Gezi Davası’nın 4. duruşması bugün Silivri'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. 784 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve 15 sanığın yargılandığı dava bugün ve yarın devam edecek. Davada, eylemler sırasında zarar gördüğünü iddia eden kişiler de dinlenecek. Kavala'nın avukatları ise AİHM’in verdiği ihlal kararı doğrultusunda tahliye talebinde bulunacak.Mahkeme karşısına çıkan sanıklar, "hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle toplamda 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.

16 SANIK İÇİN 606 YILDAN, 2 BİN YILA HAPİSLERİ İSTENİYOR 

İddianamede 746 müşteki yer alırken, müştekilerin başını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 61. hükûmetin bakanları çekiyor. Davada 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor.

Gezi davasının dördüncü duruşması AİHM'in Osman Kavala hakkında verdiği ihlal kararının ardından bugün görülmeye başlandı.

BİZE VERİLEN GÖREVİ YAPTIK


Duruşmanın başlamasının ardından tanıklar söz aldı. İlk olarak Güvenlik Şube Amiri Ercan Orhan Aydın dinlendi. Olaylar boyunca çeşitli noktalarda görev yaptığını ve eylemcilerin mancınık sistemiyle kendilerine ateş ettiklerini belirten Aydın, “Dosya sanıklarının fotoğraflarını bana gösterdiler, oradan tanıdıklarımı söyledim. Söz sahibi değildim, ne emir verilse onu yapıyorduk. Gezi Parkı nasıl başladı ne oldu basından biliyorum. Ağaçlar kesilecek, işte gruplar geliyor. Biz o dönemli güvenlik şube merkezi ve çevik kuvvet olarak bize yapılan görevi yapıyorduk. İdeolojik olarak kim neydi, değildi karmaşıktı” dedi.

Mahkeme Başkanının "Bizim dosyamızdaki sanıkların bu eylemlerin derinleştirilip yaygınlaştırılmasına yönelik herhangi bir basın açıklaması, toplantı oldu mu? sorusu üzerine

Aydın şöyle devam etti:

"Twitter vardı. Ben o zaman da şimdi de sosyal medya kullanmıyordum. WhatsApp'tan takip ediyorduk. Sosyal medya üzerine bir masamız var, onlar çağrıları takip ediyordu. Dolmabahçe'ye, oraya buraya çağrı olunca haber ediyorlardı.

Gezi Parkı'nda Ali Çerkezoğlu'nu gördüm. Can Atalay, bu konuda Taksim Dayanışması'ndan şubeye gelen gördüğümüz birisiydi. Gündüz pek bir şey olmuyordu. Onları görüyorduk ama şu şunu yaptı diyemem. Benim müzakere yetkim yoktu. Eylemle ilgili görmedim, ama avukat olarak gözaltı için geldiği oldu. Bir iki defa alanda anons yapmam istendi, onu yaptım.”

[old_news_related_template title="Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi" desc="Osman Kavala ve 15 sanığın yargılandığı davanın 4. duruşması bugün Silivri'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/12/24/iecrop/kavala2_16_9_1577183680.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/son-dakika-osman-kavalanin-tutuklulugunun-devamina-karar-verildi-2-5527812/"]

KAVALAYI İLK KEZ GÖRÜYORUM

Osman Kavala’nın avukatı İlkan Koyuncu söz alarak Aydın'a "Osman Kavala'yı bu olayları organize ederken gördünüz mü" sorusunu yöneltti:

Aydın bu soruyu "Ben Osman Kavala'yı fiziki olarak ilk defa burda gördüm" dedi.

Bunun üzerine Koyuncu, “Polise şiddet eylemleri sırasında Osman Kavala (OK)'yı gördünüz mü?" diye sordu. Aydın, cevabını yineleyerek Kavala’yı görmediğini söyledi.

Bu cevap üzerine Gezi Davası avukatlarından Bahri Belen söz alarak, "Ercan Bey, dediniz ki bazı basın açıklamaları oldu. Bütününe baktığımızda benim soracağım sorunun cevabını verdiniz. Ama tekrar sormak istiyorum: Can Atalay'ın da topluluğu bir eyleme yönelten davranışını gördünüz mü?"

Can Atalay’ı avukat kimliğiyle biliyorum diyen Aydın, “Onu eylemde gördüm. Fakat taş ve molotof atarken değil. Basın açıklaması yapılacak diye istihbarat notu geliyordu."

‘MASKE DEĞİL LİMON SATIYORLARDI’

Bahri Belen ayrıca, sokak aralarında gaz maskesi satıldığına ve Divan Oteli’nde gaz maskelerinin dağıtılıp dağıtılmadığını Aydın’a sordu.

Soruyu, "Gaz maskesi görmedim ama limon çok satıyorlardı" diyerek yanıtlayan Aydın şöyle devam etti:

"Divan Oteli’nde gaz maskesi verildiğe şahit olmadım; basından okudum. Herhangi bir örgüte ait maskeyi görmedim duymadım."

KAVALA: BANA DAİR BİR BİLGİ VEREMEDİLER

Saat 11.20’de tanık olarak İstanbul Güvenlik Şube'de görevli Hasan Gül'ün dinlenmesine başlandı.

Mahkeme Başkanı Gül’e, “‘Buradaki sanıklardan bu organize içinde gördükleriniz kim var? Bu eylemcileri yardım aldığını gördünüz mü? Divan Otel ya da Cezayir Restoran'da?” diye sordu.

Hasan Gül ise görmediğini belirterek, “Kurumsal anlamda öyle bir şeye şahit olmadım.Parktayken insanların dışarıdan bir şeyler getirdiğini gördüm. Hem olay olacak, hem destek olacak biz buna müsade etmezdik” dedi.

Osman Kavala'nın müdafii İlkan Koyuncu: “Şiddet eyleminde bulunan kişilere şahit oldum demişsiniz. Kavala bu şahıslardan biri midir?” diye soraması üzerine, Gül, Kavala’nın olmadığını söyledi.

Avukat Bahri Belen ise, “Görüşmelerde güvenlik şubenin önemli görevlerinden biri karşı tarafın ne istediğini anlamaktır dediniz. Ne istiyorlardı?” diye sordu.

Hasan Gül: “Açıklama yapıp dağılacağız deniyordu. Müzakerelerde sorun çıkmıyordu. Ama açıklama bitip dağılırken zaman zaman sıkıntılar çıkıyordu, müdahaleyi gerektiren şeyler oluyordu.”

Tanık beyanlarına karşı Osman Kavala söz aldı ve “Tanıklar benim herhangi bir şiddet eylemine katılmış olduğuma dair ya da yönlendirmiş olduğuma dair ya da Gezi Olayları'nda yönlendirici olmuş olacağıma dair bilgi vermediler” dedi.

MÜCELLA YAPICI: TANIKLAR İDDİALARIN ASILSIZ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR

Mahkemede hazırlanan Mücella Yapıcı ise "Yaptığımız basın açıklamaları en temel haklarımızla ilgiliydi. Ben özellikle bu konuda yargılandım ve beraat ettim. Fakat bir şey beni rahatsız etti. Tanıklıkta biraz yönlendirme var mı diye düşünmeye başladım, ifadeleri okuyunca ama hukukçu değilim. Tanıklar da aslında iddianemenin asılsız olduğunu gösteriyor" ifadesini kullandı.

'OSMAN KAVALA: İDDİANAME SUÇSUZLUĞUMU GÖZLER ÖNÜNE SÜRÜYOR'

784 gündür tutuklu olan Osman Kavala söz alarak,  Önceki celselerde Gezi Olaylarını planladığım ve organize ettiğim iddialarının dayanaksız olduğunu ifade ettim. MASAK raporları bir kaynak aktarmadığımızı gösterdi. Sanık avukatları iddianamedeki dinlemelerin hukuksuz olduğunu, çalışmaların Gülencilikle suçlanmış görevlilerle yapıldığını ortaya koydu. Bu iddianame suçluluğumu değil, suçsuz olduğumu gözler önüne süren bir belgedir. 26 tahliye talebim, benzer gerekçelerle reddedildi. Özgürlüğümün değeri evrensel normlara dayanıyor. AİHM kararı da bunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum" dedi.