BBC, 2019 yılının esin kaynağı olan ve etkili çalışmalarıyla tanınan 100 Kadın listesini belirledi. Listesine giren tek Türk bilim insanı Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Zehra Sayers oldu.

Prof. Sayers, "Gazetelerden okuduğum kadarıyla bu yıl Türkiye'den tek bilim insanı benim. Tabii böyle bir listede olmak onur verici. Çok mutluyum. Kadınların öne çıkarılması konusunda da iyi bir örnek olduğum için bu bana onur veriyor" dedi.

Sayers, "Biyofizikçi ne yapar? Fizikten başlayıp biyolojiyi ilgilendiren problemleri fizik yöntemleri ile anlamaya çalışır. Benim yaptığım iş de fizik yöntemleri kullanarak biyomoleküllerin yapısına bakmak. Derimiz nasıl bir arada duruyor? Gözümüz nasıl görüyor? Bunları moleküler düzeyde anlamaya çalışıyorum. Aynı zamanda öğretim üyesiyim. Hocalık yapıyorum Sabancı Üniversitesi'nde. Farklı alanlarda ders veriyorum. Hem doktora öğrencilerim var hem de lisans öğrencilerim var" ifadelerini kullandı.

BU LABORATUVAR ORTADOĞU ÜLKELERİNDEKİ BİLİM İNSANLARINI BİR ARAYA GETİRİYOR


Ortadoğu'daki uluslararası SESAME laboratuvarının kurucuları arasında yer alan Zehra Sayers, “Bu Ürdün'de kurulmuş bir laboratuvar. Bunu ben kurmadım ama kuran ekiple birlikte çalıştım. Uzun yıllar birlikte çalıştım. Bu laboratuvardaki bilimsel danışma komitesinin başkanlığını yaptım. 15 seneden daha uzun bir süre. Bu laboratuvar uluslararası bir laboratuvar. Sinkrotron ışınımı oluşturuyor. Bu ışınım, çok kuvvetli güneş ışığı gibi bir ışık düşünün.

Bundan faydalanarak farklı sistemleri araştırmanız mümkün. Çok büyük bir mikroskop olarak da düşünebilirsiniz. Bu mikroskobu arkeoloji, biyoloji, tıp, malzeme bilimi, fizik, kimya, sanat gibi farklı alanlarda kullanmak mümkün. Bu tip laboratuvarlar dünyada çok yerde var. Japonya'da, Avrupa'da, Amerika'da, Asya'da var. Ama Ortadoğu'da böyle bir laboratuvar yoktu. SESAME 2017'den beri çalışmaya başladı ve SESAME'nin özelliklerinden bir tanesi de Ortadoğu gibi sorunlu bir yerdeki ülkeleri bir araya getirmesi ve bu ülkelerin birlikte çalışmaları. Bu ülkeler Türkiye, Pakistan, İsrail, İran, Filistin, Mısır, Ürdün ve Kıbrıs.

Bu ülkelerden temsilciler bir masanın etrafında oturarak laboratuvarın çalışması için neler yapmak gerektiğini belirliyorlar ve yapıyorlar. Birleştirici bir özelliği var. SESAME'nin ilk hedefi bir araştırma laboratuvarı olarak mükemmele ulaşmaya çalışmak. Diğer hedefi ise bu bölünmüş coğrafyadaki ülkelerden gelen bilim insanlarının aynı çatı altında deney yapmasını sağlamak ve birbirlerini biraz daha tanımasını, ayrılıkları bir kenara bırakarak bilim dili ile konuşmalarını sağlamak" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'DE AKADEMİK DÜNYADA ÇOK KADIN VAR"


Türkiye'de akademik dünyada çok fazla kadın olduğunu vurgulayan Sayers, “Türkiye'den başlarsak, Türkiye'de akademik dünyada çok kadın var. Bunlar oldukça iyi pozisyondalar akademide. Fakat görebildiğim kadarıyla yükselme konusunda bazı problemler olabiliyor. Daha az sayıdalar yani. Bir de kadınlar için ev-iş dengesini özellikle de işin içine çocuklar da girdiği zamana kurmak zorlayıcı olabiliyor. Eğer etraflarında onları destekleyen bir çevreleri yoksa. Eşleri, aileleri onları desteklediği takdirde çok başarılı, çok ileriye giden kadınlar var Türkiye'de. Genel olarak baktığımız zaman Türkiye Avrupa'da oldukça iyi pozisyonda bu konuda.

Fakat, kritik kitleleri oluşturmak zor oluyor. Genelde orada iyi bir yönetici kadın oluyor, burada başarılı bir akademisyen oluyor, diğer bir tarafta bir akademisyen daha var ama bunlar çok serpiştirilmiş durumda. Belli bir kurumda kritik kitleyi bazen oluşturamıyorlar. Çoğu zaman oluşturamıyorlar. Bence bu sorun. Geçenlerde bana bir soru geldi. "Dünyayı kadınlar yönetseydi sizce nasıl olurdu?" diye. Bence iyi olmazdı. Ancak kadınların en azından bir müddet için ağırlıkta olmaları lazım.

Kendi seslerini duyurmaları lazım. Kendi yerlerini belirlemeleri lazım. Çünkü kadınları ilgilendiren bir sürü kural da erkekler tarafından yapılıyor. Kanunlar da erkekler tarafından yapılıyor. Dolayısıyla bir denge kurmak için kadınların belli bir kritik kitle oluşturmaları gerektiğine inanıyorum ve daha sonra tabii ki bir ortak çalışma bu. Yalnız kadın, yalnız erkek değil. Birlikte çalışarak birbirlerini tamamlamaları lazım" ifadelerini kullandı.

“LİSTEDE OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE ÇOK HEYECANLANDIM"


Daha önce hem akademik olarak yaptığı çalışmalar hem de SESAME'de yaptığı çalışmaları dolayısıyla 2018 yılında Avrupa'da Rammal Ödülünü alan Sayers, 2019 yılının başında Amerika'nın önde gelen bir akademik kurumundan, SESAME'den kendisi dahil 5 kişi ile birlikte bilim ve diplomasi ödülünü aldı. BBC'nin listesine girdiğini nasıl öğrendiğini ise şu sözlerle anlatan Sayers, “Başta listede olmayı kabul edip etmediğim soruldu.

O yüzden ben bunu kabul edeceğimi, onur duyacağımı söyledikten sonra listede olacağımı biliyordum. Ama listenin ne zaman açıklanacağını bilmiyordum. O sabah bir e-mail geldi. Bu listede olduğumu söyleyen. Dolayısıyla çok heyecanlandım. Hemen baktım. Orada gördüm kendimi. Tabii insan merak edip başkalarına da bakıyor başka kimler var diye. Oldukça enteresan bir liste aslında. Çok çeşitli, çok renkli bir liste. Orada olmak güzel bir şey. Farklı ülkelerden, farklı alanlardan, aklınıza gelebilecek her alandan insanlar var o listede" dedi.

“SİZE HEYECAN VEREN ALANI BULMAYA ÇALIŞIN"


BBC'nin 2019 yılının esin kaynağı olan kadınları arasında yer alan Sayers, "Ben şunu söylemek istiyorum. Bunu öğrencilerime de söylüyorum. Size heves, heyecan veren alanı bulmaya çalışın ve onu takip etmekte acımasız olun. Hem kendinize acımayın. Hem de etrafınıza çünkü etrafınızda bir sürü insan, 'onu yaparsan ne olacak' diyebilir. Onları da dinlemeyin. Kendi tutkunuzu bulun ve o yolda da kimsenin sizi durdurmasına izin vermeyin. Bazen o yol o kadar düz bir yol olmuyor. O yoldan sapmak zorunda kalıyorsunuz hayat şartlarından dolayı. Direkt hedefinize gidemeyebilirsiniz ama tutkunuzu hiç gözünüzün önünden kaybetmeyin ve dolambaçlı bir yoldan da olsa ona ulaşamaya çalışın derim" ifadelerini kullandı. (DHA)