TL'nin yılbaşından bu yana yüzde 15'lik değer kaybı sonrası TCMB geçen hafta "örtülü faiz artışı" olarak da anılan 150 baz puanlık bir sıkılaştırmaya gitmiş bunun yanı sıra ise "dolarizasyonu caydırıcı" zorunlu karşılık adımları atmıştı. Dolar/TL 17.24'te 6.0817/6.037 seviyesinden işlem görüyor. Dolar kurunun söz konusu seviyelerdeki seyri devam ediyor.

Bunun ötesinde kamu bankaları geçen hafta TL'yi desteklemek adına 4.5 milyar dolar civarında döviz satışı gerçekleştirdi. Reuters'a bilgi veren iki kaynak Cuma günü de dahil olmak üzere kamu bankalarının hafta boyunca döviz satışı gerçekleştirdiğini belirttiler.

HAZİNE İHALELERİ YAKINDAN TAKİP EDİLECEK


Hazine Mayıs ayı yoğun iç borçlanma programını bugün ve yarın düzenleyeceği dört ihale tamamlayacak. Mayıs ayında toplam 19.2 milyar TL'lik iç borç servisine karşılık 15.9 milyar TL'si piyasadan toplam 18.8 milyar TL'lik iç borçlanma yapılması programlanıyor.

Hazine'nin bugün 12 aylık kuponsuz tahvili ilk kez, beş yıl vadeli TÜFE'ye endeksli tahvili yeniden ihraç edecek.

Bankacılar yoğun ihale programında yabancı ilgisi olup olmayacağının yakından izleneceğini belirtiyorlar

Öte, İstanbul yerel seçim tekrarının yarattığı soru işaretlerine, bu çeyrekte dolar karşısında 5.57'den 6.22'e satılan liranın enflasyon ve reel sektör bilançoları üzerindeki negatif havasının eklendiğine de dikkat çekiyor.

Gösterge 10 yıllık tahvilde 2018 sonbahar aylarında yüzde 22'yi aşarak tarihi zirve test edildikten sonra getiriler yılın ilk aylarında yüzde 14'ün altına kadar gerilemişti. Ancak daha sonra tekrar yüzde 21'li seviyeler görüldü.

TCMB verilerine göre Hazine'nin toplam DİBS stokunun yurtdışında elinde tutanlara oranı, yani yabancı yatırımcının DİBS payı geçen haftaya ait güncel veriye göre yüzde 11.55'e gerilemiş durumda. Şubat 2019'da yüzde 15.3 olan bu oran 2013 sonundaki yüzde 26'ı seviyelerde olduğu düşünüldüğünde son 6 yıldır yabancıların sabit getirili menkul kıymet yatırımlarını ciddi şekilde azalttığı görülüyor.

Reuters'ta geçen hafta yer alan bir analize göre yatırımcılar hisse senetlerinden tahvile TL ve TL cinsi yatırım araçlarının son yıllarda üst üste sert değer kaybetmesinin de etkisiyle ciddi fırsat sunduğu konusunda hemfikir ancak artan jeopolitik, makroekonomik hatta demokratik belirsizlikler nedeniyle Türkiye'den uzak durmak konusundaki fikirlerini henüz değiştirmiş değil.

Analistler TL'deki değer kayıplarını Merkez Bankası'nın para politikası kaynaklı görmüyor. Aksine kaybın içerideki siyasi gelişmeler, ABD ile ilişkiler, TCMB rezervlerine yönelik endişeler ve lokallerin döviz birikimlerinin çözülmemesi gibi endişelerden kaynaklandığına dikkat çekiyorlar.

İstanbul seçimlerinin 23 Haziran'da tekrarlanacak olması siyasi belirsizliğin sürmesine ve reformların yine rafa kalkacağı beklentilerini kuvvetlendirirken, ABD ile düzelemeyen ilişkiler ve TCMB rezervlerine yönelik endişeler de TL'de baskının sürebileceğini gösteriyor.

TL'nin geçen yıl 13 Ağustos'ta dolar karşısındaki günlük değer kaybı yüzde 11'i aşmış ve dolar/TL 7.24 ile tarihi zirveyi test etmişti. Bunun üzerine TCMB Eylül ayındaki toplantısında politika faizini 625 baz puan artırmıştı.

Buna karşılık seçim öncesi son işlem gününü 5.5550 seviyesinden kapayan dolar/TL geçen hafta 6.24 seviyesini aştı TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı seçimden bu yana yüzde 11'i, yılbaşından bu yana ise yüzde 14'ü aşmış oldu.

Öte yandan daha uzun vadede de negatif ayrışma devam ediyor. Son 1 yıla bakıldığında TL yüzde 32 değer kaybı ile benzer para birimlerinden açık ara negatif ayrışırken son üç yılda ise değer kaybı yüzde 52 civarında.

Tahvil bono piyasasında 10 yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi Cuma günü spot kapanışta yüzde 21.17 seviyesindeydi. İki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise Cuma günü son işlemlerde yüzde 24.36 seviyesinde bulunuyor.

REUTERS