Emekli Koramiral Atilla Kıyat, Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi tartışmalarına, çarpıcı bir değerlendirmeyle katıldı. Atilla Kıyat, SÖZCÜ’ye şunları anlattı:

TRAKYA’YI SAVUNMAK: Kanal İstanbul, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan, hatta evden olma projesidir. Montrö Sözleşmesi’ni bilenler, ne demek istediğimi anlar. Ekolojik sonuçlarını değerlendirmeyi bilim insanlarına bırakıyorum. Bir gün Trakya’yı savunma durumunda kalırsak ne olur, bu değerlendirmeyi de karacı arkadaşlarıma bırakıyorum.

Atilla Kıyat


2009’DAKİ ZİYARET: ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, daha önce ülkemizde ABD Büyükelçisi idi. Kayseri’de  benim genel müdürü olduğum şirketin tekstil fabrikasını ziyaret etmek istedi. ‘Buyurun’ dedik, geldi. ‘Siz Kuzey Deniz Saha Komutanı idiniz, Karadeniz ve Boğazlar’dan sorumluydunuz, Türk ve ABD Donanmaları, Karadeniz’de çok iyi şeyler yapabilir’ dedi. ‘Tabii ki ama, Montrö Sözleşmesi prensipleri dahilinde’ dedim. ‘Türkiye ve ABD istedikten sonra kimse bir şey yapamaz’ dedi. ‘Hayır büyükelçi, bu sözleşme Türkiye için hayati öneme haizdir ve hiçbir nedenle dışına çıkmayız’ dedim. Sustu, niyeti Karadeniz’e çıkaracakları gemilerden atılacak füzelerle, Ortadoğu’daki hedefleri, hiçbir tehdide maruz kalmadan vurmaktı. Ankara’ya giderek, görüşmeyi Deniz Kuvvetleri Komutanı’na aktardım. ‘İlgililere aktarabilir miyim’ dedi. ‘Tabii ‘dedim ve MGK’da paylaştığını öğrendim.

GÜNDEME GELMEMELİ: Montrö ile Boğazlar’dan geçiş özgürlük hakkına sahip olmasına rağmen geçiş kuralları Türkiye’nin koyduğu kurallara bağlıdır. Kuvvetler dengesini koruyan anlaşmadır. Kanal yapıp geçişlerin oradan yapılmasını zorlarsanız Montrö masaya yatırılacaktır. Montrö’yü gündeme getirecek
her şeyden uzak olmalıyız. Bu Türkiye’nin izlediği politika.