- Birkaç gündür bir kısım yazılı ve görsel medyada SÖZCÜ Gazetesi’nin “Kayyum Korkusu” varmış gibi kasıtlı, hem savcıları tetiklemek isteyen hem de adı konulmamış bir medya savaşından sözde bir zafer elde etmek isteyenler var.

- SÖZCÜ’nün böyle bir korkusu yok. Taş da kuş da elinde olanın, kuşu avladığından söz edilmez. Birileri bunu kaşımayı uygun buluyor ama SÖZCÜ muhalif ve ulusalcı duruşuna devam ediyor, edecek.

- Gazetecinin tanımı içinde ‘muhalif’ olma özelliği zaten vardır. Düzeni, iktidarı, egemeni savunmak ile karşı durmak arasındaki farktır gazeteci. Gazetecilik, kendilerine ya da görüşlerine karşı çıktığı için muarızlarını FETÖ’cülükle suçlamamaktır. Direnmektir, sevmektir, saygı göstermektir ve kalemini satmamaktır gazetecilik.

15szt01a_ist_izm_ant_trb_ank_adn

- Bu nedenle SÖZCÜ’nün böyle bir kayyum korkusu yoktur. SÖZCÜ, FETÖ’nün en güçlü olduğu dönemde, hatta şu anda SÖZCÜ’ye haksız ve insaf ile bağdaşmayacak şekilde eleştirenlerin FETÖ’cüler ile yan yana kol kola ve de büyük bir kutsal iş birliği ile TV’lerde karşıma çıktıkları zaman FETÖ karşıtı en büyük desteği aldığım yayın kuruluşudur.

- CMK 128. Madde’de “Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait” maddede sayılan taşınmazlara, hisselere ve malvarlıklarını kayyum atanabileceği düzenlenmiştir. CMK 133 ise suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde ve de ayrıca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli olması durumunda şirketlere kayyum atanacağından söz edilmektedir.

- Düşünce özgürlüğünün tek odak noktası haline gelmiş bulunan SÖZCÜ’nün ve SÖZCÜ yazarlarının herhangi bir örgütü olmadığını savcılar da iddianamelerinde açıkça belirtiklerine göre SÖZCÜ’nün kayyum ile tehdit edilmesi; SÖZCÜ’yü susturma ve dikensiz gül bahçesi yaratma projesidir.

- SÖZCÜ’nün susmasından en büyük zararı görecek olan da siyasi iktidardır. SÖZCÜ’ye bu suçlamaları yapanların, kayyum korkusu ile adil yargılanmayı etkilemek (TCK 288) ve yargı görevi yapanı etkileme suçunu (TCK 277) işleyenlerin dönüp önce geçmişlerine sonra da ABD Devlet Başkanı’nın Türkiye’ye yönelik niyetini açıkça ortaya koyduğu ‘tweet’lere baksınlar. Türkiye demokrasisini güçlendirerek, iç barışını sağlayarak ve de aklın,  bilimin önderliğinde bu husumete karşı koyabilir...

- TCK’nın 277. Maddesi’nde, görülmekte olan bir davada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın ya da mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi, bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.

- Milli olmak yetmez milli kalmak da gerekir. Milli olmanın tek ve vazgeçilmez koşulu Amerika’ya sözde sövmek değil özde karşı durmaktır.

ihlas