AKP Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlendiği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Yerel seçimler öncesi AK Parti teşkilatının sahada olduğunu söyleyen Çelik, bu süre içerisinde önemli olayların olduğunu belirtti.

'ÖNEMLİ VE VAHİM İDDİALAR'

Millet İttifakı'nın CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş hakkında basında yer alan iddiaları takip ettiklerini vurgulayan Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Bizim kendi incelememiz sonucunda vardığımız sonuçlar; belgeli, bilgili sonuçlar olarak vahim doğrusu bazı durumların olduğunu ortaya çıkardı. Öncelikle Yavaş ile ilgili olarak ortaya atılan iddia, sahte senet kullanarak icra takibi yaptığına dairdir. Bu konuda günlerdir haber çıkıyor. Fakat ne Mansur Yavaş'ın kendisi ne CHP Genel Başkanı ne de yönetimi açıklama yapmıyor. Bu çok ağır bir iddiadır. Bir siyasetçi için ve Türkiye'nin başkentine aday olmuş birisi için aday gösterilmiş bir kişi için son derece vahim bir iddiadır. Siyasetten biraz anlayan birisi anında bunlara bir şekilde cevap verirdi. Fakat bu konuyu nedense sistematik olarak görmezden gelme, üstünü örtme gibi tavırları var."

Yavaş'ın sahte bir senedi 2015'te icra takibine koyarak vatandaştan 600 bin dolar tahsil etmeye çalıştığının iddia edildiğine işaret eden Çelik, "Tabii bunun neticesinde Mansur Yavaş ile ilgili olarak yasal süreç başlatılıyor. Neticede bu imza incelendiğinde, senetteki imza incelendiğinde vatandaşa ait olmadığı, jandarmanın ve emniyetin bilirkişilerince açıkça ortaya koyuluyor. Ayrıca bu imzanın ilgili vatandaşa ait olmadığı adli tıp raporlarında da sabit hale gelmiştir. Bu senedin sahte olduğunu ortaya koyuyor. Tabii sahte senedin tespitiyle ilgili icra takibi iptal edilmiş oluyor. Ve mahkeme Mansur Yavaş ile ilgili olarak kötü niyet tazminatına ve para cezasına hükmediyor. Dava süreci sonuçlanıyor 2016 yılında, Yargıtay tarafından onanıyor ve kesinleşiyor" diye konuştu.

'YARGI İÇERİSİNDE ÖRGÜT KURMAK'

Mansur Yavaş'ın sahte senet takibi yaptığı, bu senetteki imzaların sahte olduğuna dair raporların kesin olduğu, yargı neticesinde kötü niyet tazminatına ve para cezasına çarptırıldığı ve bunun Yargıtay tarafından onandığı bir tabloyla karşı karşıya olduklarını söyleyen Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Yani devam eden bir süreçten bahsetmiyoruz. Dolayısıyla bu açıdan basında ortaya çıkan iddialara niye cevap verilmediği, CHP yönetimi tarafından ve ilgili aday tarafından niye örtbas edilmeye çalışıldığı da ortaya çıkmış oluyor. Bu tazminat ve cezaların Yargıtay tarafından onanma ve kesinleşme tarihi 2016 yılı. Tabii olay devam ediyor. 2015 yılından sonra bu zamana kadar Mansur Yavaş ile bu vatandaş arasında karşılıklı iddialarla ilgili 28 ayrı soruşturma, dava ve icra takipleri devam ediyor. Tabii burada esas söz konusu olan, 'resmi evrakta sahtecilik, şantaj ve menfaat temini', en vahimi 'yargı içerisinde örgüt kurmak ve kişisel ilişkilerle nüfuz ticareti yapmak' gibi suçlamalarla ilgili olarak süreç devam ediyor. Bu bahsettiğim kesinleşmiş yargı sürecinden sonra 28 ayrı dava ile ilgili olarak Mansur Yavaş'a yöneltilen suçlamalar bu şekilde. Yine avukatlık mevzusu ile ilgili olarak da Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde, avukatlık suçlarıyla ilgili olarak Mansur Yavaş hakkında devam eden bir ceza davası olduğu söylenmektedir."

'SAHTE SENETLE İCRA TAKİBİ YAPMIŞ MIDIR, YAPMAMIŞ MIDIR?'

Ömer Çelik; Mansur Yavaş'ın ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu saatten sonra kamuoyuna açıklama borcunun bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

"CHP'nin Ankara'ya belediye başkanı olarak önerdiği bu şahıs sahte bir senetle icra takibi yapmış mıdır, yapmamış mıdır? Biz dava sürecinin kesinleştiğini ve yargı tarafından onandığını ve bu şahsın para cezasına, kötü niyet tazminatına çarptırıldığını söylüyoruz. 2016 yılında da Yargıtay tarafından bu kesinleşmiş. Dolayısıyla bunun açık bir şekilde ortaya koyulması gerekir. Bu şahıs sahte senetle icra takibi yapmış mıdır, yapmamış mıdır? Bununla ilgili olarak kesinleşmiş yargı süreci var mıdır, yok mudur? Bu kesinleşmiş karar bilinmesine rağmen, günlerdir basında bu iddialar yer almasına rağmen CHP yönetimi ve Türkiye'nin başkenti olan Ankara'yı yönetmeye aday olan bu kişi niçin açıklama yapmamıştır. Mansur Yavaş bu sahte senetle ilgili olarak, 'Söz konusu vatandaştan alacağım vardır' diyor. Bu alacağının hangi hizmete karşı olarak olduğunu sormak gerekiyor. Çünkü bu şahsın müvekkili değil. Dolayısıyla bir avukatlık ilişkisi içerisinde vekili değil. Dolayısıyla hangi ilişkinin neticesi olarak bu alacaktan bahsedilmektedir?"

'TARİHE GEÇECEK BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

CHP yönetimin bu durum karşında sessiz kaldığını ve niçin cevap vermediğini soran Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Vatandaşın önüne temiz aday çıkartmak bütün siyasi partilerin görevidir. Böyle bir şeyin bilinmemesi mümkün değil. Bunu bilmenize rağmen, hangi siyasi ahlak prensibiyle uygun olduğunu düşünüyorsunuz? En önemli konu da şudur; Hakkında bu şekilde iddialar olan birisini, Ankaralıların önüne belediye başkan adayı olarak çıkartma konusundaki tutumunuz devam edecek midir? Israrınız var mıdır? Bahsedilen şeyler; 'resmi evrakta sahtecilik, yargı içinde örgüt kurmak gibi tehdit, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal, kaçak işçi çalıştırmak, görevi kötüye kullanmak' ile ilgili olarak da yargı süreçleri devam ediyor. Dolayısıyla Türk siyasi hayatı açısından, tarihe geçecek bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Bu vahim suçlamalara Mansur Yavaş'ın ve CHP'nin cevap vermesi gerekir. Niçin buna şimdiye kadar cevap verilmemiştir? Niçin bir açıklama yapılmamıştır? Ankaralıların bunu bilmesi gerekiyor. Birkaç yılda bir CHP tarafından kurtarıcı olarak Ankara'ya aday olarak gösterilen bir şahıs söz konusu. Seçimi kaybettikten sonra ortadan kayboluyor. Sesi duyulmuyor, kendisi görülmüyor. İki seçim arasında aday olmanın dışında ne iş yaptığını, nelerle uğraştığını bilmek vatandaşın hakkı. Bu esnada adının hangi olaylara karıştığını bilmek de vatandaşımız hakkıdır."

'ANKARALI SEÇMENE HAKSIZLIK'

Ömer Çelik, "Sahte senetle icra takibi başlatan ve bu konuda hüküm giymiş birisinin, bir sürü suçlama olan birisinin CHP tarafından Ankaralılara aday olarak sunulması, Ankaralı seçmene yapılacak en büyük haksızlıklardan bir tanesidir" ifadelerini kullandı.