21 yıllık iş hayatımın 18 yılını perakendede görevli olarak geçirdim. Ondan önceki üç yıl da mali müşavirlik yaptım. Ticaretin, patrona para kazandırmanın tüm aşamalarını yaşadım.
Uzun yıllar perakende sektöründe çalıştıktan sonra şimdi kâr amacı gütmeyen bir kurumda çalışıyorsunuz? Bu farkı tanımlar mısınız?
Karşı taraftan isterken istediğiniz konu o kadar ulvi ki birinin hayatına dokunuyorsunuz. Riskli hastalığı olan çocukların yüzde 72’sinin hayata geri döndüğünü duydum. Bu çocuklar hasta, artık ilaç tedavisi yaramıyor. Herkesten para istenebilir bu gerekçe ile.
Bir Dilek Tut çocuklara nasıl ulaşıyor?
Çocukların doktorları bizlere ulaşıyor. Biz doktorlar sayesinde çocukların imkanı olmadığını öğreniyoruz. Yaklaşık 1 yıl 1.5 yıl aynı odada kalan çocuklar var. 'Keşke bir odam olsa' diyorlar. Keşke bir gün uçağa binebilsem, keşke bir gün beni bir podyumda manken yapsalar gibi dileklerini biz doktorları sayesinde öğreniyoruz.
Çocuklar dileklerini doktorlarına söylüyor ve unutuyorlar. O kadar bilinç altına atılmış ki o gün onun olacağını ummuyorlar. Bisikleti olsun istemiş, o gün o bisikleti görünce nasıl hepimizi öptüğünü görmelisiniz.
Dernek için fon toplama sürecinden bahseder misiniz?
Çok farklı projelerle ilerlemek lazım. Şu an 10 değişik proje takip ediyoruz. Ülkede bugün buna kim para ayırır diye baktığımız zaman. Bu şekilde çalışan bir sürü dernek var. Artık markaların sosyal sorumluluğa para ayırmamış olanları müşteri tarafından tercih edilmiyor. Gelir tablolarını yayımlıyorsunuz. 40 yıl önce ABD’de kurulmuş bir organizasyonuz. 50 ülkenin bütçeleri serbest denetimcilerce denetleniyor. Türkiye’de toplanan paraların hepsi Türk vatandaşları için harcanıyor.
Bir Dilek Tut Türkiye’de ne zaman kuruldu?
Çok enteresan bir tesadüf olmuş. Bir Dilet Tut diye dernek Türkiye'de 2000 yılında zaten aynı isimle kurulmuş. 2009 yılına gelindiğinde ABD'deki organizasyon fark edilerek Türkiye’deki organizasyon ABD’deki organizasyona katılmış. Bir Dilek Tut bugüne kadar dünya üzerinde 40 bin çocuğun dileğini gerçekleşmiş.
Sizi en çok etkileyen proje?
Beni en çok etkileyen bir çocuğun dileğini gerçekleştirmek oluyor. Dileklerini gerçekleştirdiğimiz çocuklar için iyileşmeye dönük adım olarak görüyoruz etkinliklerimizi. Riskli hastalık grubunda olan 3-18 yaş arası çocuklara ulaşmaya çalışıyoruz.
Yeni projelerden bahseder misiniz?
Bir Dilek Tut olarak düzenli bağış projeleri ile ilerlemek istiyoruz. Bunu da çok yakında önemli bir kampanya ile açıklayacağız. Şu anda netleşmediği için açıklamak istemiyorum ama bu konudaki en önemli hassasiyet, bilinenin dışında bir şeyler yapmak olacaktır.
Dernek bugüne kadar neler yaptı?
40 bin çocuğun yaşamına dokunuldu. Dünyada 40 bin, Türkiye’de 4 bin. 50 ülkede olduğu var sayılırsa biz bu işte önemli bir kuruluşuz. Şu an dünyada benim gibi 50 CEO var. 50 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Sürekli yüzde 10’luk oranlarla daha yüksek dilek hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Operasyonel faaliyetlere sadece yüzde 20’sini harcayabiliyoruz. Topladığımız bağışların tamamını dileklere harcayamazsak kalan rakamı devlet bir şekilde el koyuyor. Onun için topladığımız bağışlar gerçekten çocuklara gidiyor. Yardımseverler bilmeli. Denetim açısından çok katkısı var. Bağımsız denetim kurumu tarafından denetleniyoruz. Hem de Türk devletinin tüm kurallarına uyuyoruz. Bunların hepsini bir arada yapmak çok önemli.
Önümüzdeki dönem projeleri?
Özel günlerde şu ana kadar standartta yapılan bazı davranışlar var. Bunların hiç biri yardıma dönüşmüyor. Özel günler için ne yapabiliriz ki? İnsanlar çiçeğe, çikolataya para harcayacağına çocukları yaşatmak için harcasınlar. Bunu düzenledik aslında. Çok yakında bu proje ile başlayacağız.
Eklemek istedikleriniz…
Yardım kuruluşu çok fazla var .Önemli olan güvenilirlik. Biz ayni (para olmayan) yardımlar da alıyoruz. Çocuk odası çocuk odalarını bize bağışlayan bağışçımızdan alıp yapacağımız eve beraber teslim ediyoruz. Bu ayni yardım doğru kişiye gitti. Montajı yapan ekip evi görüyor. Bunların hepsini koordine etmek lazım ki hem ayni bağışlar hem parasal bağışlar doğru şekilde toplansın.
