Kamera : Kubilay Altuğ
Kurgu : Korhan Topçuoğlu

-2019 yılı otomotiv pazarındaki gidiş pek iç açıcı değil. İlk 5 ayda daralma yüzde 50 seviyelerinde. Sizce ÖTV indirimi otomotiv sektörünü kurtaracak mı?

ÖTV eğer bu seviyelerde olmasaydı bundan daha kötü olacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz. O anlamda ÖTV'nin uzamasını, ÖTV'deki teşviğin uzamasını bekliyoruz. Buradaki önemli beklentilerden bir tanesi artık üçer aylık periyotlarda olmaması yani bunun artık yılın sonuna kadar uzatılması büyük dileğimiz çünkü otomotiv orta ve uzun vadeli planlamayla çalışan bir sektör üçer aylık dönemlerde yapılan uzatmalar sebebiyle uzamanın ne zamana kadar devam edeceğini bilmediğimiz için üçer aylık periyotlarda kesintili siparişler veriyoruz. Bu da aslında araç tedariği konusunda elimizi bir miktar dara düşürüyor. Çünkü bu yılın bu şekilde devam edeceğini ön görüyoruz, faizlerde ciddi bir düşüş olmaz ve kur seviyelerinde de aşağı yönlü bir hareket başlamazsa araç fiyatları geri gitmeyecek.



-Yaptığınız kampanyalarla otomobilleri zararına mı veriyorsunuz?

Kampanyalarda zararına verdiğimiz modellerde var! Aslında başa baş ve çok düşük kârlarla vermek zorunda kalıyoruz. Çünkü ÖTV yasasının, mevcut ÖTV yasasının bir kaç ayağı var kademelendirme. Türkiye'de satılan otomobillerin yüzde 95'i 1.6 litre ve altında satılan otomobiller. 1.6 litre altında satılan otomobiller için ÖTV yasası 3 kademeli bir yasa. Hepimizin bildiği gibi 70 bin liraya kadar fiyatı olanlar için indirimli şu an ve yüzde 30, 70 bin ile 120 bin lira arası fiyatı olanlar için bu oran yüzde 35 ve 120 bin liranın üzerindeki araçlar içinde yüzde 60.Bu şu demek eğer aracın size maliyeti 120 bin liranın üzerinde ise aracın ÖTV'sini yüzde 35'den hesaplıyorsunuz. Fakat aracın net bedeli 120.001 lira olduğunda ÖTV yüzde 60'a çıkıyor, yüzde 25'lik artış demek. O anlamda da aracınızın üzerindeki artışı yüzde 25 oranında yapmamak için yani alt dilimde tutabilmek için ÖTV'yi kâr marjlarını sıfırlıyorsunuz. Bu öncelikle kendi kâr marjınız oluyor sonrasında bayii marjlarını siliyorsunuz ve kampanyalara verdiğiniz destekleri azaltıyorsunuz... Orada iyice sıkışmış durumdayız. Bu anlamda da bu oranların biraz daha yukarı taşınması gerekir ki bize yaşayabilecek bir alan kalsın. Hem bayii marjları hem de distribütör marjları yok oldu diyebilirim.

Sözcü Otomotiv Editörü Fatih Tan ve KIA Türkiye Genel Müdürü Can Ağyel


-Otomotiv sektöründen alınan vergilerden memnun musunuz?

Şimdi vergi sisteminden şikayetçi olmama gibi bir durumum yok bir iş adamı olarak. Sonuçta Türkiye'de 1 milyonluk pazar oluştuğunda aynı vergi sistemiyle çalışıyorduk. Fakat kurun bir yıl içinde yüzde 40'lara varan oranda yukarı gitmesi sebebiyle araç fiyatları öyle bir noktaya geldi ki vergiler de bunu üzerinde ciddi bir yük olmaya başladı. Konfilktlerden bir tanesi ÖTV'nin KDV'sinin hesaplanması. Aracın önce ÖTV hesaplanıyor çıkan rakamla sonra KDV hesaplanıyor. Belki burada da yapılacak bir düzenlemeyle ÖTV ve KDV bağımsız olarak sadece net bedel üzerinden hesaplanır. Böylece verginin vergisi ödenmemiş olur.



-Ülkemizde elektrik motorlu tek modeliniz var. Yeni elektrikli modellerle ne zaman tanışacağız?

Tabii ki gelecek. Tüm markalar olduğu gibi Kia da elektrikli araç üretimi konusunda çok istekli ve buna yatırım yapan markalardan bir tanesi hatta öncülerden bir tanesi diyebilirim. Bu yıl Cenevre Otomobil Fuarı'nda iki yeni ürün daha sergilendi. Tamamen elektrikli dört kapılı bir sedan, elektrikli sergilediler önümüzdeki yıllarda büyük ihtimalle üretim bantlarında göreceğiz bu modeli. Ama asıl önemlisi daha önce hibrit versiyonunu sattığımız Niro modelinin yüzde 100 elektriklisini nisan ayından itibaren üretmeye başladılar, Avrupa'da. Bunu da çok yakın zamanda Avrupa'da satışa sunacaklar. Gerçekçi olmak gerekirse 2020 yılında çok ciddi bir adet alırız diyemiyorum biliyorum ki önceliği Avrupa'ya verecekler ama adetlerini arttırıyorlar, yeni üretim tesisleri kuruyorlar mevcut bantlarını geliştiriyorlar. Buralarda üretim rahatladıkça Türkiye'ye de elektrikli modelleri getirme konusunda rahatlayacağız.

Kia Niro Hybrid


-Her marka elektrikli otomobilini tanıtırken siz bu yıl içerisinde dizel motorlu bir model tanıttınız, neden?

Şu an konuşmalar çok subjektif yani sadece elektrikli otomobillerin hiç emisyonu olmamasına fokus olmuş durumda herkes. Fakat bir enerji kaynağına ihtiyaç duyuyor elektrikli otomobilde ve bu enerji elektrik ve elektrik de bir yerlerde üretilmek zorunda. Bakın Tebcetelem'in yapmış olduğu bir araştırma var 2012 yılından beri Cetelem Gözlemevi denilen bir çalışma grubu var ve her yılda periyodik olarak elektrikli otomobiller ve bunlara ilişkin etkilere yönelik Avrupa'da, Amerika'da ve Uzak Doğu'daki büyük ülkeler ilk 20 diyeyim G20'ye dair ülkelerin pazarlarını araştırıyorlar. Eğer elektrikleri sadece termik santrallerde üretiyorsanız, dünyada üretilen elektriğin yüzde 40'ı termik santrallerden üretiliyor. Elektrik sadece termik santralden üretiliyorsa araca gelen elektriğin CO2 emisyonu 180 gram.

Kia Sportage


Bizim lansmanın yaptığımız dizel Sportage'nin CO2 emisyonu 123 gram! Yani elektrikli araç kullanıyor olmanız çevreyi koruyorsunuz anlamına gelmiyor. Çok hızlı bir şekilde, öncelikle yenilenebilir enerjiyle elektriğin üretilmesi gerekiyor.

-Kia olarak Anadolu Grubu'nun çatısı altındasınız ve Anadolu Grubu Türkiye'nin otomobil girişimi grubunda yer alıyor. Her iki yönetiminde bu konuyla alakalı etkileşimi oluyor mu?

Bir etkileşim yok. Tamamen ayrı bir oluşum. Biz Anadolu Grubu çatısı altında hizmet faaliyet veriyoruz bir çok sektörde olduğu gibi otomotiv konusunda da çok yaygın faaliyet gösteren bir grup. Ama biz sadece Kia üzerinde çalışıyoruz. Orası çok farklı bir yönetim, biz de basından ve hükümet tarafından yapılan açıklamalar kadar bilgi sahibiyiz karşılıklı bir etkileşim yok.



-İlk çeyrekte 1015 adetlik otomobil satışı gerçekleştirmişsiniz, 2018 ilk çeyrekte ise bu rakam 1817 imiş. Sizce de Kia daha fazla satış yapmayı hak etmiyor mu?

Hak ediyor. Tabi çevre koşulları çok önemli hali hazırda ekonomik koşullar çok önemli. Toplam pazarda da yüzde 45-50'lere yakın daralmalar var. Biz de aslında pazardaki toplam daralmaya paralel bir daralma yaşadık. Şimdi yeni modellerimizle beraber geçen yıl içinde yüzde 1.5'luk pazar payımız vardı, bu yıl için kendimize set ettiğimiz hedef yüzde 2'lik yani nominal değerlerden bağımsız. En azından yüzde 2'lik bir pazar payı elde etmek istiyoruz. Bu anlamda da dizel Sportage'yi yavaş yavaş pazarda daha fazla duyurup daha fazla satmaya başladık. İşte Ceed modelimizin yenisi geldi, 7 sene sonra yeni Ceed'i satışa koyduk. Yeni modellerle beraber yüzde 2'lik pazar payını elde edeceğimizi düşünüyorum. Hani bu pazar koşulları biraz daha toplandığı zaman amiral gemimiz olan dizel Sportage'nin de katkılarıyla yüzde 2'lik pazar payını rahatlıkla elde edeceğimizi düşünüyorum.