da yaptığı konuşmada, kendisini zaten bu konuda sürekli eleştirilen ABD Başkanı Trump’la kıyaslayarak, yüksek faiz oranlarının ekonomik büyümeyi engellediğini savundu. Türk Lirası’ndaki değer kaybı, merkez bankalarının hedeflerini gerçekleştirmek için bağımsız olması gerektiğini gösteren iyi bir örnek” yorumunu yaptı.

Bank for International Settlements (BIS) Genel Müdürü Agustin Carstens

KİTABIMIZDA YOK


Haberde Erdoğan’ın yüksek faizin yüksek enflasyona yol açtığı şeklindeki görüşlerinin alışılmadık bir anlayışa dayandığı vurgulanarak, “Oysa merkez bankalarının kitabında tam tersine ‘Yüksek faiz enflasyonu düşürür’ yazar” denildi. Türk Lirası’nın bu yıl dolar karşısında yüzden 8’den fazla değer kaybederek gelişmekte olan piyasalardaki en kötü ikinci oyuncu olduğu ve mayısta enflasyonun TCMB’nin hedefini üçe katlayarak yüzde 18.71 olduğu belirtildi. Ayrıca BIS’in son raporunda döviz kuru riskinin enflasyondaki etkilerinin gelişmekte olan ekonomilerde daha fazla olduğunun yer aldığına dikkat çekildi.

MERKEZ BANKALARININ CEPHANESİ TÜKENDİ


BIS, küresel ekonomiye yönelik riskler artarken merkez bankalarının müdahale olanaklarının azaldığı uyarısı yaptı. BIS, 2019 Yıllık Ekonomik Raporu’nda “Merkez bankalarının gevşek ara politikalarının devam etmesi ekonomiyi destekleyebilir ancak bu özellikle finansal sistem ve borçlar üzerindeki etkileriyle normalleşmeyi daha zor hale getiriyor” ifadelerine yer verdi. Düşük faizlerin bankacılık sektörünü tehdit ettiğinin altını çizen raporda, “Düşük kârlar ise ekonomi için çok önemli olan bankaların sermaye oluşturmasını engelliyor” denildi.

Agustin Carstens, küresel ekonominin sorunsuz geleceğe ilerleyebilmesi için politika yapıcıların, para politikası dışındaki araçlara daha fazla rol vermesi gerektiğini kaydetti.