Reuters'ın sorularını yanıtlayan DEİK İcra Kurulu Başkanı ve Türkiye-Ortadoğu Bölgesi Koordinatör Başkanı Rona Yırcalı, Çin şirketlerinin bölgede artan rekabet gücünün yarattığı tedirginliğe dikkat çekerken, rahatsızlık yaratan diğer bir konunun da ABD'nin İran yaptırımlarının yarattığı belirsizlik olduğunu söyledi.

Yırcalı, Türkiye'nin ABD'nin İran'a yaptırımlarından Mayıs ayına kadar muaf olduğunu hatırlattı, ancak yaptırımların Türkiye'yi gelecek dönemde de etkilemeye devam edeceğini belirtti.

Türkiye'nin İran ve Arap yarımadasındaki ülkelere ihracatı 2012 yılından bu yana gerileme eğiliminde. İhracat geçen yıl yüzde 7.6 daralarak 22.1 milyar dolara indi.

Ortadoğu ekonomilerinin İran haricinde büyümeye devam etmeleri sonucunda ise Türkiye'nin bu ülkelere ihracatının artmasını beklediğini söyleyen Yırcalı, "2019'da Ortadoğu'ya ihracatımızın yüzde 10 artmasını bekliyoruz. Bölgeye ihracat artışımızın büyük çoğunluğunun Irak kaynaklı olacağını öngörüyoruz. DAEŞ sonrası yeniden toparlanmaya geçen Irak'a ihracatımızın yüzde 20 artmasını bekliyoruz" dedi.

GELECEKTE BÖLGEDE ÇİN REKABETİ


Yırcalı, Beijing'in bölge ülkelerine yaptığı bağışlar ve verdiği krediler sayesinde Çinli şirketlerin bölgede avantaj sağladığını belirterek, "Bilhassa 'Kuşak ve Yol' projesini Çin devleti bire bir takip ettiğinden ve o projenin bir ucu da burada olduğundan Çin devletinin bu bölgede önemli girişimleri var" dedi.

Çin devleti, birkaç yıl önce başlattığı Kuşak ve Yol adlı proje ile Avrupa'ya uzanan kara ve deniz yolları üzerindeki ülkelerde büyük altyapı projelerine finansman desteği sağlıyor ve projelere ortak olmaya çalışıyor.

DEİK tarafından verilen bilgiye göre Çin, Kuşak ve Yol projesi kapsamında Umman ve Kuveyt'te büyük ölçekli yatırımlar yapıyor.

Çin'in bölgeye girişinin önümüzdeki yıllarda Türk şirketlerini etkileyeceğini belirten Yırcalı, "Türk Eximbank Türk girişimcilerine bölgede belirli oranlarda destek sağlıyor.

Fakat Çin ile kıyasladığımızda kategorilerimiz farklı ve aldığımız destekler içinde ileriki dönemlerde bu durum  rekabette bizi biraz zorlayacak" dedi ve ekledi:

"Çin'in devlet kuruluşlarıyla rekabet etmenin ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz." DEİK tarafından verilen bilgiye göre Umman, Kuveyt ve Irak, ihracatı Çin'e en bağımlı ülkeler arasında yer alıyor.

İRAN YAPTIRIMLARI


Türkiye'nin ticaret ilişkilerini etkileyen gelişmelerin arasında ABD'nin, Türkiye'nin doğalgaz ve petrol tedarikçisi İran'a başlattığı yaptırımlar da bulunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump geçen yıl Mayıs ayında İran nükleer anlaşmasından ülkesini çekti ve bu anlaşma uyarınca kaldırılan İran'a yönelik petrol ve mali yaptırımları Kasım ayında yeniden devreye aldı.

"İran'da ABD'nin yaptırımları bizi etkileyecek diye düşünüyorduk ama son zamanlarda beklediğimizden daha fazla etkilediğini ve etkileyeceğini düşünmekteyiz" diyen Yırcalı, ABD'nin İran yaptırımlarından Türkiye'yi geçici olarak muaf tuttuğunu
hatırlattı ve şöyle konuştu:

"Ama bu senenin ilk yarısında (muafiyetler) dolacak, ondan sonra ne olacağı önemli olacak. Yanımızda böyle bir kaynak dururken, başka bir yerden almak durumunda kalmanın bizim için handikap olacağını söylemek doğru olur."

Türkiye'nin de aralarında bulunduğu sekiz ülkenin İran'dan sınırlı miktarda petrol ithal etmesine imkan veren muafiyetler Mayıs ayında sona erecek. ABD muafiyetleri uzatsa bile İran'dan ithal ettikleri petrolü azaltmalarını istiyor. İran ile sınır komşusu olan ve diğer ülkelere kıyasla petrol-doğal gazdan daha geniş ticaret ilişkileri bulunan
Türkiye, ABD'nin yaptırımlarına karşı çıkıyor.

IRAK'TA TÜRK YATIRIMCILARINA 5 MİLYAR DOLAR


Yırcalı, Irak ile ticaretten bahsederken, Türkiye'nin geçen yıl Şubat ayında Irak'a sağlayacağını açıkladığı 5 milyar dolar krediye de değindi.

Türkiye, İslam Devleti militan örgütü ile savaş sırasında Irak'ın gördüğü zararın giderilmesi ve ülkenin yeniden imarı için geçen yıl düzenlenen konferansta, Türk şirketlerin Irak'ta üstleneceği projeler için 5 milyar dolar kredi vaadinde bulunmuştu. Yırcalı, Türk yatırımcıların Irak'taki altyapı ve enerji yatırımlarının yanı sıra gıda ve sağlık alanı için sağlandığını belirttiği kredi teklifinin devreye alınması için Irak tarafının harekete geçmesinin beklendiğini ifade etti.

Yırcalı, "Bir nevi Eximbank'ın (kredileri) gibi... Fakat oradaki hükümetin bu tür şeylere dönük çalışma imkanı- olmadığından dolayı tam işleme giremediğini görüyoruz" dedi. Türkiye'nin başlıca ihracat destinasyonlarından olan Irak'taki siyasi durumdan dolayı son yıllarda pazarın eski canlılığını yitirdiğini belirten Yırcalı, "Fakat bu yıldan itibaren yakınlaşma ve normalleşmeden dolayı yüzde 20 civarında  ihracatımızda artış olacağını düşünüyoruz, 2019 dahil olmak üzere" dedi.

ARAP BAHARINDAN SONRA GERİLİMLER TÜRKİYE TİCARETİNİ ETKİLEDİ


Arap Baharı olarak adlandırılan gösteriler sonucu çoğu Arap ülkelerinde kurulu siyasi düzen sarsılırken, bazılarında gösteriler iç savaşa dönüştü. Geçen yaklaşık 10 yıl zarfında bölgede neredeyse yarım düzine iç savaş veya geniş çaplı çatışma çıkarken, enerji fiyatlarındaki sert düşüşler ekonomileri petrol ihracatına dayalı bu ülkeleri hırpaladı.

Yırcalı, son olarak Suudi Arabistan önderliğindeki Arap ülkeleri ile Katar arasındaki gerilimin de Türkiye'nin ticaret ilişkilerini
etkilediğini belirtti.

Yırcalı, "Bir kere pazarlarımız azaldı, oradaki olumsuz gelişmeler pazarlarımızı zayıflattı. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Suriye, Irak ve Lübnan'da alınan kararlardan dolayı ekonomimiz için önemli bu pazarların kapanması veya zayıflaması bizi zora soktu" dedi.

Bir diğer sorunun ticaret yollarının kapanmasından kaynaklandığını söyleyen Yırcalı, "Katar'la çok iyi münasebetimiz oldu ama oraya mal göndermekte zorluk çektik. Suriye'de savaş olduğu için gönderemedik, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan müsaade etmedi düşmanlıkları olduğu için, buna benzer şeylerimiz oldu" dedi.

REUTERS