Marmara Üniversitesi’nin İstanbul içindeki dağınık durumda olan kampüslerinin Küçükçekmece Gölü kıyısındaki yaklaşık 1 milyon metrekarelik arazide toplanması planlanıyordu. Ancak TOKİ, Maliye Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Marmara Üniversitesi arasında 2016’da imzalanan protokol ile Marmara Üniversitesi'nin Maltepe'de bulunan Orgeneral Kenan Evren Kışlası’nın arazisine taşınmasına karar verildi. Üniversiteye Maltepe’deki askeri arazi tahsis edilince Küçükçekmece Halkalı’daki arazinin üniversite olarak kullanılmasından vazgeçildi. Dev arazi, TOKİ’ye devredildi. TOKİ tarafından da Emlak Konut A.Ş’ye satılan arazide etaplar halinde “Bizim Mahalle” projesi geliştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 15 Ağustos 2017 tarihinde üst ve alt ölçekli planlarda değişikliğe giderek Küçükçekmece Halkalı'daki yaklaşık 1 milyon metrekarelik arazinin “yüksek öğretim” olan imar durumu “konut+ticaret” olarak belirledi. Plan ile dev arazide; konut, rezidans, iş merkezi, AVM, otel, motel, banka ve finans kurumları yapılmasının önü açıldı.

MAHKEME REDDETTİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı plan değişikliğine Küçükçekmece Belediyesi’nin o dönemki CHP’li meclis üyeleri Erhan Aslaner, Bekir Güler, Nurettin Aydın ve Enis Koçak tarafından iptal davası açıldı. İstanbul 12. İdare Mahkemesi davayı 12 Aralık 2018 tarihli kararı ile reddetti.

İSTİNAF RET KARARINI BOZDU

Bunun üzerine CHP’li Erhan Aslaner kararın kaldırılmasını isteyerek istinaf mahkemesine gitti. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4.İdare Dava Dairesi itirazı 6 Eylül 2019 tarihinde karara bağlayarak kısmen bozdu. Dava konusu nazım ve uygulama imar planının kamu yararı, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı olarak yapılıp onaylanması nedeniyle hukuka aykırı olduğundan iptal edilmesi gerektiği belirtilerek aksi yöndeki mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği kaydedildi. Mahkeme istinaf talebinin kısmen kabul ederek nazım ve uygulama imar planına ilişkin ret kararını kaldırarak imar planlarını iptal etti. Dava konularından biri olan Çevre Düzeni Planı’nda yapılan değişikliğe ilişkin itirazı ise reddetti.

ONAYSIZ EVRAK GÖNDERİLDİ

Mahkeme kararında nazım ve uygulama imar plan paftalarına bakıldığında çevresinden bağımsız değerlendirildiği izleniminin uyandığı, çevre yapılaşma şartlarına paftalarda ve açıklama raporunda rastlanmadığı kaydedildi. Bu nedenle davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ara kararlar ile iki kez istenilmesine karşın yapılaşma şartlarını gösteren uygulama imar planlarının dosyaya sunulmadığı, sadece davalı idare tarafından hazırlandığı anlaşılan ve uydu fotoğrafları üzerine yazılı bir takım yapılaşma şartlarını gösteren onaysız bir evrakın gönderildiği kaydedildi.

NÜFUS VE YAPI VARSAYIMSAL OLARAK BELİRLENMİŞ

Mahkemenin ara kararları üzerine verilen cevabi yazı ve eklerinden; dava konusu alan ve çevresine ait uygulama imar planları büyükşehir ve ilçe belediyelerinden temin edilmeden varsayımsal olarak nüfus ve yapı yoğunluğunun belirlendiğine dikkat çekilen kararda bu açıdan nazım ve uygulama imar planlarında hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine varıldı.

RÜZGAR VE GÜNEŞ AYRINTISI

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği gereği yapı nizamı, bina yüksekliği, yapı yaklaşma mesafesi gibi yapılaşmaya ve uygulamaya ilişkin kararların uygulama imar planı ile belirlenmesi gerekirken dava konusu planda blok şekli, çekme mesafesi, yapıların nizamı gibi hususların serbest bırakıldığı oysa bunların planda açıkça belirtilmesi gerektiği vurgulandı. Bu şekilde yapılacak binalar neticesinde çevredeki binaların rüzgar ve güneş almasının engellenebileceği, ayrıca mevzuatta hangi yerlerin inşaat alanına dahil edileceğinin ayrıntılı olarak açıklandığı halde mevzuata aykırı olarak katlardaki hobi bahçeleri gibi kullanımların inşaat alanı hesabının dışında bırakıldığı belirlendi.