Matbaacılık sektörünün dünü, bugünü ve geleceği İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen bir panelle masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü İstanbul Ticaret Odası(İTO) Basım-Yayın Meslek Komitesi Meclis Üyesi Erhan Erken’in yaptığı‘İbrahim Müteferrika’dan Dijitale Matbaacılık Sektörü’ isimli panelin konuşmacıları Gazeteci-Yazar Hakan Güldağ, İstanbul Sanayi Odası Basım, Yayın Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Zekeriya Acar, İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi DekanıProf. Dr. Celalettin Aktaş, TGRT Haber Ekonomi Müdürü ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tüketim ve Tüketici Ürünleri Daire Başkanı Ziynet Berna Orhan oldu.

Panelde Osmanlı topraklarında ilk olarak 1727’de Vankulu Lügatı’nın İbrahim Müteferrika tarafından basılması ile başlayan matbaacılık, son yıllarda yaşanan dijitalleşme ile kabuk değiştirdiğine dikkat çekildi. Panelde İstanbul’da toplam 3 bin 250 matbaanın bulunduğu ancak yenilenmeye ayak uyduramayan önemli bir kısmının artık iş yapmadığına vurgu yapıldı. Dijitalleşmenin matbaacılık sektöründe önemli bir dönüşüme imza attığı belirtilen panelde önümüzdeki 5 yıl içinde dijital baskı pazarının 30 milyar dolara ulaşacağı tahmin edildi.

Baskı tekniklerinin gelişmesi ile yerini daha hızlı ve çeşitli baskı yapabilen dijital makinelere bırakan sektörün, dönüşerek varlığını koruyabileceği konuşuldu.
Tüm sektörlerin dijitalleşme karşısında gerilediğiancak bundan yalnızca ambalaj sektörünün etkilenmediği vurgulanan toplantıda, matbaacılığın ambalaj sanayi ile gelişimini sürdürebileceği belirtildi.

Büyükdede: Endüstriyel orman üretimi yapmamız gerekiyor

Panelin açış konuşmalarını ise Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan gerçekleştirdi.

Dijitalleşmeyle bilgi ve habere ulaşmanın çok hızlı hale geldiğine dikkati çeken Büyükdede burada yaptığı konuşmada, bunun matbaacılık ve basım sanayini yeni alanlar ve çalışma yöntemleri bulmaya zorladığını ancak matbaacılığın sadece kitap, dergi ve gazete basmakla sınırlı olmadığını, sektörün ambalajdan etiketlemeye kadar çok geniş ve çeşitli birçok alanı kapsadığını vurguladı.

Büyükdede, “Kağıt sektöründeki KDV oranlarının düşürülmesi için çalışacağız. Türkiye’deki endüstriyel alanları yeniden planlıyoruz. Ülkemizde sanayi alanları, toplam büyüklüğümüzün binde 34’üne tekabül ediyor. Bu rakam İtalya’da yüzde 2.2, Almanya’da yüzde 4.5. Ayrıca kenevirin de yalnızca tarım ürünü olarak değil bir sanayi ürünü olarak da ele alınmasını istiyoruz” dedi.

Sadece hurda kağıt geri dönüşümünün sektör için yeterli olmadığını belirten Büyükdede, “Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte yeni yapay orman alanları üreterek kağıt hammaddesi ihtiyacımızı karşılamak için bir çalışma başlattık. Endüstriyel orman üretimi yapmamız gerekiyor. Şu anda kenevir sahaları nerelerde olmalı, bunun için çalışıyoruz. İlk etapta 60 bin hektarlık bir yerin devreye girmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.

Avdagiç: Değişim korku değil, umut oluşturmalı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de matbaanın mekanikleşip yaygınlaşmasıyla dünyanın yaşadığı büyük değişim arasında bir paralellik olduğuna dikkati çekerek, matbaa sayesinde kitapların geniş halk kitlelerine ulaştığını ve halkın yazının ilettiği mesaja doğrudan muhatap olduğunu söyledi.

“Değişim korku değil, umut oluşturmalı” diyen Avdagiç, matbaacılığın hiçbir zaman bitmeyeceğini de belirterek, “Bu sektörün önemli bir özelliği, değişimlere çabuk uyum sağlayabilmesi. Yazı var oldukça onun basımı da olacak. Önemli olan değişimi doğru okuyabilmek” diye konuştu.

Türk toplumunun matbaa ile tanışmasına dönemin sadrazamına sunduğu rapor dolayısıyla büyük etkide bulunan Müteferrika’nın matbaa için ortaya koyduğu öngörülerin bugün hala dijitalleşme için geçerli olduğunu anlatan Avdagiç, “Dijitalleşme bugün geniş halk kitlelerinin bilgiden daha hızlı yararlanmasını sağlayacak. Tıpkı 292 yıl önce matbaanın yaptığı gibi bugün de dijitalleşmenin doğru kullanımı, İslam medeniyeti olarak ortaya koyduğumuz eserlerin, günümüzde Müslümanlar arasında yayılmasını temin edecektir. Kitaplara konulan dizinle, bugün istediğimiz bilgiye hemen ulaşmamızı sağlayan arama motorları arasında fark yok. Müteferrika, matbaayla her şehre daha kolay kütüphane kurulacağını vurguluyordu. Şimdi internete bağlı her bilgisayar, evimizdeki, masamızdaki milyonlarca kitaplı bir kütüphanedir. Öğrenciler için bilgi ve hayat kaynağıdır. Müteferrika, ayrıca Avrupalılardan önce davranmamız gerektiğine işaret ediyordu. Bu durum en çok da günümüzde geçerlidir. Şimdi biz bu dijitalleşmeyi kendimiz kullanmazsak, içini kendimiz doldurmazsak İbrahim Müteferrika’nın 300 yıl önce söylediği gibi Avrupalılar yalan yanlış şeyleri bizim insanımıza gönderir” diye konuştu.

Matbaacılığın gazetecilikten dergiciliğe, ambalajdan etiket ve boyacılığa kadar birbirinden farklı çok geniş ve çeşitli dalları olduğuna işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti:

“Matbaacılığın sadece kendisi değil etkisi de büyük bir sektör. Küreselleşme ve dijitalleşme çağında birçok meslek belki tarihe karışıyor, karışacak. Ama bana göre matbaacılık sektörü bunlardan biri değil. Çünkü bu sektörün başka sektörlerde olmayan bir özelliği var, o da sektörün kendini çağının şartlarına hızlıca uyarlayabilmesidir. Dünya ve sektör yeni bir yön alırken, değişim rüzgarları bize korkudan çok umut getirmeli. Çünkü bizim güçlü bir dayanak noktamız var. O da yazının bizzat kendisidir. Yazı var oldukça onun çoğaltılması da varlığını sürdürecektir. Burada tek önemli nokta, matbaadan dijitalleşmeye evrilen süreçte değişimi iyi kavramak, yorumlayabilmek ve buna göre çözümler geliştirmektir” diye konuştu.

Bahçıvan: Ürünlerimiz kaliteli ancak hammaddede dışa bağımlılık sürüyor

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ise “Dijital baskı pazarı önümüzdeki 5 yılda 30 milyar dolara ulaşacak” dedi. Birbirinden farklı onlarca sektörün dijital baskıdan faydalandığını ifade eden Bahçıvan, “Ürettiğimiz ürünler çok kaliteli, ancak hammadde girişinde dışa bağımlılığımız sürüyor” diye konuştu.

Kağıt sektöründe 2 milyar dolarlık ihracatın ve 70 bin kişilik istihdamın söz konusu olduğunu ifade eden Bahçıvan, “Kağıt sektörünün ana maddesi olan selülozu yeniden üretiyor olmamız lazım. Basın ve yayın sanayinin dijital bir devrim ile ilerleyeceğine inanıyorum” dedi.

Bahçıvan, Türkiye'nin Avrupa ile aynı kalitede ürünler ortaya koyabilen bir sektöre sahip olduğuna dikkati çekerek, hem yarattığı katma değer ve hem de istihdam açısından önemli bir sanayi sektörü olan matbaacılık sektörünün bazı önemli yapısal sorunları olduğunu söyledi.

Basım sanayisinde kaliteli ara girdi kullanımı ve ileri teknolojili makine parkı bulunmakla birlikte bu sektörde son derece büyük bir dışa bağımlılık söz konusu olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Basım sanayi sektöründe var olan nitelikli ve tecrübeli insan kaynağı önemli bir rekabet avantajı oluştursa da teknoloji ve bilgi yoğunluğundaki artışın yanı sıra bilgisayar ve dijital tabanlı yapıya geçiş, vasıflı ve vasıfsız iş gücü açığının artmasına sebep olmaktadır” dedi.

Kağıt sektörüne odaklı faaliyet gösteren Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısının son yıllardaki artışa rağmen halen çok yetersiz olduğunu dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti: “Kağıt sektörü Ar-Ge ve teknoloji bağlamında üniversite-sanayi işbirliğine en çok ihtiyaç duyduğumuz sektörlerden birisi halindedir. Biz İstanbul Sanayi Odası olarak sadece bu sektöre yönelik değil, tüm sektörleri kapsayacak şekilde yeni bir üniversite-sanayi işbirliği anlayışının şekillenmesi için uzun zamandır mücadele veriyoruz. Yeri gelmişken ifade etmek isterim ki; bu alanda tüm sektörlerin daha fazla gayret göstermesi bizlerin ve ülkemizin aydınlık yarınları için büyük bir önem arz ediyor.”

AA