Merkez Bankası, Hazine, Maliye ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verilerinden SÖZCÜ’nün yaptığı rakamsal karşılaştırmalar, 9 Temmuz 2018’den bu yana geçen bir yıllık dönemde ekonominin hemen her alanda iyiye değil, kötüye gidiş yaşandı. Kötüye gidişte özellikle geçen yıl ağustos ayında patlak veren döviz krizinin etkisi büyük oldu. Güçlü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye ekonomisinin istikrara kavuşacağı, refahın artacağı, enflasyon ve faizlerin düşeceği söylenmesine rağmen yaşanan ekonomik kriz hem halkın hem de genel olarak ülke ekonomisinin daha fakirleşmesine, hayatın daha da pahalanmasıyla sonuçlandı. Resmi veriler, Türkiye ekonomisinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılında, bir önceki parlamenter sisteminin bir yıllık dönemine göre büyüme sergileyemediği gibi küçülme ve ardından da resesyona girdiğini gösteriyor. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmeden önceki son 3 çeyreklik dönemde, yani 2017’nin 3’üncü çeyreği ile 2018’in ilk çeyreğine kadar geçen dönemde sırasıyla yüzde 11.3, yüzde 7.3 ve yüzde 7.4’lük büyümeler gerçekleştirdi.



RESESYONLA TANIŞTIK

Buna karşılık sistemin ilk uygulama dönemi olan 2018’in 3’üncü çeyreğinde ekonomi sadece yüzde 1.8 büyürken, son çeyrekte yüzde 3, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 2.6 oranında küçüldü. İki dönem peş peşe küçülme yaşayan ekonomi yıllar sonra resesyonla tanıştı. 2018’in Temmuz’unda  4.53 TL olan dolar kuru bugün 5.73’lere kadar çıktı. Ekonomideki bozulmayla birlikte geçen yıl temmuz ayında 3 milyon 531 olan işsizler ordusu 4 milyon 544 bine yükseldi. İstihdam edilenlerin sayısı 29.2 milyondan 27.8 milyonlara geriledi. Bütçe açığı ilk 5 ayda 66.5 milyar liraya dayandı. Borçların miktarı ve borçlanma faizleri yükseldi. Akaryakıt fiyatları adeta uçtu.