Küresel çapta jeopolitik risklerdeki artış, ticaret savaşları ve Avrupa kaynaklı siyasi belirsizlikler sonucu değişen risk algısı karşısında, aralarında ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da bulunduğu birçok merkez bankası faizlerini aşağı yönlü revize etti.



Fed geçen temmuz ayında 11 yıl aradan sonra faizleri ilk kez düşürmüş ve son toplantıda 1.75-1.50 seviyesinde sabit bırakmıştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise 2019 yılında politika faizini yüzde 24'den yüzde 12'ye düşürdü. Peki dünya piyasalarında yaşanan bu değişim için uzmanlar ne diyor?

DÜNYADA DÖNGÜ KARŞITI ADIMLAR ATILDI


Küresel çapta birçok merkez bankasının resesyon riskine karşı genişleyici politika adımları attığını belirten Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, 2019 yılında küresel bazda yaşanan politika faizlerindeki değişikliğin nedenlerini sozcu.com.tr'ye anlattı.



Para politikasında atılan adımların reel ekonomiye genellikle 3 ve 6 aylık bir gecikmeyle yansıdığını söyleyen Ayışık, "ABD-Çin arasındaki ticaret savaşında ara bir anlaşma sağlandığı yönündeki haber akışları nedeniyle başta ABD Merkez Bankası (Fed) ve (ECB) olmak üzere küresel çapta merkez bankalarının gerçekleştirdikleri döngü karşıtı adımların ardından “bekle-gör” politikasına geçtiği söylenebilir. Dolayısıyla, büyüme-enflasyon görünümüne dair beklentileri değiştirecek bir gelişme yaşanmadığı takdirde Fed ve ECB’nin faizlerde herhangi bir değişikliğe gitme olasılığı kısa-orta vadede oldukça zayıf görünmekte." ifadelerini kullandı.

Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık

HERHANGİ BİR RİSKLE KARŞILAŞILDIĞINDAN NE OLUR?


Dünya piyasalarında herhangi, bir riskle karşılaşıldığı durumlarda atılacak adımlardan da bahseden Ayışık, "Küresel bazda resesyon endişelerini tetikleyebilecek bir gelişme yaşanması durumunda küresel çapta son derece düşük, hatta negatif seviyelerde bulunan faiz seviyeleri nedeniyle para politikasında bundan sonra atılabilecek hamlelerin görece kısıtlı kaldığı; bu tarz ciddi bir riskle karşılaşılması durumunda öncelikli tepki para politikası tarafından gelebilecek olsa da asıl olarak maliye politikalarının da devreye girmesi gerekebileceğini de not edelim." dedi.


İLAVE ADIMLAR ATILABİLİR


Ayışık, küresel çapta bir çok merkez bankasının genişleme yönünde beklenen politika adımlarını gerçekleştirdiğini ve piyasalarda belirsizlik unsurlarının ön plana çıkması durumunda ilave adımların da görülebileceğini söylüyor. Ayışık sozcu.com.tr'ye yaptığı açıklamanın devamında ise "Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından olumlu olan ve sermaye hareketlerinin yönü açısından fırsat yaratan taraf, önümüzdeki süreçte genişleme yönünde ek adımlar görülmese dahi, mevcut küresel ekonomik görünümün, başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere faizlerin en azından 2020 yılının önemli bir bölümünde daha düşük seviyelerde kalmayı sürdüreceğini işaret etmesi olarak değerlendirilebilir."  ifadelerini kullandı.


DÜNYADAKİ FAİZ VE PARA DENGELERİ DEĞİŞTİ


Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz ise 2019 yılında dünya para piyasaları açısından en önemli değişikliğin ABD Merkez Bankası Fed’in faiz indirmesi olduğunu söylüyor. Sozcu.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Gerz, Fed'in bir tanker gibi dünyadaki faiz ve para dengelerini değiştirdiğini belirtiyor.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin Türkiye'nin yararına olduğunu söyleyen Gerz, "Fed bir tanker gibi dünyada faiz ve para dengelerini değiştirdi. Avrupa ve Japonya’da faizlerin tekrar sıfıra yakın hatta negative olması, Türkiye gibi döviz borcu bulması gereken ülkelerin çok işine yaradı." ifadelerini kullandı.

Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz


2020’ye bakıldığından Fed’den yeni bir faiz indirimi beklenmediğini söyleyen Gerz, "Dünyada faizlerin düşük ve sakin seyrettiği 2020 ilk yarısında Türkiye piyasaları için bir rahatlama dönemi olmasını bekliyoruz. Özellikle borsada başlayan yükseliş artarak devam edebilir. Çünkü borsa son 10 yılın en düşük seviyelerindeydi ve daha yeni toparlamaya başladı." dedi.

Faiz ve dövizdeki beklentilerinin ilk yarıda yatay olduğunu söyleyen Gerz, ikinci yarıda ise ekonomik politikada potansiyel hatalara bağlı bozulmalar görülebileceğini söylüyor.